İstanbul halkının çok büyük bölümü, hiçbir yenilginin acısına, hiçbir zaferin sevincine katılmamış, milletinin ırzı ve namusu için şehit olanlara bir kez bile rahmet dilememiş olan bu benzeri tarihte az bulunur hükümdarı kafasından silip atalı çok olmuştu.
İstanbul halkının çok büyük bir bölümü, hiçbir yenilginin acısına, hiçbir zaferin sevincine katılmamış, milletinin ırzı ve namusu için şehit olanlara bir kez bile rahmet dilememiş olan bu benzeri tarihte az bulunur hükümdarı kafasından silip atalı çok olmuştu.
Sayfa 282Kitabı okudu
Reklam
“... Padişah-Halife'nin her cuma namazında halka görünmesi töre gereğiydi. Ama selamlık törenlerine kaç zamandır halktan pek az kimse katılıyordu. İstanbul halkının çok büyük bir bölümü, hiçbir yenilginin acısına, hiçbir zaferin sevincine katılmamış, milletinin ırzı ve namusu için şehit olanlara bir kez bile rahmet dilememiş olan bu benzeri tarihte az bulunur hükümdarı kafasından silip atalı çok olmuştu. Yüzünü ve yüreğini Ankara'ya çevirmişti. İstanbul yıkım ve esirlik, Ankara ümit ve özgürlüktü. “
Sayfa 282Kitabı okudu
Vakti Seherde, düştüğüm yerde, açılır perde.....Derman Sendedir.
Seherler ki, 24 saatin altın değerindeki bir bölümü, ilahi füyuzatın sağanak sağanak yağdığı, gönülleri serinleten rahmet rüzgarlarının estiği, yüce Yaratıcı ile baş başa, yüz yüze olunma zevkinin alındığı kutlu zaman dilimidir.
Sayfa 194 - ERKAM YAYINLARI
Bir topluluk Allah'ın evlerinden birinde toplanır ve Allah'ın kitabını okurlarsa ve de okuduklarını kendi aralarında ders haline getirirlerse onların üzerine Allah'ın rahmet ve sekîneti iner.” (Müslim, Zikir, 4/2074.; Tirmizî, 4/326.; Ebû Dâvûd, İlim) Demek ki bizden istenen sadece mücerret okumak değil, okunanları ders haline getirip, aramızda müzakere edip okunan bölümü anlama ve yaşama kavgası içine girmektir. Eğer insanlar Kur'ân’ı sadece okur ama onu kendi aralarında ders haline getirmezler, okudukları ayetlerin ne anlama geldiğini, kendilerinden nasıl bir hayat istediğini anlamaya yanaşmazlarsa, okudukları ayetlerle hayatlarını düzenleme kavgası içine girmiyorlarsa kesinlikle bilelim ki buna okuma denmeyecektir
Sayfa 26
Yurt dışında eğitimini tamamlayıp da hizmet için ülkesine geri dönenler ♡
Ama siz orada kalmayıp Türkiye'ye geldiniz. Şimdi ben biliyorsun, Cahit hocam "Sen bilim adamı olmak istemez misin? " dedi lisede ve Allah rahmet eylesin, beni Mümtaz hoca ile ilişki içerisine soktu. Mümtaz hoca da "Eğer çalışırsan ve iyi bir başarı gösterirsen seni asistan alırım," dedi, aldı. Ardından böyle bir imkân çıktı ve ben bilim adamlığı yolunda adım attım. Tabii benim için gideceğim bir tek yer vardı, o da İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü. Bunun dışında herhangi bir yere gitmem kahpelik olurdu anlayışıma göre. Mümkün değildi. Yapamazdım bunu. Çok güzel fırsatlar vardı. Yani böyle Illinois Üniversitesi -ki o zaman Amerika'da ilk 10'a giren üniversitelerden bir tanesidir. Osgood da Amerika'daki ilk beş psikologdan biriydi o zaman -onun yanında öyle bir doktora almış olmam, öyle bir onurla, takdirnameyle, çok iyi bir üniversitede asistan profesörlüğe başlayabilirdim ve ondan sonra akademik hayatım devam edip gidebilirdi. Ki o zaman Emily ile de evliydim. Karım Amerikalı olduğu halde ben Türkiye'ye döndüm. ...
Sayfa 233Kitabı okudu
Reklam
Yılmaz Zafer O dönemlerde Türk sinemasının en genç, en yetenekli, en gelecek vaad eden jönüyken çok ağır bir kalp krizi geçirdi ve kalbi uzun süre durduğu için beyin hücrelerinin önemli bir bölümü zarar gördü. Bu talihsiz adam, ömrünün son yıllarını tıpkı bir çocuk gibi geçirdi. O dönemde Perihan Savaş ile evliydi ve Perihan Savaş gerçekten de çok emek verdi kendisine. Yılmaz Zafer, yapacağı çok iş varken ve ortalığı kabiliyetsiz onlarca adamın doldurduğu bir zamanda, çok genç yaşta aramızdan ayrıldı. Allah rahmet eylesin.
Sayfa 149 - Birharf YayıncılıkKitabı okudu
56 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.