Kitap, 2001 yılında İstanbul Üniversitesi’nde çalışan Maya Duran ile 1930’larda Türkiye’de hocalık yapmış olan Alman asıllı Profesör Maximilian Wagner arasında gelişen sıra dışı bir aşk hikayesini anlatır. Kitap, hem kişisel hem de toplumsal tarihin iç içe geçtiği, duygu yüklü ve sürükleyici bir eserdir.
Kitabın büyülü tarihi örgüsünde, aşkın zaman ve mekan sınırlarını aşabilen gücünü görebiliyoruz . Kitapta, 60 yıl önce başlayan ve hiç bitmeyen bir aşkın izini sürerken, tarihin acı ve dramatik olaylarına da tanıklık ederiz. Kitap, aşkın gücünü ve insanlığın umudunu vurgular.
Kitabın kahramanları, Maya ve Max, çok farklı yaşam deneyimleri ve kültürleri olan iki insan olmalarına rağmen, ortak bir duyarlılık ve merak paylaşırlar. Maya, modern, bağımsız ve cesur bir kadındır. Max, yaşlı, hasta ve yalnız bir adamdır. Ancak ikisi de geçmişlerinde saklı kalan sırları ve yaraları olan karakterlerdir. Kitap, bu iki karakterin birbirlerini tanıyarak, kendilerini de keşfetmelerini anlatır.
Kitabın anlatımı, akıcı, sade ve etkileyicidir. Kitapta, gerçek olaylara ve kişilere dayanan tarihi bilgiler de verilir. Kitap, hem bir aşk romanı hem de bir tarih romanı olarak okunabilir. Eserde Yahudi Soykırımı, Mavi Alay, Türkiye-Almanya ilişkileri, Türkiye’nin modernleşme süreci gibi konular işlenir. Kitap, bu konuları ele alırken, siyasi ve ideolojik bir tavır takınmaz, ancak insan hakları ve hümanizm değerlerini savunur.
Kitabın sonu, okuru hem şaşırtan hem de duygulandıran bir şekilde biter. Kitap, aşkın ölümsüzlüğünü ve mucizesini gösterir. Keyifli okumalar...