Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Çünkü her baba oğluna bir şeyler öğretmek, ona doğru ve gerçek olanı göstermek ister.
Sayfa 236 - İletişim Yayınları 58. BaskıKitabı okuyor
Oysa biz taşlar kadar güçlü, bir o kadar da cansızlık.
Sayfa 216 - İletişim Yayınları 58. BaskıKitabı okuyor
Reklam
Zaten görülen ve görülmeyen bütün düşler, bu karanlığın ta kendisi değil miydi ?
*~●。。。Bu acımasız dünyada artık acımasızca savaşacaklardı.
Sayfa 65 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
*~●。。。O kadar kararlı, o kadar gözüpekti ki, civar mahalleden gelen çocuklar bile onun ordusuna yazılmaya başladılar.
Sayfa 63 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
*~●。。。Ona, tek başına bir orduyu kaçıran yiğit, Alibaz, namı diğer Efrasiyab diyeceklerdi. O, bütün müstakbel savaşların galibiydi. O, bütün kalelerin, palankaların ve hisarların fatihi, bütün yiğitlerin başbuğu, bütün kötülüklerin düşmanı, bütün acizlerin koruyucuduydu. O, Efradiyab'tı.
Sayfa 63 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Efrasiyab
*~●。。。Zifiri karanlıkta sanki gündüzmüş gibi görebilen oydu. Tan sökümünden gün batımına kadar gözünden bir damla yaş gelmeksizin aralıksız olarak güneşe bakabilen oydu. Ağır bir kılıncı üfleyerek yerinden oynatabilen de yine oydu.
Sayfa 60 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Yaşanılanlar, görülenler ve öğrenilenler ne kadar acı olursa olsun, macera insanoğlu için büyük büyük bir nimetti. Çünkü dünyadaki en büyük mutluluk, bu Dünya'nın şahidi olmaktı.
Uzun İhsan Efendi, Dünya'nın şahidi olmanın gerçek bir ibadet olduğunu sık sık söylerdi. Her insan şu ya da bu şekilde dünyayı okumalıydı. Kuran'ın kendisi peygamberin dünyayı nasıl okuduğuna bir örnekti ve onun ardından giden herkes, dünyayı onun gibi okuyup şahadetlerini yazmalı ve bunları başkalarına aktarmalıydı.
Uzun İhsan Efendi, Dünya'nın şahidi olmanın gerçek bir ibadet olduğunu sık sık söylerdi. Her insan şu ya da bu şekilde dünyayı okumalıydı. Kuran'ın kendisi peygamberin dünyayı nasıl okuduğuna bir örnekti ve onun ardından giden herkes, dünyayı onun gibi okuyup şahadetlerini yazmalı ve bunları başkalarına aktarmalıydı.
Reklam
Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekte. Acıyı, susuzluğu, açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı.
–“Çünkü bilgi tehlike ile ölçülür”. –“Ne demek bu?” –“Bilgi doğru olmak zorundadır ve bilgin, hata yapmaktan ölümden korkar gibi korkar. Sizin bilginleriniz hata yapmaktan hata yapmaktan korkarlar mı?
Sayfa 135 - İletişimKitabı okuyor
“Eğer bu dünyadaki en büyük amacın bilmekse, daha öğreneceğin çok şey var” dedi, “Belki de bunları benden öğreneceksin. Çünkü bazıları bilgiyi medresede, bazıları ise viranelerde ararken, ben onu başka bir yerde arıyorum. Peki sen nerede arıyorsun?” Bünyamin kararlı bir sesle cevap verdi: –“Dünyada”.
Sayfa 152 - İletişimKitabı okuyor
“Düş görüyorum” dedi, “Düş gördüğümden şüphe edemem. Düş görüyorum, öyleyse ben varım. Varım ama ben kimim?45
İletişimKitabı okuyor
“Ey kör! Aç gözünü de düşlerinden uyan. Simurg’u göremesen de bari küçük bir serçeyi gör. Kaf Dağına varamasan bile hiç olmazsa evinden çıkıp kırlara açıl; böcekleri, kuşları, çiçekleri ve tepeleri seyret. Bırak dünyanın haritasını yapmayı! Daha hayattayken bir taşı bir taşın üstüne koy. Gülleri ve bülbülleri göremeyip gün boyu evinde oturan adam Dünyanın kendisini hiç görebilir mi?
Sayfa 21 - İletişimKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.