" Ama şu anda hiç kimseye, hiçbir şeye ihtiyacım olmadığını anlıyorum. Anlıyor musun? Hiçbir şeye... Kimsenin, hiç kimsenin ne yardımına, ne ilgisine ihtiyacım var... Ben ... yapayalnızım... Neyse, yeter artık! Beni rahat bırakın! "
Sayfa 135 - Türkiye iş Bankası yayınlarıKitabı okuyor
Hiçbir şeye... Kimsenin, hiç kimsenin ne yardımına, ne ilgisine ihtiyacım var... Ben... yapayalnızım... Neyse, yeter artık! Beni rahat bırakın!
Reklam
Aslında anlamalıydık. İlkokulun bahçesinde uyanmalıydık. Hazır ol! Rahat! Hazır ol! Dikkat! Sağa bak! Tesadüf değilmiş hiçbiri. Devamı varmış meğer. Alıştırmaymış onlar. Gerisi buradaymış. Milliyetçiliğin bir din olduğu bu ülkede, zorunlu hale getirilmediği taktirde askerlik hizmetine gönüllü bulamayacaklarından korktuklarını anlamalıydık! Bir
İyi bir yazar olamayacağım anlaşılan. Soytarının biri olduğumu söylüyorlar. Aynen öyle. Büyük bir keşif yaptım! Gönlümün ta derinlerinden başlayarak soytarının biriyim ben. İşte bu saflığın içinde birazcık nefes alıp dinlenebiliyorum. Of, artık hiçbir şey umurumda değil. Beni rahat bırakın! Zirvesini gördüğüm soytarılık yaşantım artık burada son bulmuş gibi duruyor. Hem de rezil, çirkin ve pis bir şekilde solmuş.
Ama şu anda hiç kimseye, hiçbir şeye ihtiyacım olmadığını anlıyorum... Anlıyor musun? Hiçbir şeye... Kimsenin... Hiç kimsenin ne yardımına ne ilgisine ihtiyacım var... Ben yapayalnızım... Neyse, yeter artık! Beni rahat bırakın!
Genellemelerinizi, metafiziğinizi alıp bizi rahat bırakın. Ayaklarım yere basıyor. Ben kendi çıkarımı, nelerden hoşlandığımı az çok biliyorum. Çoluk çocuğum var. Bana ne sizin diyalektiğinizden, tez ve anti-tezinizden, zıtların birlikteliğinden (ya da birlikteliklerin zıtlığından)! Yeter artık!
Reklam
542 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.