Her sabah hesabınıza 86.400 lira yatıran bir banka düşünün. Gün boyu, istediğiniz kadar parayı harcamakta veya harcamamakta serbestsiniz. Parayı dilediğiniz şekilde kullanabilirsiniz. Oyunun sadece tek bir şartı var: Harcamayı başaramadığınız meblağ, ertesi güne devretmez; akşam hesabınızdan geri çekilir.
Bu paranın hiçbir bölümünü, ne sebeple
8 Mart 2001 …
Annem , benim yaşamam için ölümle burun buruna, aynı gün annesi defnediliyor. ((Ben sanırım üzüntüsünden dolayı prematüre olarak doğmuşum bugün...)))
Her 8 Martta yani doğum günüm geldiğinde; ölümden kaçan ve ölüme giden kadınlar görüyorum…İyi ki doğdum diyemedim hiç belki ama mucize bebek olmanın her şeye rağmen hayata tutunmanın gücünü tüm yaşamım boyunca hissettim ve hep hissedeceğim 🦋🦋
🦋Dileğim yeni yaşımdan değil, duam hepimiz için Allah’a ;
🌸🦋Tüm çiçekler ehline denk gelsin 🤲(Amin)🌸🌸🌸
Efendim, Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz kitabında nüfus kayıtlarında ölmüş göründüğü için bir türlü nüfus cüzdanı çıkaramayan Yaşar'ın başından geçen dramatik olayları mizahi diliyle anlatmış Aziz Nesin.
Aslında askere çağrılan kadınları, ismindeki harf yanlış yazıldığı için garip bir isimle dolaşanları görmüş duymuşuzdur ama Yaşar'ınki bir başka.
"BEN, insanın aklına bir zamanlar yeryüzünde yaşamış olan bütün o değişik insan türlerini getiriyor."
Her fırsatta İngiliz toplumunun farklı katmanlarını eleştirmekten geri kalmayan Doris Lessing bu kitabında da bu alışkanlığını sürdürüyor. Bu kitabı doğru analiz edebilmek için sanırım her şeyden önce 1960'lı yıllarda özellikle Batı
Temas, yeni doğmuş bebeğin dünyadaki ilk deneyimidir. Sevgiyi en önce böyle alırız. Memeliler çocuklarını her durumda dokunarak uyarırlar; fareler yavrularını yalar, primatlar okşar. Ashley Montague, Touching: The Human Significance of the Skin (Dokunma: Tenin İnsan Açısından Önemi) adlı başyapıtında "Yeni doğmuş bebeğe ve küçük çocuğa her türlü dokunuş, sağlıklı fiziksel ve davranışsal gelişimleri açısından temel önem taşır. İnsanların sağlıklı duygusal ilişkiler veya sevgi ilişkileri geliştirebilmesi için dokunarak uyarımın çok temel bir önem taşıması, hem fiili hem de mecazi anlamda 'yalama' ile sevginin birbiriyle yakın ilişki içerisinde olması; kısacası, insanın sevgiyi öğretilerek değil, sevilerek öğrenmesi muhtemel görünüyor," diye yazıyor.
Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerden, fiziksel temasın
büyüme hormonu üretimini başlattığı, kilo alımını ve gelişimi teşvik ettiği bilinmektedir. Bu bulgular insanlar açısından da geçerlidir. Prematüre bebekler üzerinde yapılan bir araştırmada, küveze konulan bebekler iki gruba ayrılmıştır. Tek bir değişken dışında tüm besin ve diğer koşulları birbirinin aynıydı:
Bir grup iki hafta boyunca günde üç kez on beş dakika boyunca dokunarak uyarılmıştır. "Bu bebeklerin bu şekilde uyarılması (kontrol grubuyla kıyaslandığında) kilo alımında gözle görülür bir ivmeye, kafa çevresi boyunda artışa ve davranış göstergelerinde iyileşmeye yol açmıştır."
Zamanın değeri dedim de aklıma bakın ne geldi…
10 yılın değerini, yeni boşanmış bir çifte,
1 yılın değerini, sınıfta kalan bir öğrenciye,
9 ayın değerini, yeni doğum yapmış bir anneye,
1 ayın değerini, prematüre bebek sahibi bir anneye,
1 haftanın değerini, haftalık bir derginin editörüne,
1 dakikanın değerini, uçağı kaçıran birine,
1 saniyenin değerini, bir kazayı kıl payı atlatan birine,
1 milisaniyenin değerini, gümüş madalya kazanan kişiye sorun.
10 yılın değerini, yeni boşanmış bir çifte,
1 yılın değerini, sınıfta kalan bir öğrenciye,
9 ayın değerini, yeni doğum yapmış bir anneye,
1 ayın değerini, prematüre bebek sahibi bir anneye,
1 haftanın değerini, haftalık bir derginin editörüne,
1 dakikanın değerini, uçağı kaçıran birine,
1 saniyenin değerini, bir kazayı kıl payı atlatan birine,
1 milisaniyenin değerini, gümüş madalya kazanan kişiye sorun
Bunları sorduktan sonra ne yapın biliyor musunuz? Her anınızın tadını çıkarmaya bakın, çünkü dün artık mâzi oldu. Yarının ne getireceği belirsiz ve bugün size sunulmuş muhteşem bir armağan...