İyiliklerinizi de gizleyin;
Tıpkı kötülüklerinizi
Gizlediğiniz gibi...
İyiliklerini ilan etmek
Rüzgârın karşısında
Un savurmak gibidir;
Alıp götürür
Elleriniz boşta kalır...
Hz. Rabiatü'l Adeviyye
Rabiatü'l Adeviyye Hazretlerinin ömrünün nasıl "Hiçlik" makamına geldiğini anlatıyor. Hayatına aşık olup, aşığın da maşuğuna aşık oluşunu gözler önüne seriyor. Rabia, velilerdendi. Ariflerdendi. Genelde ariflerin erkek olduğu bilinirdi:
Bir veliye soruyorlar : "Abdal kaç tanedir diye? "
-"Kırk nefistir." der. Bu
ALLAH'ım! Sen bizim Rabbimizsin ve biz de senin kularınız. Sana, sadece bizim Rabbimiz olduğun ve biz de senin kulcağızların olduğumuz için ibadet ediyor, emirlerini gücümüz nispetinde yerine getirmeye çalışıyoruz. Biliyoruz ki, senin yolunda ne kadar istikamet üzere olursak olalım, hal ve tavırlarımızdaki kusur ve noksanlardan tamamen kurtulabilecek değiliz. Bu, senin emrine karşı büyüklenmemiz sebebiyle değil, senin bizi İlahî Kudretin karşısında zayıf kılman sebebiyledir.
.... ~...
"Allah'ım, eğer sana cehennem korkusundan ibadet edersem,
beni cehennemde yak.
Ve eğer cenneti umarak ibadet edersem,
beni cennetten kov.
Ama eğer sana, senin için ibadet edersem,
beni cemâlinden mahrum bırakma."
Râbiatü'l-Adeviyye Hazretleri'nin bir gün namazının secdesinde, yoğurduğu hamurun mayasının olup olmadığı hatırına gelmiş de gece rüyasında cennetteki köşkünün kubbesinin yıkılışını görmüş..
Son derece fakir veya fakirliği benimsemiş
İslam tasavvufunun ilk kadın velisi diyebileceğimiz Hz. Rabiatü'l
Adeviyye, zühdü, takvası İslam coğrafyasına kadar ulaşmış
Basra'dan bütün Irak'a ve dahi Hicaz topraklarına kadar herkes
O'nu tanıyor, zahideliğini örnek alıyordu.
Ya Rabbi, ben sana cehennemin korkusundan ve cennet isteğinden dolayı ibadet etmedim. Biliyorum ki sen Rabb'sın ve ibadete layıksın! Bunun için sana ibadet ediyorum."