“...Bana yönelenlerin yoluna uy...”(Lokman 15) buyuruyor. İsmail Hakkı Bursevi (kuddise sirruhu) bu ayet-i kerimenin tefsirinde şöyle der: "Bu ayette, kâfir ve fasıklarla sohbetten sakındırma ve Salihlerle (beraberliğe) teşvik vardır. Çünkü kişilerin bir araya gelmesi, birbirini etkilemeyi gerektirir. Tabiatlar cezp edici, hastalıklar geçici ve sirayet edicidir." Bundan dolayı Semure ibn-i Cündeb (radıyallahu anh) den rivayet edilen bir hadislerinde, Resulüllah (sallallahu aleyhi ve sellem): “Müşriklerle bir çatı altında oturmayınız ve onlarla bir arada durmayınız. Kim onlarla oturur veya beraber bulunursa, o da onlar gibidir.” buyurmuştur. (Tirmizi, Siyer: 42, No: 1605, 4/156) Bu hadis, bir manada bize şunu ikaz eder; “Şirk koşanlarla bir yerde oturmayın, aynı mecliste toplanmayınız ki, bu beraberlikten dolayı onların kötü ahlakı size sirâyet etmesin ve çirkin halleri size bulaşmasın.” Alusi (rahimehullah) ise şöyle demiştir: “Bu ayetle, kamil (manen olgun) insanlara uyup, nâkıslardan yüz çevirmeye ve kamil olanların, nâkıs (eksik) olanları kemale erdirmesine işaret edilmiştir." DERS: 2 SÜNNETTE RABITANIN DELİLLERİ İlimden nasibi olmayan bu gibi cahillerin, çok kullandıkları bir cümle de, 'Sahabe zamanında rabıta mı vardı?' sorusudur. Tasavvuf, Allah Resulü ve Sahabesinin yaşantısını taklit etmek demektir. Dolayısıyla, elbette ki sahabe zamanında da rabıta vardı, adı konmamış.
20 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.