“Sevgili Bilge, bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanamadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı.
Evet Geri Kafalıyım ve gurur duyuyorum geri kafamla
Günde 1.5 saat internet kullandığım için, ansiklopedi okuduğum için, çokça kitap okuduğum için, radyo dinleyip tv izlemediğim için. Evet ben geri kafalıyım arkadaşım yok, sevgilim yok olmayacak, taaa dünyanın diğer ucuna mektup yazdığım için, ulu orta küfretmedigim için, kimseye saygıda kusur etmediğim için; evet ben geri kafalıyım. Ben kimim ki ya, övmüyorum kendimi tebrik ediyorum. İsteyen istediği kadar konuşsun ben buyum !
Reklam
1. Seçenek: Cahit Zarifoğlu Seti 13. Kitap
Cahit Zarifoğluna ait hangi metin olursa olsun onun dünyasına bir iklime geçer gibi girersiniz. Yeni bir iklime girmenin ne gibi etkileri oluyorsa nasıl değişiyorsa insanı öylece değişirsiniz. 1. Şiirler 2. Yaşamak 3. Konuşmalar 4. Romanlar 5. Hikâyeler 6. Bir Değirmendir Bu Dünya 7. Zengin Hayaller Peşinde 8. Sütçü İmam 9. Çocuklarimizla Atlara Biniyorduk 10. Okuyucular 11. Mektuplar 12. Radyo Oyunları 13. Rilkenin Romanında Motifler
SOBALI EVDE BÜYÜYEN ÇOCUK... Sobalı Evde Büyüyen Çocuk Sobanın borusunda bulunan çamaşır kurutma tellerine asılı olan okul önlüğünün kurumasını beklemiş çocuktur... Sobalı Evde Büyüyen Çocuk Kışın sabahları bazen üşümekten yataktan çıkmayı istemeyen soba kokusunu seven üstünde kaynayan çaydanlığın sesini seven üstündeki kestanenin mandalina elma
Radyo programı dinliyorum ve şu cümleler söylendi: ''Neden okulda hayal kurmaya hiç teşvik edilmedik? Neden bilinen şeyler öğretildi de bilinmeyen şeylere özendirilmedik? Hislerimiz ve duygularımız daha çocukluktan bastırılmaya çalışılır. Bilinen dünyaya uyumlu vatandaş olmamız için emekler verilir ve büyüdüğümüzde hep o öğretilen dünyadan farklı bir dünyaya toslarız. O dünyayla baş etmekte zorlanırız. Hislerimiz ve duygularımız olmasa çekilmez olan bu çağa tahammül etmemiz ne zor olurdu. Çocukken inadına hayal kurmamış, günahsız akıllarımızla düşüncelere dalmamış olsaydık bugün tutunmamız çok daha zor olurdu...'' Bu cümleler o kadar doğru ki hayal ile ilgili hep Yahya Kemal'in şu cümlesini dile getiririm, yine getireyim: ''İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar'' ve ben bir gün atandığımda ilk dersimde öğrencilerimi tanırken isimlerinin yanında onların o güzel hayallerini de öğreneceğim. Bir hayalin ne kadar değerli ve önemli olduğunu anlatacağım onlara...
Eller
Ben bir pasifistim. Anarşist değil, liberteryen pasifistim. Bu seçtiğim varoluş fikrimi siz değerli okur dostlarımla paylaştığım, paylaşabildiğim için de mutluyum. Stefan Zweig gibi düşünürüm bu konuda. Stefan Zweig, Yahudi olmasına karşın, tıpkı Kafka gibi Siyonizm’in açık bir destekçisi olmamıştır. Her insan doğduğunda birtakım kimliklerle
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.