Bugün Hollanda'da yaşayan bir amca geldi dükkana. Binamızdaki otelde kalan bir misafirimiz. Türkiye'nin Tayyip Erdoğan sayesinde ne kadar geliştiğini anlattı, yollardan, köprülerden bahsetti.
Kendisi Avrupa'da yaşadığı için iyi biliyor; Avrupa artık bitmiş, hazineden yiyormuş. Avrupa'da yüzlerce üniversite mezunu diplomalarını yeminli mütercimlere çevirtip, Türkiye'ye iş aramaya geliyormuş. Ama Türkiye öyle mi ya! Türkiye'deki gelişme Avrupa'yı kıskandıracak seviyedeymiş.
Bunları zaten millet olarak biliyor ve takdir ediyoruz. Fakat bilmediğimiz, çoğumuzun duymadığı öyle şeyler anlattı ki...
"İçte ve dışta ne kadar düşman varsa, İsrail ve Amerika'sından cemaatine, bu adama (Erdoğan'a) karşı birleşti. Ama yıkamayacaklar. (Kısık sesle) Biliyor musun; bu adam yedi yaşından beri namazını hiç aksatmadı. Sürekli kitap okur, liseden beri kitaplığı var. Bütün İslam alemi bu adamın arkasında, tüm müslümanların dualarıyla koruyor Allah onu. Şimdi adamın bir iki tane hatasına takılıp nankörlük mü edilir? Peygamberler bile hata yaptı."
Sözleri olduğu gibi aktardım.
Şimdi düşünüyorum da, benim hâlim harap. Ben nasıl oldu da, böyle mübarek bir insanı layığıyla sevemedim? Nasıl bu kadar kör oldum, şeytana uyup bu adam hakkında kötü düşünme gafletinde bulundum? Allah affetsin...