DAD tıpkı Selahattin Demirtaş'ın diğer dört kitabı ( Devran, Seher, Leylan, Efsun) kadar akıcı ve ilgi çekici bir kitap oldu benim açımdan, kesinlikle herkesin bunu okuması ve hatta hayatının bazı dönemlerinde birer hikâyeyi tekrarlaması gerekiyor. Çünkü bu kitap insanlar var oldukça güncelliğini yitirmeyecek sonsuz gerçekleri taşıyor.
Kitabın içeriğini baktığımız zaman, yer yer mizah (kahkaha attıracak derecede), çoğu bölümünde de sosyolojik bir serzenişi görebilirsiniz. Yazarımız kitapta, dünyayı sömüren kapitalizm ve dolayısıyla saran tüketim çılgınlığına çöplük gibi sert bir tokat atmış, devamında yozlaşmış toplumun sıkıştığı girdabı bir ressam edasıyla resmetmiş. Kadına tecavüz, çocuğa istismar, kadın cinayetleri gibi başlıkları hukuka güven açısından ele almış ve hukukun yetersizliğini de DAD'ta ihkak-ı hak bağlamında eleştirmiş. Uçurum ve Düriyemin Güğümleri'nde de bürokrasinin çöküşünü ve yine torpil ve kayırma ile hukukun yetersizliğini ele almış, ihkak-ı hakkın kabul edilebilirliliğini değil de hukuki eleştirisini böyle bir yöntem ile izah etmiş. Drama varan KADER'de de (Uçurum hikâyesi de bu kapsamdadır.) Leylan ve Efsun kitaplarında gördüğümüz kendine has kapıdan bizi geçirmiş ve yine şaşırtmayı başarmış diyebilriz, en azından ben şaşırdım diyebilirim.
Kesinlikle okunup, kütüphaneye eklenmesi gereken bir kitap. Öneriyorum...