Mısır'ın geçmişi deyince birçoklarımızın aklına hemen Firavunlar devri gelir.Firavunlar arasında
en fazla duyulanı ise kuşkusuz ki, Ramses'tir... Özellikle de Klâsik Tarihçiler'in en fazla üzerinde
durdukları Mısır'ın geçmiş tarihi, işte bu dönemlerdir. Ancak bu tarihler, Mısır'ın çok yakın
dönemleridir. Mısır'ın geçmişini sorgulamak istiyorsak, bu tarihlerin çok daha ötelerine uzanmamız gerekiyor.
Örneğin M.Ö. 1750'lerde yaşayan Kral Nefer-hetop'un dönemi bizim için oldukça eski bir tarihi ifade
eder. Ve Klâsik Tarihçiler ancak bu tarihlere kadar geriye giderek, "Mısır Kültürü" ile ilgili bir
takım çıkarımlarda bulunmaya çalışmış.
Kadeş Barış Antlaşması... Okuyorum. Milattan önce 1274 yılında Mısır kralı 2. Ramses ile Hitit kralı Muvatalli arasında çıkan savaşta kimse üstünlük sağla- namayınca Kadeş Barış Antlaşması imzalanmıştır. Milattan önce 1280 yılında imzalanan bu antlaşma tarihteki ilk yazılı antlaşmadır. Bu bakımdan çok önemlidir.
Tarihin kaydettiği ilk işçi grevi, M.Ö. 1165 civarında, Teb yakınlarında Nil'in batı kıyısındaki Dehr-el-Medina'da Ramses III'ün emrinde çalışan Mısırlı işçilerin grevidir.
Mademki Ramses parlak bir şekilde galip gelmişti, o zaman Amurru ve Kadeş vassal devlet olarak vergilerini niçin Hattuşa'ya ödüyordu? İşte bu soruyu sormak kimsenin aklına gelmemiştir.
Hem Yahudiligin hem de Islam'in atasi sayilan Hz. Ibrahim, m.ö 2000 yilinda Sumer sehir devletlerinden Ur'da ortaya cikip Yahudilik olarak bildigimiz dini teblig etmeye basladi. Dedigine gore vaaz ettiklerini yaparlarsa Tanri, onlardan secilmis bir millet cikartacakti. Ustelik bu millete bugun Kenan Diyari olarak bilinen(Filistin kiyi
Hinek romanên dîrokî jî li ser serpêhatiyên şexsiyetên dîrokî hatine afirandin. Her wekî romanên ku li ser Hz. Alî, Tîmûrleng, Raspûtîn, Kleopatra, Îskenderê Mezin, Hanîbal, Ramses, Hz. Musa û yd, hatine afirandin. (Di vir de hêjayê gotinê ye, ku şaristaniya Misêrê ya kevin gellek hikarî li mejiyê romannivîsan kiriye.Hinek roman jî hene ku ji vê cureya romanê re dibêjin romanên dîrokî yên fantaziyê, yan jî romanên fantaziyên dîrokî. Romana Catherîne Hermany “Wezîrê şevê” , ya Mîka Woltarî “Evîndarên Bîzansê” , ya Umberto Eco “Navê Gulê” û hinek romanên Necîb Mehfoz û Amîn Maalouf di vê kategoriyê de ne. Di van romanan de dîrok û fantazî têkilhev dibe.
Bûyerên ku di van berheman de têne qalkirin bûyerên dîrokî ne û bi fantaziyan hatine xemlandin.