"Hayal kurmakla hayalleri gerçekleştirmek arasında büyük farklar olduğunu aklımdan asla çıkarmıyorum..." diyor Sevgili İskender Pala. Kitap 16. yüzyıla damgasını vuran Yavuz Sultan Selim ve İsmail Şah arasında geçen olayları, çatışmaları ve savaşları konu alıyor. Birebir tarihi değil ama en güzel şekilde öykülenmüş olan olaylar okunmaya değerdi.
Sevginin gücünü, aşkın imkansızlığını, pişmanlıkların dönüşü olmadığını, kardeşliğin öneminin paha biçilmezliğini ve nice güzel duyguları bize sunarak kitabı daha da zenginleştirmiştir. Kitapta öyle müthiş betimlemeler yer alıyor ki, bazen dünya güzeli (Taçlı Hatun), bazen cesur ve yenilmez (Can Hüseyn), bazen savaşta savaşan bir cengaver, bazen Sultan, bazen Şah ve de bazen aşık bir şair oldum.
Ne kadar Sultan ve Şah rakip olsalar da gerçekten ikisi de birbirlerine karşı merhametli olduklarını da dile getiriyor.
İskender Pala, en titiz şekilde hem Şah' ı hem Sultan' ı eleştirimiş ve bize bu kitabı sunmuştur. Okuduğum ilk tarih kitabı oldu ve tarihe bakış açım değişti. O savaş anlarında insanların neler hissettiği, ailelerini nasıl terkedip savaşa katıldığı ve belki de şehit olup geri gelmediği bu durumlar hem gurur verici hem de kalp kırıcıydı..
"Kim bilir belki de kalbin kırılması, gücenmesi sevginin adıydı." gibi çoğu yerde farklı anlamlarla sevgiyi anlamlandırmıştır.
Şah ve Sultanİskender Pala · Kapı Yayınları · 202332.7k okunma
İnsan, son birkaç yüzyılda bilimsel ve teknolojik açıdan muazzam işler yaparak hem hayatını birçok açıdan kolaylaştırdı hem de evrene bakışını kökünden değiştirdi. Oldum olası istediği ölümsüzlüğe belki ulaşmadı ancak yaşam süresini eskilere nazaran oldukça yukarıya taşıdı. Eskiden bir insanın dünyası, yaşadığı köyüyle sınırlıyken şimdi aynı
"Yeni dünya" sistemi bize daha çok para kazanmayı, rakip olmayı, hırsı, ezmeyi, karşındakini küçük görmeyi öğretiyor. Romanda bir başka dikkat çeken nokta memleketin taşına toprağına göz dikmiş yiyiciler... Suyunu, ağacını, dağını, toprağını satan yiyiciler... Kentsel dönüşümle talan edilen kentler, siyanürlü altın aramayla yok edilen köyler, doğa, orman, insan... Kazanan kim olacak? Direnenler mi, direnenler karşısında duranlar mı? diyor 132. sayfada Livaneli, memletin suanki yaralarına dokunuyor romanında, günümüzün trajik olaylarına değiniyor, ayrıca Mustafa ve Mesude'nin evlat acısını hissettiriyor, Afgan Zilha'nın ise çaresizliğini...
Kısacası insanın ruhuna dokunmayı başarıyor yeniden bu romanında da.
Bir livaneli hayranı olarak empati yeteneği, duyarlılığı, kendi deyimi ile süsten ve laf kalabalığından arındırılmış, birçok şeyi sözle değil eylemle anlatan Hemingway'i aratmıyor. Keyifli okumalar.
Balıkçı ve OğluZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 202127k okunma
(o)
“My unmatched perspicacity, coupled with my sheer indefatigability, combine to make me a feared opponent in any realm of human endeavor.” ~ GM Emory Tate.
~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~~-~-~-~-~-~-~-~-~
tercüme by
Korkmaz♘
"Eşsiz kavrayışım, katıksız yorulmazlığımla birleştiğinde, beni insan çabasının herhangi bir alanında korkulan bir rakip haline getiriyor."
~ GM Emory Tate.
.
.
.
🔻
Yks: son 1 ay
Hocalar : arkadaşlar son viraj
Konular : everest dağı
ÖSYM : alırım 140 tl ni
Aile : ne okuyacaksın
Akrabalar : tıp okuyacak inşallah
Beynim : yeterli alanınız kalmamıştır
Rakip : elendin
Psikoloji : bozuldu
Ben: Yeter
Hayat: Yetmez