UFAK SÜRPRİZ KAÇIRANLAR İÇEREBİLİR!
Sunuşu okuduğumdan aşırı heyecanlandım. Çok güzel bir kitabın beni beklediğini düşündüm. İlk bölümü okuduğumda gerçekten güzel olduğuna karar verdim. Zevklerin, heveslerin peşinden koşan Raci hep dikkatini çeken o mezarlığın kapısını sonunda açık bulur ve içeri dalar onu içeride Aynalı Baba lakaplı bir kişi karşılar. Ona ikramlarda bulunur ve mana alemi ile ilgili konuşurlar. Aynalı Baba neyine üfler üstüne bir kaç güzel satır okur ve Raci yi bu alemden alır, mana alemine savurur. Dokuz gün boyunca Raci oradan oraya farklı inanışların içine girer çıkar.
Daha sonra arkadaşından ne hale düştün sen diye bir mektup alır. Raci nin cevabı gayet halinden memnun, benim ne yaptığımı ne aradığımı sen anlayamazsın tadındadır.
Daha sonra ki bölümlerde toplumsal sorunlardan, düzeltilmesi gereken bazı noktalardan bahsediliyor. Açıkçası yazarın el atmadığı şey kalmamamış.
Kitabın sonralarına doğru Aynalı Baba ile Raci tekrar buluşur. Raci ilahi aşka, Aynalı Babada hakkın rahmetine kavuşur. Aynalı Babadan geriye iki cezve bir kaç fincan ve bir defter kalır. Defterdeki hatıralardan bir kaç tanesini Raci bizim ile paylaşır. Aynalı Baba akıllı adamdı, insanlardan uzaklaşmış içine dönmüş bilge bir kişi. Allah rahmet eylesin...