Rabiatü'l-Adeviyye (Râbia Hatun) hazretleri alacakaranlıkta şöyle derdi:
"Gece geldi, ortalık karardı.
Her âşık sevgilisinin yanına gitti.
Ben de Senin yanına geldim işte,
ey benim canım Sevgilim!"
"Bir gün Hasan Basri hazretleri Rabia el Adeviyye'ye dedi ki: Ey Rabia, Mahlûkun bilmediği ve Hâlik'ın senin gönlüne bıraktığı o ilimden bana bir harf öğret! Rabia el Adeviyye şöyle cevapladı:
-Bir gün biraz iplik eğirdim ki satayım da yiyecek alayım. O nesneyi iki akçeye sattım. Akçenin birini sağ elime diğerini sol elime aldım; çünkü korktum ki akçeler çift olunca insanı yoldan çıkarır. Dört akçeyi üst üste koyanın bu ilimden nasibi yoktur."
“İnsanlar Allah’tan kopup dünyaya daldılar. Eğer dünya sevgisinden kurtulsalardı onların kalpleri melekût âleminde dolaşıp hiçbir yerde elde edilemeyen faydalarla dönecekti.” Râbia el-Adeviyye hazretleri (k.s)