Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Canım Promethe
Prometheus en yücelerimizden bi­riydi, akan kan damlaları altındı, sırtını korkunç bir güzellikle lekeliyordu.
Ben tarih yetimiyim ve ağlamak istiyorum.Ama bırakmıyorlar. Onlar benim sadece Promethe'nin zincire vurulduğunu, vücudunun kartallar tarafından parçalandığı dağlarda at koşturmamı istiyorlar. Ayrıca kartallar benim ruhumu parçalıyor! Aynı kartallar
Sayfa 103
Reklam
İslam medeniyetinin insanı 'ihsan'a inanır. Batı bireyinin modeli ise promethe'dir. Gücü, bilgiyi, sanatı "tanrılardan çalmak" pahasına savaşarak kazanır.
Sayfa 88 - *ihsana inanırdı.Kitabı okudu
Türkiye'de herkesin milli ve dünyevi, modern ve demokratik bir terbiye alması esastır. Eğitimin milli olmasından maksat; gençleri, yaşayan bütün kurumları, düşünce ve idealleriyle milli topluma uydurmaktır. Dünyevi kelimesinden hedeflenen anlam, eğitimin laik olması, düşünceyi daraltan ve vicdan özgürlüğünü kıran her türlü dini etkiden uzak bulunmaktır. Modern deyimiyle, eğitimin, yöntemler ve teknikler bakımından en yeni bilimsel kurallara göre sürdürülmesi; demokratiklik ile de eğitim ve öğretimin bütün olanaklarından kadın-erkek tüm ulus bireylerinin eşit derecede yararlanması, serveti ve toplumdaki yeri ne olursa olsun her gencin yeteneği ve zekası derecesinde öğrenim görebilmesine hiçbir engelin konmaması düşünülmelidir. Mustafa Necati
Atatürk de, yurtdışına gidecek öğrencilere çektiği telgrafta şöyle diyordu: "Sizi birer kıvılcım olarak gönderiyorum. Volkan olup dönmelisiniz."
Zavallı Promethe, dön de bir bak; uğruna Tanrılara kafa tuttuğun insanların haline! Bu kadar aşağılık olduklarını bilseydin çaldığın ateşle yakardın önce bütün umutlarını...
Reklam
"... Hayatta hiçbir zaman kafamızdaki kadar harikulade şeyler olmayacağını henüz idrak etmemiştim." [Kürk Mantolu Madonna - Sabahattin Ali ]
Sayfa 184Kitabı okudu
Bu Peygamberin (as) deyimiyle: "Allah'ın. dilediğinin gönlüne düşürdüğü aydınlık" olan bir bilgi ve bilmedir. Kur'an'da çoğunlukla "Kitab" ile birlikte Allah'ın vergisi olarak belirtilen ve peygamberlerin insan için getirdiği hikmet budur Promethe'nin tanrılar göğünden kaçırıp kışın dondurucu karanlık ve soğuğuna duçar olmuş insanlara verdiği ateş de bu aydınlığın ta kendisidir! Sokrates in hep söylediği ve "Her kim ona sahip olursa tehlikelerden korunmuş olur." dediği ve talebelerinin de sürekli aradığı; Pythagoras'un: "Biz ona sahip değiliz, belki onu sevenleriz, onun dostlarıyız."
Sayfa 132 - Fecr yayınlarıKitabı okudu
Bazı şeyler vardır ki bir kanunla, bir emirle, bir düdük çalarak düzeltilebilir. Ama bazı şeyler vardır ki; kanunla, emirle, milletçe omuz omuza boğuştuğumuz halde düzelmezler. Fesi atar, şapkayı giyer adam; ama alnında fesin izi vardır. Siz, sarıkla gezmeyi yasaklarsınız. Kimse sarıkla dolaşmaz ama bazı insanların başındaki görünmeyen sarıkları yok edemezsiniz. Çünkü onlar zihniyetin içindedir. Zihniyet, binlerce yılın birikimidir. O birikimi bir anda yok edemezsiniz; boğuşursunuz onunla sadece... Yeni bir zihniyet, yeni bir ahlak yerleştirinceye kadar boğuşursunuz ve sonunda muvaffak olursunuz. Atatürk
Müslüman “aydın” “manevi” olarak tanımladığı alanda mün, kün olan en güzel ahlâki davranışları sergilerken, “maddi” alandı ise bir ahlâkilikten çok modern/bilimsel bilginin yasalarının söz konusu ve geçerli olduğunu varsayar. Dikkat çeken nokta maddi alan ilişkin tüm faaliyetlerde -fiziki (görünür) dünya ile ilişkili olduğundan- ahlâk olgusunun bu alan için, söz konusu edilmediği, bunun yerine sahip olunan bilimsel bilginin “öngörüleri/yasaları”nın geçerli olması gerektiği kabulüdür. Buna rağmen bütün varlık âleminin bir canlı olarak Allah'ı tesbih ettiğini söylemesi gözden kaçan bir çelişki olur. Bu “iki-alan” ayırımını başarılı şekilde “kurmuş” olan aydınların -özellikle mühendislerin- zihinsel açıdan rahat ve rollerinde/mes leklerinde “başarılı” oldukları görülür. Dolayısı ile bu Müslüman'n modernite tarafından bölünmüş dünyasında belirleyiciliğin “akıl” tarafından yapıldığı İslamcı kimlik ise çoğu zaman bunu gizleyen bir olgu olarak var olmuştur. Hayat alanının -dinin/Siyasetin- parçalanma süreçleri “kemale” ulaştıkça, Müslümanlar da -kanaatimize göre- bireyleşme süreçlerini olgunlaştırmış olacaklardır. Bu ise -görünen o ki- Promethe'nin bu kez Müslüman kılığında geri dönüşünden başka bir şey olmayacaktır.
Sayfa 196Kitabı okudu
Reklam
Bir Zamanlar İngiltere
Bir gün, yarım salkım üzümle bir şeftalinin pamuklar içinde sarılı olarak eczane vitrininde teşhir edildiğini görmüş, hayretle ve biraz da hasretle seyretmiştik. Muz ise sadece 16 yaşından küçüklere verilmekteydi. Turan Kural / Tekstil Mühendisi
Sayfa 388Kitabı okudu
419 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Atatürk’ün bir kıvılcım olarak gönderdiği ve yurda döndüklerinde Türk çağdaşlaşmasının öncülerinden olan cumhuriyetin öğrencilerinin gittikleri yerlerde yaşadıklarını anlatan güzel bir eser. Avrupa’ya çeşitli imtihanlarla gönderilen 40 öğrencinin anılarından yola çıkılarak eğitimleri, yaşadıkları ve Türk modernleşmesine katkıları anlatılmıştır. Bunların yanında en önemli noktalardan biri de bu öğrencilerin birçoğunun II.Dünya Savaşı yıllarını Avrupa’da yaşamaları ve özellikle Almanya’da olanların çok çarpıcı olaylardan bahsetmesidir. Savaş yıllarında gönderilen öğrencilerin hem Avrupa’ya gidiş yolculukları hem de dönüşleri maceralarla ve tehlikelerle doludur.
Türk Promethe'ler
Türk Promethe'lerKansu Şarman · İş Bankası Kültür Yayınları · 200662 okunma
Ahir Zaman Ateşi
"İslam medeniyetinin insanı ihsana inanır, Batı bireyinin modeli ise Promethe'dir. Gücü, bilgiyi, sanatı 'tanrılardan çalmak' pahasına savaşarak kazanır."
Genç tıbbiyeli, bugün olduğu gibi, yarınki meslek ödevlerini yerine getirdiğin zaman da vatanınını sosyal dertlerine eğilmeyi bir an ihmal etme! Derinliği hangi tarihlere kadar inen ve hangi çeşit menbalardan beslendiği bilinmeyen dışardan ve içerden el ele vermiş ihanet ve ondan daha önemlisi cehalet, ancak böyle uyanık bir nesil karşısında zamanla yenilgiye uğrayacaktır. Kamile Şevki Mutlu / Patolog
Sayfa 318Kitabı okudu
102 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.