''Midesini balla bir güzel doldurmuş bir karınca, başka aç karıncalara rastladığında, onların tok karıncadan hemen yiyecek istediklerini, bir yığın gözlem ve olgu sonucunda kanıtladı. Ve bu küçük böcekler arasında, karnını doyurmuş bir karıncanın, aç dostları da karınlarını doyursun diye, yediği balı çıkarması bir görevdir.''
İşte Dünya'da ki adaletsizliğin ve adil bölüşüm karşıtlığının panzehri budur! Karnımıza inecek balı bölüşmek! Adil bölüşüm, hali hazırda sayabileceğimiz bir çok Dünya probleminin en etkin ve ahlaklı çözümüdür.
Pyotr Kropotkin, ''Anarşist Ahlak'' kitabında diyor ki; “İnsan her zaman yalnızca doğasının gereksinimlerine boyun eğerek davranıyorsa, tıpkı “bilinçli bir otomat” gibiyse, ölümsüz ruha ne gerek var?''
Bu tespit, insanın önce kendi ile olan savaşından kimi galip çıkardığı ile ilgileniyor. Kazanan sizseniz, kaybeden de sizsiniz! Kaybeden sizseniz, kazanan biziz! Sizce bu kalabalık insan toplulukları, birlikte kazanımın savaşımı içinde olmayacaksa, neden bir aradayız?
Küreklere birlikte asılacağımız günlerin istek ve özlemi ile.. Sözlerimi kitaptan bir alıntı ile bitirmek istiyorum.
"Neyi yapma yeteneğinde olduğunu içsel olarak hissetmek, aynı zamanda, yapılması gerekli olan şeye ilişkin ilk bilinci edinmektir."