Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Mutluluk Hastalığı
Hayatın tıbbileştirildiği bir çağda yaşıyoruz. İnsanla ilgili olan, onun fizyolojisini ilgilendiren her şey bir el çabukluğuyla tıbbın hükümranlık alanına sokuluveriyor. İnsanın ruh dünyası söz konusu olduğunda da, modern tıbbın üvey evladı psikiyatri, kendini sevdirme ve bilimsel, uslu bir çocuk olma telaşı içinde hayatın kendisini bir psikiyatrik fenomenler toplamına irca ediyor.
Sayfa 68 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Ülkesini Sevme Zorluğu
Ülkenin buhranı toplumun buhranı olur, toplumun buhranı ailenin. Ve aile, gelenek olduğu üzere, içinden en zayıf olanı psikiyatri kliniklerine kurban verir.
Sayfa 35 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bilimin ve dinin kutupları arasında "doğa ve ruhun çarpışmasının gerçek olduğu yer" olan psikiyatri vardı.
Deneyimlerinin ilgisini çekmesi üzerine Bowlby, tıp fakültesine gitti ve sonrasında yedi yıl psikanalizden geçtiği psikiyatri eğitimine başladı. Analisti onu, görünüşte zor bir hasta olarak gördü. Ronald Fairbairn gibi, Freud'un diğer insanlara olan ihtiyaca yeteri kadar önem vermediğini öne süren akıl hocalarından etkilenerek, hastaların temel problemlerinin iç dünyalarındaki çatışmalarda ve bilinçdışı fantezilerde yattığı profesyonel hükmüne karşı çıktı. Bowlby, sorunların çoğunlukla dıştan, gerçek dünyanın gerçek ilişkilerinden köken aldığında ısrar etti.
Sayfa 24 - CK Yayınevi, 1. Baskı, Eylül 2015.Kitabı okuyor
İnsanların bir dizi görevi yerine getirerek günlerini tükettikleri ya da sistemin beklentileri doğrultusunda başarılı olma ve kazanma tutkusuyla yaşadıkları bir dünyada nasıl birey olunabilir?
Ontolojik anksiyete, anlamsız bir dünyadaki sınırlı yaşamımıza anlam katıp katamadığımız konusunda yaşanan bir kaygıdır.
Reklam
Hepimiz diğer insanların gerçeklerini çarpıtırız.
İnsan, doğmuş olduğunu ve bir gün öleceğini bilen tek canlıdır ve bu gerçek onu, anlamlı yaşayıp yaşamadığı konusunda kaygılandırır.
İnsanların bir dizi görevi yerine getirerek günlerini tükettikleri ya da sistemin beklentileri doğrultusunda başarılı olma ve kazanma tutkusuyla yaşadıkları bir dünyada nasıl birey olunabilir?
Reklam
Olması gerekeni yapalım derken, olmakta olanı yaşayamayan insanlar topluluğu ortaya çıktı.
Gerçek, “yaşanan anda” insanın kendi dünyasında yaşananlardır.
İnsan ancak birileriyle ya da bir şeylerle, yani dünyasıyla “birlikte varolarak” kendisini algılayabilen ve yaşamına anlam verebilen bir varlık.
Psikiyatri budur: İki yalnızlık arasındaki -tedavi gören ile tedavi edenin yalnızlığı arasındaki- diyalogdur; bu ikisi aynada yansıma oyunu oynar ve oyun, ancak hastalık ortadan kaybol­ duğunda sonlanır. Zaman zaman kesintiye uğrayan, zaman za­man da olanaksız hale gelen bu diyalogda bazen, daha depres­yon geçmeden, anlık aydınlanmalar, hafif karartılar olur; öyle ki tedavi eden kişi, kendi sözlerinin, tedavi gören kişi için umut salını hayatın sularına yönlendiren hafif bir rüzgâr gibi oldu­ğunu hisseder. Ve, işte o zaman, her şey, sözlerimizin hiçbir işe yaramadığı izlenimine kapıldığımız sayısız saatlerimiz de dahil olmak üzere her şey, yeniden, gizli ve silinmez bir manaya bü­rünür.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.