İlk başta biraz Cengiz Aytmatov’dan bahsedeyim. Kırgızistan’ın Şeker köyünde doğdu. Babası Stalin’in temizlik harekatında öldürülen kurbanlardan biriydi. Babasının yokluğu ve savaşın yokluk yılları yüzünden çocuk yaşından itibaren çalışmaya başladı. 1953’de Kırgızistan Tarım Enstitüsü’den veteriner olarak mezun oldu. İlk eseri 1952’de Pravda gazatesinde yayınlanan Gazeteci Cyuda’dır. Eserleriyle Büyük Sovyet Edebiyat Ödüllerini 2 kez almaya hak kazanandı. Aytmatov, başarılı bir edebiyatçı olmasının yanı sıra insan ilişkileri ve yüksek temsil kabileyeti sayesinde Sovyet devletinden itibar gördü, devletin çeşitli birimlerinde görev aldı. Gün olur asra bedel, romanının sinemaya uyarlanma çalışmaları sırasında Tataristan’ın Kazan şehrinde rahatsızlanmış ve hastaneye kaldırıldığı Almanya’nın Nürnberg şehrinde 9 Haziran 2008 tarihinde vefat etti. Gelelim Toprak Ana’nın konusuna. Bir Kırgız köyünde erkekler askere alındıktan sonra geride kalanların çektiği sıkıntıları konu alan bir eser. Baş kahramanlar iki güçlü kadın Tolgonay ve Aliman(Tolgonay’ın gelini). İkiside bu savaşa kocalarını kurban veriyor. Savaşın herkes için ne kadar yakıcı yıkıcı olduğunu, bu kadar acının, kayıbın, yıkımın hiçbir şeye değmeyeceğini, savaşın ne kadar gereksiz olduğu çok güzel anlatmış bize Aytmatov. Kitap zaten çok kısa daha fazla anlatmama gerek yok yani kısaca kitabın olayı bu. İki günde bitebilecek bir kitap mutlaka okumalısınız.