Eğer bir rüyayı kaleme almaya ve onun hakkında ortaya çıkan tüm düşünceleri kayda geçirmeye kalkışırsak kısa sürede ikincisinin metne göre kat kat daha fazla yer kapladığının far­kına varırız.
Benim çocukluğum sadece bir sene sürmüştü Psikanalize göre kardeşim hemen arkamdan doğduğu için
Reklam
Okumak önemli demek :)
Vardığımız sonuçlara göre nevroz bir çeşit bilgisizliğin, bilinmesi gereken düşünce süreçlerinin bilinmemesinin sonucudur. Bu, Sokrat'ın, kötülüğün bile bilgisizlikten doğduğu, doktrinine pek yaklaşmaktadır.
Psikanalize göre herhangi bir edim, birbiriyle çelişen iki ayrı nedenle açıklanıyorsa, asıl motivasyon ikisi de değildir.
Sayfa 47 - Alfa
İnsana bi acaba mı dedirtmiyo değil yani :)
Anankazm (Yun. ananke- saplantı) hastanın yaşamış olduğu belirli deneyimlerden, onların anormal ve saçma olduğunun farkında olsa bile kurtulamaması durumudur. Bu deneyimler fikir, arzu, korku ve dürtü olabilir; hasta genelde aynı şekilde yaşanan bu deneyimlerin sürekli etkisi altında kalır. A. psikonevrotik bir sendromdur. Psikanalize göre a'nın temelinde egoyu zedeleyen bağlantılı bir iç çatışma yatar. Genelde erken çocukluk deneyimlerinin yanlış işlenmesi sonucunda Kendine güveni olan olmayan ve korkuyu "büyüye karşı büyü" yöntemi ile yok etmeye meyilli kişilerde görünür. Psikoloji Sözlüğü
Sayfa 119 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Dinler Adem ve Havva'nın yasak elmayı yedikleri için cennetten kovulduğunu söyler. Efsane insana şunu der gibidir aslında: Sana bü tün bir cenneti versek bile sen bir elma fazlasını istersin. İnsan ruhu nun en temel eğilimine, tamahkarlığa işaret eden bu efsane insanın bu dünyada vazgeçmeyi becerdiği ölçüde yeniden cennete kavuşacağını müjdeler. Acaba? Psikanalizse yitirilmiş cennetle vaat edilmiş cennet arasındaki suçlu insana ne yitirilmiş ne de vaat edilmiş bir cennet olmadığını söyler. Ama insan gene de vazgeçmek zorundadır. Çünkü isterse vazgeçmesin! Varoluşçularsa kendini dünyaya atılmış olarak bulan insanın esas sorununun seçmek ve bunun doğurduğu sıkıntı olduğunu söyleyecektir. Oysa psikanalize göre esas sorun seçmek değil vazgeç mektir. Ve bu durumdaki insanın kökensel değilse de olgun durumu sıkıntı değil çaresizlik ve üzüntüdür, depresif durumdur. Ama psika nalitik vazgeçme insanın kendi vahşi esasını reddetmek, inkar etmek ya da bastırmak anlamına da gelmez. Tam tersine insanın kendi hay vanİ özelliklerini görmesi, kabul etmesi yoluyla onlar karşısında bir mesafe alması, kendinde ve başkasında insani olan hiçbir şeyi inkar etmeden, bastırmadan, farkında olarak ama belli bir mesafeden kont rol ederek yaşaması gerektiğini söyler.
Sayfa 43
Reklam
Psikanaliz ve Genetik Bilinçdışı
Bir hususa daha dikkat çekmek isterim. Eserde ilkel dönemin rüyalarını gören çocuk bir reankerne değil, yani kurguda kullanılan tema reankarnasyon değil. Bunun yerine insanın genetik bilinç altını merkeze almış yazar. Yani kalıtım vesilesiyle hepimize bizden önce yaşamış olan atalarımızın tecrübelerinin aktarılması ilkesini. Bu tecrübelerin mekanı psikanalize göre (junk idi sanırım) bilinç altı (dışı). Dolayısıyla çocuk reankarnasyon ile ilkel dönemdeki atasının yaşamını hatırlamıyor yani, bir tür bilinç problemi hasebiyle bilinç altını açığa çıkartıyor.(Rüya ile). Rüyalar, bilinç dışının açığa çıkma şekillerinden birid Psikanalist Psikolojiue göre. Dolayısıyla Jack London, kurgu için bir dinin inancından değil de yine bilimsel bir alan olan psikolojinin keşfinden faydalanıyor. Hatta bu keşfi, evrim teorisine tabiri caiz ise adeta uyumsatıyor. Hal sebepten eseri, birkez daha "çağını aşan bir bilim ışığında yazılmış sanat şaheseri" olarak takdim etmekten onur duyarım.
Muhammet İkbâl

Muhammet İkbâl

@Muhammetikbal
·
27 Şubat 12:00
Evrim mi, D'evrim mi? :?
MEB'in radikal bir kararla "Evrim Teorisi"ni müfredatından çıkarttığı bir dönemde bu teorinin romanını okuyor olmam tamamıyla bir tesadüf ancak bu teori ve dolayısıyla romana dair bir inceleme yazmak ise tamamen benim hür bir seçimim. (Bu minvalde de bir cesaret örneği. ) ... Eser, Evrim teorisinin henüz bilimsel zeminden yoksun
Başka bir gelecekten bahsederken ne umduğumuzu tam olarak biliyor olsaydık, etrafımızda gördüğümüzden o kadar da uzak, dolayısıyla yeterince farklı bir gelecek olmazdı bu. Neyi umut edeceğimizi ancak umudumuzun nesnesi sonunda belirginleşip gözler önüne serildiğinde bilebiliriz muhtemelen, tıpkı psikanalize göre neyi arzulamamız gerektiğinin bize öğretilmesinde olduğu gibi.
Oedipus, hadım edilme endişesiyle babanın yasasına tabi olma etrafında geliştirilmiş bir kuramdır. Kız çocuk, penisi olmadığından dolay kendisini eksik hissettiği için, erkek çocuk ise hadım edilme endişesiyle babanın yasası içerisine girer. Deleuze-Guattariye göre ise Oedipus kuramı aşkınsal baba imgesini kurar. Askansal baba imgesi ise negatif
458 syf.
10/10 puan verdi
Başta Türkiye olmak üzere dünyanın dört bir yanında var olan ve her kriz döneminde artarak devam eden aile içi şiddet unsuruna hem geniş kapsamlı hem de doğru bir perspektiften yaklaşarak değerli bir yazınsal ürün ortaya çıkarmış yazarımız. Kadına yönelik aile içi şiddet (aile içi şiddet bu şiddet yöneliminin çok büyük bir bölümünü
Görünmeyen Yaralar
Görünmeyen YaralarRachel Louise Snyder · Okuyan Us Yayınları · 202039 okunma
Reklam
Modem çağ, ruhtan egoya geçiş diyebileceğimiz bir oluşuma tanıklık etmiştir. lsterseniz teolojiden psikanalize geçiş de diyebilirsiniz buna. Psikanaliz pek çok yönden teolojinin vekilidir artık. Her ikisi de insan isteklerinin anlatısıdır -ancak dine göre bu istekler Tanrı'nın cennetinde tamama erecekken, psikanalize göre trajik bir şekilde hep bastırılacaklardır.
Freud'cu psikanalize göre, sapkın dürtülerin cinsel nesnesi olarak tanımlanan anne, Jung'a göre koruyup kollayan, şefkatli bir insan konumundadır.
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
Psikanalize göre her ilişki cinsel ilişkidir. Bu, her ilişkinin -gündelik mânâda bir- cinsellik koktuğu­na delalet etmez. Bilakis faillerin -siyasi, içtimai, iktisadi fark etmez- her ilişkide mutlaka cinsel vaziyetlerden -erkek/kadın- birini işgal ettiği mânâsına gelir. Nitekim ilişki tipi, konvansiyonel olmayan ya da cemiyet çoğunluğu açısından radikal bir ilişki bile olsa, durum değişmez. Tam da bu yüzden “kuir” iliş­kilerde de, tıpkı heteroseksüel matristeki bütün ilişki varyantlarında olduğu gibi, her zaman için bir erkek (efendi, baskın) bir kadın (köle, teslimiyetçi) vaziyeti deruhte edilir. Aksi takdirde ilişki muhal olur. Süheyl Öğüt
96 syf.
·
Puan vermedi
·
31 saatte okudu
Dini gereksinimlerin kaynağı olan sonsuzluk duygusunu kabul etmek doğru değildir. Bir duygu enerji kaynağına ancak kendisi de daha büyük bir gereksinimini ifadesiyle gelebilir. Din bir teselli arayışıdır. Dini gereksinimler, çocuğun çaresizlik duygusundan kaynaklanan baba özleminden doğar. Tanrı, insanın gözünde yüce bir baba figürüdür. Bir tek
Uygarlığın Huzursuzluğu
Uygarlığın HuzursuzluğuSigmund Freud · Cem Yayınevi · 20183,021 okunma
348 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.