Her şey bir renk ile başlar. Evet bir renk. Çocukluğumuzdan itibaren hatta cinsiyetimizin öğrenilmesinden itibaren. Kimliğimize atfedilen renkler. Kız ise pembe renk erkek ise mavi renk kullanılarak kutlanıyor o önemli¿ gün. Bu mavi pembe ikiliğini icat eden zeki¿ pazarlamacının kim olduğunu düşünmeden edemiyorum doğrusu. Hem bebek giysilerini
Küçüklüklüğümüzden bu yana hepimiz masallarla büyüdük. Rapunzel'den Pamuk Prenses'e, Kırmızı Başlıklı Kız'dan Külkedisi'ne.. Fakat masalları kafamızda hiçbir yargı oluşturmadan dinledik, benimsedik. Masalları yeniden okuyup, gözden geçirdiğimizde göreceğiz ki bazı kopukluklar var. James Finn Garner ise bu kalıpları yıkarak masalları ırkçı,
Topla saçlarını Rapunzel, deyyus merdivenleri kullansın!
Hiçbir canlının hiçbir canlıya şiddet göstermediği, sürekli dik durmak zorunda kalan, hikayesi yarım bırakılan, hayata erken veda eden, özgürce üreten, ailesiyle birlikte olacakken olamayan, çocuklarından uzakta kalan, hastalıkla cebelleşen ama asla ümidini kaybetmeyen, evladını kaybetmiş, umutları elinden alınmış, en çokta kadınlığını yaşayamamış kadınların günü kutlu olsun. 💐 🌹 🌷
Geçen yıl bu cümleler ile kutlamışım. Bu yıl ise birkaç cümle daha ekleyeceğim. Geçen yıla göre ne değişti, hiçbir şey. Kadın yine kadın olamadı. Her gün binlerce kadın kendi cinsinden yahut karşı cinsinden dolaylı veya doğrudan şiddet görüyor. Bu sadece fiziksel değil! Psikolojik, sosyal, duygusal... Kadının tek bir düşmanı yok maalesef. Biz kadınlar için bir sonraki 8 Mart değişecek mi? Hayır! Değişmeyecek ama belki daha çok kadın yara almadan hayatına, hayallerine kavuşacak. Ve siz erkekler şunu lütfen unutmayın! Hiçbir kadın hiçbir erkeğin himayesine ihtiyaç duymuyor. Siz buna isterseniz erkek düşmanlığı deyin, isterseniz feminizm... Ve bizler sizin arkanızdan yürümek için değil, her daim yanımızda olmanız için varız. Kutlu olsun...
Emre Karakaya , 1994 doğumlu. Yani 2022 itibari ile daha 28 yaşında genç bir yazar ve şair kendisi. İstanbul Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi nde okumuş. Bugünlerde yüksek lisans mezunu başarılı bir genç kalemimiz. Şimdilik bir öykü ve bir şiir kitabı mevcut. Ümit ediyorum ki kendini bu yola daha fazla verirse iyi yerlere gelecek.
Şiir kitabı
Toplum için iyi bir lider kuşkusuz iyidir, ancak lider arama takıntısı bir toplum için felakettir. Lider arayan sorumluluğu üzerinden atar, kurtarıcı bekleyen harekete geçmez ama kendini de suçlamaz. Rapunzel prensi beklemek yerine saçlarını kesip ona işlev kazandırarak o kuleden kurtulamaz mıydı?
Daha Küçücük Bir Kız Çocuğuyken,
Cadı Onu Ne Kapısı
Ne De Merdiveni Olan
Bir Uzay Uydusuna Hapsetti.
Gelecekte Bile kuleye Hapsedilen Genç Kızlar Var...
İlk kitap Cinder - Külkedisi. İkinci kitap Scarlet-Kırmızı Başlıklı Kız ve üçüncü kitabımız Cress'de Rapunzel'den esinlenilmiş.
Cress çocukluğundan beri Levana tarafından bir uyduda
Besin değeri olmayan abuk subuk şeyleri yeme isteği. Örneğin Rapunzel sendromuna sahip kişiler ilginç bir şekilde saç yeme eğilimi gösterirler. Yedikleri saçlar sindirilemediğinden mide ya da ince bağırsakta yumak şeklini alır ve birikirler. Bu durum; ciddi karın ağrısı, iştahsızlık, halsizlik gibi belirtilerle karşımıza çıkar. Tespit edilmesi çok zor olduğundan sıklıkla gözden kaçabilir. Nadir görülen bir hastalik olsa da ölüm riski %4'tür. Bu rahatsızlık kadınlarda daha sık görülmektedir.
SPOİLER İÇERİR.
.
.
.
Evet. Serinin üçüncü ve en sevdiğim kitabı olan
Cress'in incelemesiyle başlayalım. Cress'i sevmemin nedeni orijinal masallarında da en sevdiğimin Rapunzel olması mı bilmiyorum. Belki de serideki tüm karakterlerin aynı anda gözükmesidir. Neyse, uzatmadan konuya geçeyim. Zaten benim