hastalığını tedavi ettirmek için önce doktora, ilaca, ameliyata başvuranlar; rızkını kazanmak için yirmi dört saat mesai yapanlar duaya en son yer verirlerken kötülüğü elleriyle ortadan kaldırmak yerine sadece protesto açıklaması yapıyor ve dua ediyorlar. Sonra da duamız kabul edilir mi diye bekliyorlar. *Kamil Yeşil
Günümüzün sloganı - xoşbəxt deyilsense seçilmiş adamsan
Mutsuzluk. -Bir mutsuzluk işareti (sanki kendini mutlu hissetmek yavanlık, iddiasızlık, sıradanlık işaretiymiş gibi), öyle büyüktür ki bir kimse başka birine "Ne kadar da mutlusunuz!" dediğinde protesto edilir genellikle
Sayfa 2971
Reklam
Yahudi anladı, hâlâ bazıları anlamadı. Çünkü hastalığını tedavi ettirmek için önce doktora, ilaca, ameliyata başvuranlar; rızkını kazanmak için yirmi dört saat mesai yapanlar duaya en son yer verirlerken kötülüğü elleriyle ortadan kaldırmak yerine sadece protesto açıklaması yapıyor ve dua ediyorlar. Sonra da duamız kabul edilir mi diye bekliyorlar. Âkife rahmet okumayıp da ne yapacağız!
Sayfa 42 - Kâmil Yeşil~İsraile karşı duayla pasif direniş
Yakın çağda din özgürlüğü yerine ikame edilmeye çalışılan düşünce özgürlüğü kavramı, buna oranla pek cılız bir alternatiftir. Çünkü düşünce özgürlüğü normal şartlarda toplumun ancak dar bir elit kesimini ilgilendirir; oysa dini inanç, en mütevazı insanların bile ortak malıdır. Siyasi düşünceleri için canını feda edecek insanlar ender çıkar; oysa dini inançları için tarihte yüzbinlercesi kendini seve seve arslanlara atmıştır. Düşüncenin neşrini yasaklamak kolaydır: kitap ve gazete toplatılır, bir süre protesto edilir, unutulur. Oysa kutsal kitapları yasaklamayı ya da kilise, havra ve camii kapatmayı deneyip, uzun vadede başarılı olmuş bir rejimi tarih henüz kaydetmemiştir.  
XVIII asır sonlarında ve XIX. asır başlarında, islam kavimleri arasında dahi, mahiyetleri tetkik edilirse milli sayılacak hareketler vardır. Mesela Vehhabi hareketi zannımızca milli bir Arap hareketidir; bugünkü neticeleri de, bu noktai nazarımızın haklı olduğunu ispat eder. Umumiyetle Vehhabi hareketi, o zaman hakim olan İslâm telâkkisini protesto ederek başlıyan sırf dini bir kıyam mahiyetinde telâkki edilir. Zahiren bu doğrudur; fakat Sırp ve Yunan hareketleri de o hareketlere iştirak edenlerin azim ekseriyeti nazara alınırsa, islâm hakimiyetine karşı kıyam eden ve hıristiyanlığı galip getirmek istiyen dini hareketler addedilmek lazımgelir. Vehhabi hareketi, mezhebi ve dini esaslara istinaden, Türk hakimiyetini tanımamak ve Arabistanda bir Arap devleti tesis etmek gayesini istihdaf etmiş ve hareketin iptidalarında bile bir müddet için buna muvaffak olmuştur. Vakıa üzerlerine sevkolunan Osmanlı ve Mısır askerlerinin tazyikı ile Vehhabilerin hakimiyet havzaları tahdit edilebilmişti; bununlaberaber Arap memleketlerinin Osmanlı imparatorluğundan ayrıldığı XX. asra kadar, yani bir buçuk asırdan fazla bir zaman, Vehhabilik Necid sahrasında mevcudiyetini muhafaza etmiş ve nihayet XX. asrın ikinci grubunda Mekke ve Medineye sahip olarak, Hicaz Kırallığını ele geçirmiştir.
Aktörlük Sanatı, Sanat Kuramları, Görme Biçimleri
_Medeniyet, insanların ne kadar para kazandığıyla ya da kaç tane lüks arabaları olduğuyla ölçülmez. Medeniyetin para birimi Sanat’tır. Sanat aristokrattır ve sanatla uğraşan kimseler de yükselerek seçkinleşirler. Müzelerimizde ve kütüphanelerimizde korunan da sanatın ta kendisidir. Sanat Müzesi'ni ziyaret ettiğinizde göreceğiniz, insanların
Reklam
KADINA SIDDET ILE NASIL MUCADELE EDILIR?
"Bugün yapılacak en mühim şey bu sorunu çözmekle yükümlü olan kişileri ve kurumları harekete geçirmek ve ya harekete geçirmeye zorlamak! Bir devlet görevlisi, bir din adamı, bir erkek "15 yaşında kız çocuğu evlenebilir", "Kadının yeri evidir" ya da "Annelik en güzel kariyeredir" gibi falan laflar ettiğinde binlerce kadın tarafından protesto mektubu almalı. Türkiye de kadınlar bu haları gökten iniş bir biçimde almadı. Milli mücadele de erkeklerle omuz omuza çarpıştı, bedel ödedi, erkeklerle birlikte yeni bir hayat kurdu, bu hakları kazandı. Bu kazanımları ellerinden almaya çalışanlar olduğunda hep birlikte ayaklanmalılar. Unutulmamalı ki bizim devrimimiz bir kadın devrimidir."
Sayfa 158Kitabı okudu
Sivil Toplum
Sivil toplum, devlet içindeki hükümetten bağımsız olan bütün kurumları kapsar. Bu tür kurumlar arasında gönüllü kuruluşlardan sosyal ve spor kulüplerine, protesto gruplarından kilise cemaatlerine kadar bireylerin karşılıklı anlaşma ve serbest birleşim ile bir araya geldiği çok çeşitli yapılar yer alır. Sivil toplum bazen, siyasi bir yönü de olan toplumdan ayrılır; devletin yaptırımı olmaksızın toplu eylemleri yürüten organları ifade eder. Sivil toplumun gelişimi genellikle demokrasinin temel bir koşulu kabul edilir. Bunun aksine totaliteryanizm buna tahammül edemez; ona göre bütün faaliyetler devlet tarafından kontrol edilmelidir. Sivil toplumlar bir çok eski komünist ülkede ortaya çıkmış ancak Çin'de bu fenomen hala gelişmemiştir ve tehdit altındadır. Yerleşik demokrasilerde bile, nelerin devletin sorumluluğunda olması nelerin sivil topluma bırakılması gerektiği konusundaki tartışmalar devam etmektedir.
Sayfa 214 - Kronik KitapKitabı okudu
Özal (II)
ANAP, referandumda başarılı bir sonuç almıştı, ancak bu sonucun tamamını partisine kanalize etmesi mümkün değildi. O yüzden, seçimler öncesinde işini sağlama almak ve seçimi garantilemek için, büyük partinin lehine olmak üzere seçim sistemi üzerinde değişikliklere gitti. Bu bağlamda, çoğunluk partisini kayıran üst barajlar (kontenjan) öngörülmüş,
Sayfa 199Kitabı okudu
Maraş işgalerine karşı kadınların protestosu.
6 Şubat 1920 günü toplanan genel kurulda ise kadınlar, Maraş’ın işgalini protesto etmişlerdir. Belkıs Raif Hanım “… Şimdi de son işgal Maraş, Hanımefendiler! Maraş, Sivas’a üç gündür. Sivas’ın bir uzvu demektir. Maraş giderse Sivas gider. Sivas giderse Anadolu-i Şarki (Doğu Anadolu) baştanbaşa gider. Anadolu-i Şarki giderse Türklük biter. Mabetlerimiz, mukaddesatımız (kutsal şeylerimiz) çiğnenir. Camilerimize çan takılır, namuslarımız pâymal edilir (çiğnenir). İşte Hanımefendiler! Kadın, erkek ittihat edersek (birleşirsek), düşmanlarımızın karşısında kavî bir kitle hâlinde bulunursak vatan kurtulur…”166 diyerek İstanbul, İzmir, Adana, Ayıntap, Urfa ve Maraş’taki her karış toprakta bir şehidin olduğuna dikkat çekerken Asiye Edhem Hanım “… Vatan bizim anamızdır. Bir evlât, annesinin canavarın pençeleri arasında parçalanacağını gördüğü zaman sabredebilir mi? İşte Hanımefendiler, düşmanlarımız vatanımızı canavarlar gibi parçalamak istiyorlar. İşte biz de o vatanın, yani o ananın evlâtlarıyız. Gün bugün, saat bu saat, dakika bu dakika. Bekleyecek, duracak zaman kalmadı. Gayret bizden, yardım Allah’tandır, hanımefendiler!”sözleriyle durumu çok çarpıcı olarak ortaya koymuştur.
Reklam
"Siber Toplumun Münzevileri"
Duygularımız, duyarlılıklarımız, olaylara olan tepkilerimiz, hayata bakışımız ve bunun gibi pek çok şey düzenli olarak yaptığımız paylaşımlar yoluyla takip edilir. Toplumsal sorunlara dair duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak ve mütemadiyen samimiyet testinden geçmek zorundayızdır. Kısacası mahremiyetimizin ifşası, mahrem duygu ve düşüncelerin ifşasını da zorunlu kılar. Tam da bu nedenle, "siber toplumun münzevileri" diyebleceğimiz kişiler, yani sosyal medyanın dışında kalmayı tercih edenler çeşitli biçimlerde kınanır, farklı yollarla protesto edilirler. Oluşturulan sanal cemaatlerin dışında bırakılarak paylaşımlardan haberdar edilmezler, düzenlenen aktivitelere davet edilmezler.
Sayfa 157 - İnsan Yayınları, Mesut Hazır
FİNLANDİYA TATARLARI
Uzak diasporada sayıları oldukça az olmasına rağmen en iyi organize olan, varlıklı ve dolaysıylasıyla etkili Tatar topluluğu Finlandiya'da yaşar. Finlandiya bağımsızlığına kavuşmadan önce İsveç Kraliyetinin hakimiyeti altındaydı. 1 809'da İsveç ve Rusya arasında yapılan Frederikshamm antlaşması ile Finlandiya Büyük Dukalığı Rusya'ya
Bir mutsuzluk işareti (sanki kendini mutlu hissetmek yavanlık, iddiasızlık, sıradanlık işaretiymiş gibi), öyle büyüktür ki bir kimse başka birine "Ne kadar da mutlusunuz!" dediğinde, protesto edilir genellikle.
Noel ve Paskalya gibi Hristiyan bayramlarımızın ezoterik önemini inceledikten ve Lekesiz Hamilelik doktrinini de inceledikten sonra, kilisenin kutsal ayinlere uygulanan ayinlerinin içsel anlamına dikkat çekmek şimdi iyi olabilir. beşikten mezara kadar tüm Hıristiyan topraklarında bireydir ve yaşam yolculuğunun tüm önemli noktalarında onun
68 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.