GÖRÜCÜ İşten eve geldiğimde oldukça yorgundum. Elbiselerimi değiştirip hemen odama çekilip uzanmak istiyordum. --Anne! Ben geldim! Mutfaktaydı. Sesimi duyunca ellerini havluya silerek yanıma geldi. Gülümsüyordu. --Hoş geldin, aslan oğlum. Hay maşallah. Seni yaradana kurban olurum ben. Şaşırmıştım. Ama hemen kendimi toparladım. Ne de olsa böyle bir
AŞK MAHKUMU Onu ilk kez gördüğümde kanadı kırık bir kelebeğe benzetmiştim. Uçmaya çalışan ama uçarken de acısını içinde yaşayan bir kelebeğe… Sanki acısını kabullenmiş gibiydi. Güçlü görünmeye çalışıyordu. Ama bu konuda pek de başarılı değildi. Ortak bir arkadaşımızın evinde verdiği doğum günü kutlamasında karşılaşmıştık. Dikkat çekici bir
Reklam
120 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 11 hours
Nietzsche pos bıyığından mıdır, profil maiyetinde umarsız tavrı sükun halinden midir nedir bilinmez, herkesin iştahla ve azimle koşturduğu bir futbol maçındaki "bitse de gitsek" tripleri kasan, ortamdan zihnen soyutlanan, zoraki birlikteliklerden türeyen zıpçıktı bir adam görünümündedir. Muhtemeldir ki kendisiyle ortaklaşa bir programa
Ecce Homo
Ecce HomoFriedrich Nietzsche · Yapı Kredi Yayınları · 20009.8k okunma
Ağ üzerine kurulu bir ekonomide müşteri bağlamanın anlamı, kullanıcının arza bağımlı hale getirilmesinden başka bir şey değildir. Bu türden bir müşteri bağlama özellikle "kült pazarlamacılığa" vurgu yapar. Kült pazarlamacılığı pek çok insanın paylaştığı bir dünya ve dünya görüşü yaratmaktadır. Böylece Camel tüttürenlerin, McDonald's hayranlarının, Coca Cola içenlerin ve Benetton giyenlerin dünyasına belli bir profil ve hedef kitlenin özlemlerini, arzularını ve ihtiyaçlarını karşılayan bir imaj kazandırılmaktadır. Bu "dünya" için tipik olan, bu nedenle bir kimlik yaşantısını mümkün kılan ve kendini evinde hissetme duygusu veren ortaklaşa kültler ve ritüeller gerçekleştirilmektedir. Kült pazarlamacılığı yaratılan dünyaları ayakta tutmaya ve logoların, sloganların, iddiaların ("claims"), melodilerin, spor ve müzik idollerinin, maskotların ve göstergelerin desteğiyle onların insanların bilincinde kök salmasını sağlamaya çalışmaktadır. Şaşmaz bir biçimde hedefleri tutturan iddialı kreatif direktör Frederic Beigbeder ise tipik bir postmodern öz ironiyle şu sözleri söylemektedir: "Logos'un (yaratıcı söz, akıl) yerini logolar almıştır..."
Sayfa 36 - Kült Pazarlamacılığı Ve Müşteri BağlamaKitabı okudu
Yıldönümü :)
Yaşamlarımız da kitaplar gibi; olaylar başlıyor, olaylar bitiyor. Ortalama bir insan ömrü kaç kitap ediyor... Çok uzun zamandır kitaplarla ilgili bir uygulama olsa, beğendiğimiz yerleri paylaşsak, kaydetsek, yorumlasak diye düşünürken geçtiğimiz sene tam da bugün bu uygulamayı farkettim, hani izleyenler bilir; Vizontele
202 syf.
·
Not rated
·
Read in 12 days
#kitapyorum #tavsiyekitap #okudumbitti Kitab adı: Şov ve Mahrem Yazar: Fatma Barbarosoğlu Yayınevi: Profil Dini kimlik osmanlıda her zaman öndeydi. Cumhuriyet yönetiminde ise, dini kimliklerinden soyutlamak istediler insanları ve aslında ortaya kendi çıkardıkları laiklik! Dini çıktı. Bu minvalde, Osmanlının hoşgörüsü rafa kaldırılıp, özellikle islam dini üzerinden baskılar başladı insanlara ki, daha çok türban ve tesettür minvalinde bu baskı ağırlık kazandı. Kamusal alanda yasaklanan dini kimliği ön plana çıkaran kıyafetler, sosyal alanda da sosyalin tanrıları modacılar tarafından topa tutuldu. İslami kimliğin öne çıktığı tesettür kıyafeti daha çok 2000'li yıllar da eleştiri oklarını üzerine çekti. Sağ kesimin iktidara gelmesi, kamusal alanda tesettürletiyle var olan bakan başbakan eşleri, her daim eleştiri oklarını üzerine çekti. Öyle ki, sadece başı açık olduğu için ne giyerse giysin şık sayılabilen insanların yanında, sadece başı kapalı olduğu için kıyafetleri rüküş görülen ve kendilerini modacı! diye addeden bir kaç kendini bilmezin yorumları, tesettürün onurunu zedelemese de insan denen varlığın içindeki cevherleri bir kenara bırakıp yanlızca giyimiyle varolduğunu düşünmesi, tesettürü de bir moda malzemesi haline getirmiştir. Tesettürün bir şov malzemesi olmayacağı, moda denen illetin tesettür üzerinden hayata geçemeyeceğini anlatmış Fatma Hanım, Tesettürün dünü ve bugünüyle, laik kesimin yorumlarından alıntılarla, çok güzel noktalara temas etmiş. Tavsiye olunur.
Şov ve Mahrem
Şov ve MahremFatma Barbarosoğlu · Profil Yayıncılık · 2013275 okunma
Reklam
240 syf.
5/10 puan verdi
·
Read in 5 days
Yusuf Yusuf dedikleri, birkaç beyle birkaç mermi...
Üç saattir incelemelerde eleştirel bir satır, bir fikir hatta bir kelime arıyorum... Arıyorum ki, kitapla ilgili yakın bulduğum bir görüşü repost edip şu satırları şu sıcakta yazma yükünü üzerimden atabileyim... Yok maalesef, olmadı... Bunun pek çok nedeni olabilir tabii... Ancak Kuyucaklı Yusuf özelinde bu hayranlığa, bu müthiş etkilenmeye
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yakamoz Yayıncılık · 2019174.8k okunma
287 öğeden 181 ile 190 arasındakiler gösteriliyor.