A.H.Tanpınar-Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Roman Hayri İrdal’ın çocukluğundan başlayarak evlilikleri, iş hayatı ve temasta olduğu insanlar ile ilgili hatıralarından oluşmaktadır. Osmanlının son dönemi ve Cumhuriyetin ilk yıllarına tanıklık etmiştir. Dönemin insanlarının özellikleri bir ironi zenginliği ve kurmaca içinde anlatılır. Bu anlatı
Ruhların İletişimi Proust ve Müzik
Mehmet Rifat’ın “Ruhların İletişimi – Proust ve Müzik” incelemesi, Marcel Proust’un “Kayıp Zamanın İzinde” serisini okumama yardımcı olacak kitaplardan biri… Birkaç gün önce de Lorenzo Forchini’nin “Proust’un Paltosu” adlı kitabını okudum. Yedi ciltlik “Kayıp Zamanın İzinde” serisinin henüz ilk cildini, “Swanların Tarafı”nı
PROUST VE KAYBETME KORKUSU
Kaybetme korkusu, kaybetmekten daha ağır bir yük olabiliyor yüreğimize. İnsan kendine itiraf etmese de, “kaybetmek”, belki de o kaybetme korkusunun yok olması yüzünden ferahlatıcı bir etki yaratabiliyor. Kaybetme korkusu yok olduktan sonra boşalan yer, yeni duygularla doluyor. Bu kez, yaşananları korumak için
Psikanalist Jacques Lacan Seminer'inin IV No'lu kitabında "aşkın yüce anından" bahsetmişti (le moment sublime de l'amour). Bu yüce an "aşkın iade edildiği" andır... Sevgi her zaman karşılığını aynıyla bekleyen bir duygu olarak görünür burada... Bir karşılıklılık beklentisi --ve çok basitleştirirsek, birini
İncelemeye başlamadan önceki bir kafa karışıklığını düzeltmekte fayda var. Kitabın ana konusunu oluşturan Musa'nın on emrinden biri olan ''Dördüncü Emir: Annene babana hürmet edeceksin!'' İslami ve Yahudi kaynaklarda ''Beşinci Emir'' şeklinde geçmektedir. Sıralanışın farklı olmasındaki sebep bazı
Yaşamak kıymetli midir? Eğer değilse intihar etmeli miyiz? Eğer intihar etmemeliysek bunun anlamı yaşamanın kıymetli olduğu mudur yoksa intihar etmeye değmeyecek kadar kıymetsiz olduğu mu?
Camus'nün bu sorulara cevabı özetle şöyle: Yaşam kıymetlidir ancak süregelen manada değil, bulunması gereken başka bir manada. O mana da şudur ki
“En önemli nokta, başkalarını da kendini sevdiğin gibi sevebilmek, en önemlisi bu ve aslında hepsi bu; başka hiçbir şeye gerek yok. Bunu yapar yapmaz geri kalan her şeyin nasıl oturtulacağını hemen anlayacaksın” diyor Fyodor Dostoyevski. Üstadın yüksek müsaadesi ve günümüz gerçeklerinin zorlamasıyla bu cümleyi tersine çevirmek durumundayım.
Bu kitabı nasıl severek, aşk ile okudum bilseniz. Geçtiğimiz yıl Kayıp Zamanın İzinde (KZİ) serisini okumuştum. Öncelikle şunu söylemeliyim ki, ben bu kitabın KZİ'den önce okunması gerektiğini düşünmüyorum. Tam tersi, öncesinde seriyi okumuş olmanın kitabı okurken avantaj olduğunu, Celeste'nin anılarını okurken her bir taşın yerine
Edebiyat, hepimizin bu sitedeki ortak gayesi. Kimimiz günlük dertlerimizden, telaşlarımızdan kaçmak, kimimiz merakımızı gidermek, kimimiz bakış açımızı genişletmek, kimimiz de boş zamanlarımızı değerlendirmek için edebiyat şemsiyesi altına sığınmışız. Zaman zaman kendimize "Edebi bir metin nasıl okunur?", "Doğru bir okuma yapıyor