“Büyük Aşk”
Sık sık rastlanan "büyük aşk" diye anlatılan (ve çoğunlukla film ve romanlara konu olan) bir yalancı sevgi biçimi de putlaştırıcı sevgidir. Eğer kişi kendi güçlerinin üretici bir biçimde dışarı taşmasıyla bir özdeşlik, bir Ben'lik duyacak düzeye gelmemişse, sevdiği kişiyi "putlaştırmak" ister. Kendi güçlerine yabancılaşmıştır, onları sevdiği kişide arar, ona tapar, onu tüm mutluluğun, Işığın, sevginin kaynağı olarak görür. Bu süreçte kendini tüm güçlerinden yoksun bırakır, sevdiği kişide kendisini bulacağı yerde onda kendini yitirir. Hiçbir put kendisine tapan kişiye kendinden beklenenleri veremeyeceği için geçen zamanla birlikte düş kırıklıkları başlar ve çare olarak yeni bir put aranmaya başlanır. Bu tür putlaştırıcı sevgide özellik, sevginin birden doğması ve ilk anlarında çok şiddetli olmasıdır. Putlaştırıcı sevgiler gerçek büyük sergilermiş gibi tanımlanırlar, oysa bir yandan sevginin yoğunluk ve șiddetinin derinliği ifade ederken diğer yandan puta tapanın açlığını ve umutsuzluğunu gösterir.
Sayfa 114Kitabı okudu
. "Kolay değil taşa dönüşmek.. Kendini putlaştırmak.."
Reklam
Her/şeye-her/kese rağmen..
Matem onlara ve olanlara oturup ağlayıp durmak değildir. Onları ve geçmişi göklere çıkarıp, putlaştırmak, hamaset nutukları atmak da değildir. Duyumsamak, bu duygudan kaçınmamaktır ve buna rağmen yürümektir yolunda.
Sayfa 12 - AYRINTI YAYINLARIKitabı okudu
Sık sık rastlanan “büyük aşk” diye anlatılan bir yalancı sevgi bi­çimi de putlaştırıcı sevgidir. Eğer kişi kendi güçleri­nin üretici bir biçimde dışarı taşmasıyla bir özdeşlik, bir Benlik duyacak düzeye gelmemişse, sevdiği kişi­yi “putlaştırmak” ister. Kendi güçlerine yabancılaşmış ve onları sevdiği kişide arar, ona tapar, onu tüm mutluluğun, ışığın, sevginin kaynağı olarak görür. Bu sü­reçte kendini tüm güçlerinden yoksun bırakır, sevdi­ği kişide kendisini bulacağı yerde onda kendini yitirir.
«* Atatürk'ü 'putlaştırmak' ya da 'peygamberleştirmek', aklı başında hiçbir Atatürkçünün hatrından geçmez. Atatürk de herkes gibi ölümlü bir kişidir. Nitekim onun fiziki varlığı 43 yıl önce aramızdan ayrıldı. Kendisi bunu bildiği için, ölümünden çok önce: 'Benim fani vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.' demişti. Onun heykel ve büstleri önünde düzenlenen törenlerin, yontulmuş bir taş veya maden parçasına tapmak olmayıp, kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlük, dokunulmazlık ve ilkeleri karşısında saygı belirtmek demek olduğunu, bilmeyenlere öğretmek, her aydına, her öğrenciye düşen vatan borcudur.» Hıfzı Veldet Velidedeoğlu
Sayfa 20 - Cumhuriyet Kitap KulübüKitabı okudu
"..İnsanoğlu nefsini putlaştırmak için dışarıda putlar icad eder. Sonra o putların mahkûmu olur, ezilir..."
Reklam
266 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.