Bedele ruhun emülsiyonu üzerine
Herhangi bir biçim içinde olmak mı, ne ki o? Şahsen benimkisi öyle hissiz bir kabuk değil.
Sayfa 21
Rüyaların yapıldığı maddeden yapılmışız biz, ama aynı zamanda yalnızca maddeyiz. Şu anda beyni, gizeminin hiçbir zaman çözülemeyeceğini kavrayacak kadar tanıyoruz.
Sayfa 14
Reklam
Önsözden
Bilimin sıkıntıyı artırıcı keşifleri sayesinde ölümsüz ruh mevta olmuştu. İnsan düşmüş bir melek değil, maymunun tekiydi.
Sayfa 12
Fakat Proust’un da ısrarla üzerinde durduğu üzere, anılar yalnızca bugüne kalmazlar, aynı zamanda sürekli değişirler. CPEB Proust’un hipotezini destekler. Geçmişimizi her hatırladığımızda anılarımızın dalları yeniden biçimlendirilir hale gelir. Anılarımıza işaret eden prionlar neredeyse ölümsüzken, onların dendrit ayrıntıları hatırlama ve unutma kutupları arasında gidip gelerek her zaman değişikliğe uğramaktadır. Geçmiş aynı anda hem ebedidir hem de geçici.
Reklam
Yüzleşmeye hazır mısınız?
Whitman’ın tek şiir kitabı “Çimen Yapraklarının” önsözünde yazdığı üzere, “benimle birlikte aynanın içlerine bakmak için yanımda duracaksınız.”
Sayfa 18 - AyrıntıKitabı okuyor
Proustçu nostaljinin ironisi budur: Şeyleri gerçekte olduğundan çok daha iyi olarak hatırlar. Fakat Proust en azından kendi hilekârlığının farkındaydı. Özlediği Combray'ın gerçek Combray olmadığını biliyordu. (Proust'un ifade ettiği şekliyle, "Yegâne cennet kayıp...
Sayfa 98 - Boğaziçi Üniversitesi YayıneviKitabı okudu
Charles Baudelaire
Tüm çekmecelerinin içinde bilançolar, Küçük aşk mektupları, şiir ve romans dolu, Tutam tutam saç yüklü, kocaman bir eşya bu, Ki daha az sır saklar kederli belleğimden. Bu bir ehram, sınırsız büyüklükte bir mahzen, Fukara kabri, ne çok ölüsü var içinde. -Ben ayın tiksindiği bir mezarlığım işte,
Sayfa 83 - Boğaziçi Üniversitesi YayıneviKitabı okudu
Cézanne görme konusundaki bu anlayışı tersine çevirmişti. Onun tabloları görmenin öznelliğini, yüzeylerin yanılsamalı niteliğini konu alıyordu. Cézanne post-izlenimciliği icat etmişti, çünkü izlenimciler yeterince tuhaf değillerdi. Şöyle diyordu: "Benim tercüme etmeye çalıştığım şey daha gizemlidir; varlığın köklerine dolanmıştır." Gerek Monet ve Renoir gerekse de Degas görmenin basitçe gözün aldığı ışıktan oluştuğuna inanıyordu. Bu sanatçılar çizdikleri güzel tablolarda gözün yakaladığı geçici fotonları tasvir etmeye, Doğa'yı bütünüyle onun aydınlattığı şekilde resmetmeye çalışıyorlardı. Fakat Cézanne ışığın yalnızca görmenin başlangıcı olduğuna inanıyordu. "Tek başına göz yeterli değildir, aynı zamanda düşünmek de gerekir." diyordu. Cézanne'ın epifanisi izlenimlerimizin yorum gerektirdiği yönündeydi; bakmak gördüklerimizi yaratmaktır.
Sayfa 108 - Boğaziçi Üniversitesi YayıneviKitabı okudu
Reklam
... Elbette Stravinski kan basıncımızı nasıl yükselteceğini çok iyi biliyordu. İlk bakışta bunun tartışmaya açık bir başarı olduğu düşünülebilir. Modern sanatın bu denli acımasız olması şart mıdır? Güzelliğe ne oldu peki? Stravinski'nin kötü niyetinin kökeninde zihni derinden kavramış olması yatıyordu. Müziğin devindirici gücünün ahenk değil, çatışma olduğunu anlamıştı. Hissetmemizi sağlayan sanat canımızı yakan sanattır...
Sayfa 148 - Boğaziçi Üniversitesi YayıneviKitabı okudu
Müzik nasıl bu denli acı verebilir? Çünkü duygularımıza doğrudan hitap eder.
Sayfa 152Kitabı okudu
Hissetmemizi sağlayan sanat canımızı yakan sanattır ve hiçbir şey acımasız bir senfoni kadar canımız yakamaz.
Sayfa 152Kitabı okudu
Biz beden ile zihnin birliğinden doğan şiiriz. Bu kırılgan birlik -varlığın bu kısa parantezi- sahip olduğumuz yegane şeydir. Yüceltin onu.
Walt Whitman, Çimen Yaprakları
Tepeden tırnağa bütün vücudunu şarkısını söylüyorum, Ne yalnız yüz, ne de yalnız beyin değerlidir esin perisi için, ben vücut bütünüyle çok daha değerlidir diyorum.
307 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.