Freud, psikanalitik yaklaşım kapsamında "gerçeklik anksiyetesi" " nevrotik anksiyete" ve "ahlak anksiyetesi" olmak üzere üç farkl anksiyete türünden bahsetmektedir. Gerçeklik (realist) anksiyetesi, dış dünyada var olan samut tehlikelere karşı hissedilen aksiyete olarak görülmektedir ve bu hali ile tanımlaması en kolay anksiyete türüdür. Diğer bir deyişle gerçeklik anksiyetesi, somut bir gereğe karşı verilen tepkileri açıklamaktadır. Nevrotik anksiyete ise bireyin kontrol edilemeyen dürtüsel korkularını açıklamaktadır. Yalnızca bireyin zihninde gerçekleşen olayların sonucudur ve Freud bu anksiyetenin kaynağı "id" olarak görmektedir. Son aksiyete türü olan ahlak (törel) anksiyetesi ise vicdan kavramı ile açıklanmaktadır. Birey olması gereken kişi olamadığı için suçlu hissetmekte ve bu durum ahlak anksiyetesine yol açmaktadır.
Tanrı'ya ilişkin realizm dışı görüşlere yöneltilen temel eleştiri, onun, ateizmin yeterince gizlenememiş bir türü olmasıdır. Tanrı'nın yalnızca insani değerlerin bütünü olduğunu söylemek, geleneksel anlamda kavranan Tanrı'nın var olmadığını söylemekle eşdeğerdir; dini dil, yalnızca Tanrı'nın olmadığı bir dünyada değerler üzerine konuşmak için kullanışlı bir yol sunar. Bu, realist
olmayanların Tanrı'nın nesnel bir varoluşa sahip olduğu fikrini reddettikleri ve buna rağmen dini dile ve de ritüele bağlanmayı istedikleri için ikiyüzlü bir
yaklaşım gibi görünebilir. Bunun yerine Tanrı'nın gerçekten var olmadığına inanmanın sonucu olarak, bir ateist olmak daha sahici görünmektedir.
Divan şiiri ya da islam sanatları hakkında bazı görüşler o kadar çok tekrar edilmişlerdir ki, bunları mutlak doğru olarak kabul etme ya da eleştirmeme gibi hatalara düşebiliriz. Beşir Ayvazoğlu’nun bu eserinde bunun gibi bazı oryantalist ya da belli ideolojiler çerçevesinde şekillenmiş ön kabullere rastladım.
Bunlardan ilki tasvir yasağının
Sokrates’in Savunması, antik Yunan felsefesinin en etkili figürlerinden birinin düşüncelerini ve yaşam tarzını yansıtan ve anlatan önemli bir eserdir. Sokrates’in felsefi yaklaşımı, insanları kendi içsel dünyasında düşüncelerini sorgulamaya teşvik eder. Savunma, onun mahkeme sürecini ve öğretilerini anlatarak Sokratik diyaloğu ve sorgulama yöntemini vurgular. Sokrates’in ölümünden sonra da felsefi mirası büyük bir etki bırakmış, onun düşünceleri Platon gibi düşünürler aracılığıyla devam etmiştir. Sokratik yaklaşım, Batı felsefesinin temelini oluşturan ve günümüzde de hala tartışılan önemli bir temadır.
Çok açık ve realist olmak gerekirse kitap tam bir mükemmellik abidesi. Anlatımı çok akıcı bir şekilde yazılmış, nasıl bittiğini bile anlamadım. Gözümün önünden bir film şeridi geçmiş gibi bir hissiyat verdi.
Kitap hakkında söylenecek o kadar şey var ki nereden baslasam bilemiyorum. Kitabın içeriğinde cogu romandan farklı olarak bir sürü hikaye yer alıyor ve hepsi de asla sıkmayan akıcı olaylar. Kirkenin kücüklüğünden baslayıp asırlar süren kendisini bulma hikayesini okuyoruz. Anlatımı cok sakin olmasına rağmen okuduğum hicbir sayfada sıkılmadığım bir kitap oldu. Bu yazar bir mitoloji dehası bence tanrıları tasvir edişleri, karakterlerini yansıtması, tanrı olmalarına rağmen cocukca hisleri. En sevdiğim yerlerden birisi de tanrıların ölümsüz olmasına rağmen aslında ölümün kendisine cok benzediği çünkü ölümün kendisi gibi hic değişmeden süregelen onlar. Kirke o kadar güclü bir kadın ki asla yılmamasını zekasını cokk sevdim. Böyle kadın karalterleri okumaya bayılıyorum ve kitapta hic kimse tamamen iyi değil cok realist bir yaklasım. Kitabın kapağında dediği gibi sizi büyüleyecek bir hikaye kesinlikle okunması gerektiğini düşünüyorum.
Ben, KirkeMadeline Miller · İthaki Yayınları · 202133,6bin okunma
Evett oldukça realist bir yaklaşım var ve en önemlisi reel deneylerle kanıtlanmış,sürekli motivasyon konuşması yapan insanlar ve kişisel gelişim kitaplarından oldukça farklı örneğin başarılı insanların yaptıklarından scok eylemlerinden bahsedilmiş tutkuyla yapılan işin daha çok getirisine değinilmiş,Başarı yönelimi yüksek kişilerden bahsedecek olursak onlar *sonuç odaklı *hesaplanmış risk alan*Geri bildirim isteği alma isteği olan*işine dört elle sarılan *kişisel sorumluluk üstlenme gerçekten önemli maddeler bu dönemde ve gelecek dönemlerde hep böyle olacağını düşünüyorum.Çapa ve azim en iyi anlatıldığı bu kitaptan herkes faydalanmalı hayal ve reel ayırt etmek ilerlemekte bu işin bir parçası olsa gerek.
Rus Edebiyatının en önemli yazılarından birinin eseri hakkında yazarken her cümleyi iki kere düşünmem gerek aslında. Ama böyle yapmayacağım. Puşkin'in edebi dili ve kurgusu ile harikalar yarattığı kitaplarını okudum. Yüzbaşının Kızı'nı da daha önce okumuş ve böyle düşünmüştüm. Edebi yönden, özellikle karakter gelişimi açısından, tarihi
Genelde ön sözleri okumaktan sıkılır ve atlardım Bu kitapta artık bunu kırmak, sıkılsam bile okuma alışkanlığını kazanmaya karar verdim. Ve kitabın ön sözünden spoiler yedim. Cidden kitabın ön sözünde finalin yazılmasına nasıl karar verildiğinden felan bahsetmişti. aşcnsşcj Bunun dışında kitap ortalama bir aşk romanımsı bir şeydi. Açıkçası aşk edebiyatı yapmaktan çok realist bir yaklaşım vardı. Ve savaş halinde olmalarına rağmen askerlerin konforlarının bu kadar yerinde olması beni şaşırtmıştı. Ana karakter sevgilisiyle kaçarken vesaire de durumları gayet iyiydi. Ben sürünüp perişan olmalarını beklemiştim açıkçası. Sanırım bu da o zamanlar ülkenin ekonomik durumunun gayet iyi olmasına bağlı bir şey.
Silahlara VedaErnest Hemingway · Bilgi Yayınevi · 20236,3bin okunma
Ampirik (Deneyimci) Gelenek
Normatif teori kurmaya göre daha az meşhur olsa da, tasvirî (betimleyici) veya ampirik (deneyimci) gelenek de siyasî düşüncenin en erken dönemlerine kadar götürülebilir. Onu, Aristoteles’in siyasî düzenleri sınıflandırma çabasında, Machiavelii’nin siyasî hüner konusundaki realist yaklaşımında ve Montesquieu’nun hükümet ve hukuka ilişkin sosyolojik teorisinde görebiliriz. Bu tür eserler, birçok bakımdan bugün karşılaştırmalı devlet sistemleri olarak adlandırılan çalışma alanı için temel oluşturmuş ve bu disipline esaslı bir kurumsal yaklaşım teşkil etmiştir. Özellikle ABD ve İngiltere’de egemen analiz geleneği hâline gelmiştir. Siyasî analize ampirik yaklaşımın temel özelliği, siyasî gerçekliğe duygusal olmayan ve tarafsız bir temel oluşturma çabasıdır. Normatif yaklaşım, yargıda bulunması ve öneriler sunması anlamında “emredici” iken, bu yaklaşım analiz etme ve açıklama çabası bakımından “tasvirî/betimleyici”dir.
Ilk başta bu incelemeyi yazmaya başladığımda bir takım eleştirilerle başlamıştım. Ancak bu eleştirilere başlamadan önce yazarın eleştirdiği insanların fikirlerinden ve yazarın fikirlerinden bahsedeceğim. İlk olarak Hobbs. İnsanların devletleşme sürecini Hobbs, daha önceki yaşamımızda insanların saçma sapan bir şekilde kolaylıkla ölmesi, hayatta
Sevgili Watson," dedi, “alçakgönüllülüğü meziyet sayanları anlayamıyorum. Bir mantıkçı için, her şey tam olarak ne ise öyle görünmelidir. Kendini küçük görmek de, yeteneklerini abartmak da gerçeklerden kaçmaktır.
Benim Ölümüm [Ma mort]
Ölüm, “duvar”ın öte yanındakilerden olduğu için hiçbir şekilde insani olmayan şey gibi görünürken, sonra bir anda bambaşka bir bakış açısından düşünülmeye, insan yaşamının bir olayı gibi ele alınmaya başlandı. Bu değişiklik çok açık bir biçimde anlaşılır: ölüm bir terimdir ve her terim (ister sonuç, ister başlangıç terimi