Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
oysa puslu havalar geçiriyoruz binlerce kez ve binlerce kez çiziyorum yalnızlığın onurunu
Fihrist kitapKitabı okudu
Yorgun akşamın puslu vakitleriydi. Kar yağıyordu yükseklere. İzlemeye başladım durduğum yerde. Sokak arasında soğuktan titreyen elleri, Dört tekerlekli arabası önünde, Geçim derdinde bir adam, Yorgunluğu yüzünden okunan işçiler, Bir kaç hırçın kedi, Sokağımızı hiç terketmeyen köpeğimiz, Şahin bakışlı, aslan yeleli Mayki, Ve yüreği hasretten
Reklam
224 syf.
·
Puan vermedi
Havalar sisli puslu drama çok müsait diye aldım okudum. En iyi aşk romanlarında ilk yirmiye girer muhakkak. Bir hayat kadının ölmeye yakın bulduğu aşkı anlatıyor. Beğendim ama kafamı karıştıran noktalar var. Bir kadın, bir erkeğin asla aşkı sevdiği olamaz ancak kapatması olabilir anlayışı var. Dumas’ın hayatını araştıran Schopp’un kırka yakın sevgilisini ve üç gayrimeşru çocuğunu bulmasından sonra Dumas’ın kadınlara karşı bu anlayışını çok da yadırgamamak lazım.
Kamelyalı Kadın
Kamelyalı KadınAlexandre Dumas (fils) · Can Yayınları · 202217,5bin okunma
Ruh halim havanın durumuyla pek az ilintilidir. Puslu havalar da güzel havalar da içimde.
“Kışın havalar soğur, insan da daha fazla acıkır. Günler hemen geceye bitişiktir. Sabah akşama hemencecik kavuşur. Sisli, puslu, loş, karanlık günlerde, sabah oldu derken birden akşam oluverir. Kış göllerin suyunu dondurur, insanların kalplerini taş çevirir.”
"Bir güvercin kanadında okşuyorum, Göklerin maviliğini. ... Bulutların ipek gölgesi, Çocukların yüzünde hışırdıyor." demiş, aynı şiirde.* Bulut değil duman, ipek değil is, gölge değil zulmet. Bazı çocukların yüzü bile yok. Yumuşak bir serinliğin yerini kızgın ateşler aldı. İçim, bugünlerde bu şehirden daha puslu, daha gri, daha sisli. Üstelik Ankara'ya, beklenen havalar henüz gelmedi. Ve Cahit Sıtkı Tarancı, ölüm şâiri fakat ısrarla "yaşamak" dedi. Bugün içim içime sığmıyor, serçelerin cıvıltısı siniyor içime, dedi. Sonra... Otuz beş yaş şiirine gömülüverdi. *Cahit Sıtkı Tarancı, Bugün Hava Güzel.
Reklam
85 yaşındayım, ”Bugün hava çok kötü” dediğim pek olmadı. Hava hep güzeldir. Güneşli olsa da güzeldir, yağmur yağsa da güzeldir, kar beyaz bir örtü halinde etrafı kaplasa da güzeldir. Soğuk da güzeldir, sıcak da… Hatta sisli, puslu havalar da… Yeter ki senin iç dünyan aydınlık olsun, berrak olsun. Yeter ki , gözlerin gerçeği görsün, aklın özgürce düşünebilsin… Sen yaşadığının farkına var… Derin bir nefes alıp gözlerini kapat… Düşün!.. Yaşamı sana hediye eden Yüce Allah’a en son ne zaman, içtenlikle ve inanarak teşekkür ettin? Üstelik sağlığın da yerinde ise binlerce şükür Allah’ıma diyebiliyor musun!.. Cebinde çok para olup olmadığını sormadım! Çünkü bu pek o kadar da önemli değil! Hayatın zenginliği uçsuz bucaksız… Tükenmez… Hepsi de senin, benim için yaratılmış… Yeter ki onları görelim… Bildiğin gibi, bakıp da görmemek mümkün! Sen görmeye, duymaya, hissetmeye hazır mısın? Çok sık tekrar edilen bir hata var: İnsanlar sahip olduklarına şükredeceklerine gözlerini hep ulaşamadıklarına dikiyor. Halbuki seni mutlu eden şey senin yanındadır, ama sen ondan uzaksın…
puslu havalar ruhumun açığa çıkışı
Hata üstüne hata, yama üstüne yama yapıyoruz ve elde ettiğimiz en iyi şey gereksiz ve aslında kaçınılabilir bir yoksulluk oluyor. Yaşamlarımız ayrıntılarla boğuşmaktan çarçur oluyor. Dürüst bir adam hesap yapmak için iki elinin parmaklarından fazlasına gereksinim duymaz, ya da olağanüstü hallerde on ayak parmağını da ekleyebilir, geri kalan her şey fazlalık. Yalınlık, yalınlık, yalınlık! Diyorum ki, bırakın işleriniz yüz ya da bin değil, iki ya da üç olsun; bir milyonu saymak yerine yarım düzineyi sayın ve hesaplarınızı parmak uçlarınızda tutun. İnsan, puslu havalar ve fırtınaları ve akarkumları ve bin bir çeşit başka tehlikeleri içeren uygar yaşamın bu çalkantılı denizinin ortasında hayatta kalmak zorundadır. Akarkuma saplanarak dibe batmamak ve rotasını hesaplayarak limana ulaşmak için gerçekten çok iyi bir hesap uzmanı olmalıdır. Yalınlaştır, yalınlaştır, yalınlaştır! Günde üç öğün yerine, eğer gerekliyse yalnızca bir öğün ye; yüz tabak yerine, beş tane ve miktarını azalt öbür şeylerin de.
Efsane uzun zaman önce insana dönüştüğümüzü anlatsa da bize, hâlâ alçakça yaşıyoruz karıncalar gibi, turnalarla savaşıyoruz pigmeler gibi. Hata üstüne hata, yama üstüne yama yapıyoruz ve elde ettiğimiz en iyi şey gereksiz ve aslında kaçınılabilir bir yoksulluk oluyor. Yaşamlarımız ayrıntılarla boğuşmaktan çarçur oluyor. Dürüst bir adam hesap
Reklam
Kışın havalar soğur insan da daha fazla acıkır. Günler geceyle bitişiktir. Sabah akşama, hemencecik kavuşur. Sisli, puslu, loş, karanlık günler, sabah oldu derken birden akşam oluverir. Gökler kapalı, günler zindandamış gibi sıkıntılı geçer.
KÖY MELODİSİ
Ağır kayde ile kemençe sesi Havalar puslu ve biraz da sisli Yöremin o güzel eski türküleri Belimde silahım da barabelli
73 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.