Aşkta üç kahraman vardır; “seven, sevilen” bir de arada “problem” olan.
Haydi biz aşık, maşuk, rakip diyelim ona. Gül, bülbül, diken. Ferhat, Şirin, Hüsrev... Kerem, Aslı, Keşiş, vs...
Yeşilçam’ın tasnifi ile; esas oğlan, küçük hanım ve kötü adam!
Üçüncü kişi güçlük çıkarır, çelme takar, işte onunla yapılan mücadele insanı yüceltir, mevzuya
Bu ölüm oyununda Kürtlerin değeri de Türkiye'nin tutumuna göre değişiyordu. Savaşın başlangıcında Türkiye müttefik devletlerle bir dostluk anlaşması imzaladi. O vakit Kürtlerin değeri düştü. Ancak sonunda Türkiye Osmanlı döneminde yürüttüğü eski politikasına geri döndü; Almanlarla bir dostluk antlaşması imzaladı. O vakit de Kürtlerin değeri rakip devletler nezdinde tekrar yükseldi.
Yaşlıların deyimiyle, kazanda çorba kaynarken, karıştırmak için kepçeye ihtiyaç vardı.
Ölüm şarkısının çalındığı o dönemlerde sadece, evet sadece satranç kuralları geçerliydi. Kürtlerin değeri yeniden artınca Ingiltere ve Fransa bize yaklaştı. Sansürü kaldırdılar, önümüzů açtılar, yayın yoluyla bazı faaliyetler yapmamız için bize imkân tanıdılar.
İş bu ya saplanır o kurşun,
İş bu ya öldürmez,
Sürünmekse bize gelmez..
Oysa sürüngenlere taş çıkartır
Gövdeme bakan utanır..
Yapmazlarımın sınırındayım.
Yapılmadık kalmamışken..
Farsçanın yalnız bir rakibi var idi ki o da Türkçe idi. Farsçanın bu rakip dil ile mücadelesi çoğunlukla başarısızlıkla neticeleniyordu. Daha İslâmiyet'in ilk asırlarında iki akım başladı ki bugüne kadar devam ediyor. 1- Edebî Farsçanın yavaş yavaş yerli İran konuşma lehçelerini zorlayarak ortadan kaldırması, 2- Türk dilini, edebî Fars dili de dahil, Fars dilini zorlayarak ortadan kaldırması. Dikkate değer ki bundan başka Türk dilinin asıl İran dahilinde yayılışı genişliyor, meselâ bir köye Türk ve Fars beraber yaşıyorlarsa sonunda Türk dili herkesim dili olarak kalıyor.
Okuma zorluk derecesi yüksek bir kitapla geldim. İçeriği genel olarak “İskandinav mitolojisi” diye geçip, edebi yeri, çeviri süreci, kaynakçaları vs şeklinde bahsetmeyi (kısaca temel bilgi) uygun gördüm.
“Heimskringla: Tarihsel Değeri ve Özellikleri”
Esasen eserin bir adı yok, ancak kendi dilinde okusaydınız ilk iki kelime “kringla heimsins”