Hakan Balcı

GÜNEŞ SİSTEMİ’NDE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
Dünya tarih boyunca birtakım iklim döngüleri geçirmiş. Bu döngülerin nedeni doğal sebepler ve insan etkileri. Güneş Sistemi’nde diğer gezegenlerde de döngüler var. “Diğer gezegenlerin döngülerine bakmak, kendi döngülerimizi ve etkimizi daha iyi anlayabileceğimizi gösteriyor.” Mars’ın büyük bir uydusunun olmaması, Jüpiter ve Satürn’ün yoğun etkisi altında olması Mars’ın eğikliğinde değişikliğe yol açar. Bu da Mars’a düşen Güneş ışığının yoğunluğunun sürekli ama düzenli olarak değişmesine sebep olur. Tek bir döngü on binlerce yıl sürer. Daha sıcak dönemlerde Mars yüzeyinin altında bir ısı akışı olacaktır. Bu ısının zaman içinde nasıl birikeceği modellenerek Insight aracıyla bu ısı araştırılıyor. Ancak Insihgt’ta yaşanan teknik arızalar sebebiyle bu araştırma başarılı olamadı. Gezegenin güney kutbundaki karbondioksit buzu Mars’ın yaşanabilir olduğu dönemlere ışık tutabilir. Venüs’ün iklimini modellemek Mars’tan çok daha zor. Çünkü sıcaklık ve atmosfer korkunç boyutlarda. Venüs’ün bu hale gelmesine devasa volkan patlamaları sebep oluyor. Yayılan korkunç karbondioksit Güneş ışığını gezegene hapsetti. Venüs bu hale gelirken iki yoldan geçmiş olabilir: 1) Gezegenin oluşumundaki magma okyanusu gezegenin oksijenini içine hapsetmiş olabilir. Bu durumda gezgen çölleşmiş bir durumdadır. 2) Alternatif modele göre ise magma okyanusunun kısa süreli olması. Bu durumda ise Venüs, Dünya benzeri bir dönemden geçmiş olabilir.
Reklam
Kısa Kısa
Satürn’ün uydusu Enceladus’ta devasa bir gayzer bulunmuş. (s. 24) NASA’nın küçük bir asteroiti yakalayıp Ay yörüngesine oturtmak gibi bir uzak hedefi var. (s. 34) Çin, 2030’dan önce Ay’a astronot göndermeyi ve uzay istasyonuna bir modül daha eklemeyi planlıyor. (s. 42) Bill Clinton, oval ofiste çıkmaza giren konuşmalarında masasındaki Ay taşını eline alıp bu taş Ay’dan geldi dermiş. (s. 54 / Neil deGrasse Tyson röportajından) Büyük Patlama’dan sonraki ilk milyar yılda zamanın beş kat daha yavaş aktığı tespit edildi. Işık hızındaki hareketten dolayı (?). Einstein yine haklı çıktı. (s. 56) 10 milyar ışık yılı uzaklıktaki bir galaksinin merkezindeki kara delik kaydedilen en parlak geçici ışımalarından birini kaydetti. Bunun iki sebebi olabilir: Kara delik bir yıldızı içine çekiyor olabilir veya aktif galaksi çekirdeğinin aktif duruma geçmesi olabilir. (Aktif Galaksi Çekirdeği, kara deliklerin etrafındaki yığılma diski olarak tanımlanıyor farklı kaynaklarda.) (s. 68)
Samanyolu
Samanyolu sarmal bir yapıya sahiptir. Kabaca 100.000 ışık yılı çağında, 1000 ışık yılı kalınlığındadır. 100 milyar ila 400 milyar yıldız içeriyor. Güneş Sistemimiz merkezden yaklaşık 26.000 ışık yılı uzaklıktaki Avcı Sapağı’nda bulunuyor. Antik Yunan gözlemcileri Samanyolu’nun soluk kuşağını Tanrıça Hera’nın döktüğü bir süt akıntısı olarak hayal

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
⁠⁠Neptün’ün ötesine geçildiğinde Kuiper Kuşağı karşımıza çıkar. Bu bölge Güneş’ten yaklaşık 30 ila 2000 astronomik birim arasını kapsar. Plüton, Eris, Makemake, Haumea gibi cücegezegenleri; barındırır. Kuiper Kuşağından sonra karşımıza Oort Bulutu denen bölge çıkar. Burası 100.000 astoronomik birime kadar uzanır. İçerisinde belki de 100 milyar buzlu gezegenimsi bulunuyor. Kuyurukluyıldızlar da bu bölgeden geliyor. Bu kadar uzak bir bölge olduğu için hakkına bilinenler çok az. Kimi astronomlar Oort Bulutu’ndaki cisimlerin Güneş Sistemi’nin iç bölgelerinden dışarı atılan cisimler olduğunu düşünse de alternatif bir yoruma göre buradaki cisimler komşu bir yıldız sisteminin dış çeperinden takılmış. Bu iki gruba da girmeyen Sentor adı verilen bir cisim grubu da var. Güneş’e en yakın oldukları anda Jüpiter’le Neptün arasındayken en uzak oldukları zaman Kuiper Kuşağı’nın kalbine doğru uzanırlar. Hatta tespit edilen en uzak cismin bir Sentor olduğu ortaya çıktı. Bir de tartışmalı 9. gezegen teorisi var. Birkaç astronom bazı anomalileri açıklarken 9. bir gezegen ihtimali üzerinde duruyorlar. Çok çok uzak bir yörüngede dolaştığı için şimdiye kadar tespit edlememiş olduğunu belirtiyorlar. Tabi bu popüler bir görüş değil. Eğer bir gün gözlemlenirse elbette ki astronomide müthiş bir keşif olur.
Uzayda bir şeyler üretmek için 3B yazıcılar en makul çözüm gibi ancak hala çok yavaşlar. (Sayfa 34-35) Bizden 1300 ışık yılı uzaklıktaki Janus adlı beyaz cücenin bir tarafının helyumdan diğer tarafının hidrojenden oluştuğu görülüyor. Bu olay tahminen manyetik alanın bir tarafta daha güçlü olmasıyla alakalı ama kesin bir şey söylemek için daha fazla gözlem yapmak gerekiyor. (Sayfa 36-41) Temmuz ayında Fransız bir kadına çarpan cisim bir meteorit değil bir dünya kayası çıktı. (Sayfa 42-43) Elektrikli yelkenleri kullanan uzay araçları büyük hızlara çıkabilir. Sadece 10 yıl içinde Güneş Sistemi’nin sınırına dayanabilir. (Sayfa 49) Güneş Sistemi’nin ilk oluştuğu zamanlarda yakınlarında bir Süpernova patlaması meydana gelmiş olabilir. Güneş Sistemi’nin doğum kozası olası etkilerden korumuş olabilir. (Sayfa 50) Subaru teleskobu Hawai Mauna Kea’da. Adını Japonca’da Ülker takımyıldızından alıyormuş. (Sayfa 58-61) James Webb bir gezegen oluşum diskinin merkezinde su buharı buldu. Bu keşif, orada Dünya benzeri gezegenlerin oluşabileceğini gösteriyor. (Sayfa 64-65) Gizli fotonlar, karanlık maddeyi açıklayabilir. Çünkü gizili fotonlar sıradan fotonlarla çok zayıf bir şekilde etkileşime girerler. Tabi şimdiye kadar gizli foton diye bir şey gözlemlenmemiş. Ancak çalışmalar devam ediyor. (Sayfa 74-7
Reklam
Reklam
395 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.