Recep Torsun

Recep Torsun
@receptorsun
Ön yargıları yıkalım.
İlkokul
İstanbul
4 okur puanı
Temmuz 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Gecedir: Ancak şimdi uyanır aşıkların tüm şarkıları. Ve benim gönlümde bir aşığın şarkısıdır. Dindirilmemiş, dindirilemez bir şey var içimde; yükseltmek istiyor sesini. Aşka duyulan bir özlem var içimde, kendiside konuşuyor aşkın dilini. Işığım ben;ah, gece olsaydım! Ne ki ışıkla kuşatılmış olmaktır benim yalnızlığım. Ah, karanlık olsaydım, geceye ait olsaydım! Nasıl da isterdim ışığın memelerinden emmek!
Sayfa 102
Reklam
Bir defasında şöyle söylemişti şeytan bana: "Tanrının da var kendi cehennemi: insanlara duyduğu sevgi." Ve geçenlerde şöyle dediğini işittim şeytanın: "Tanrı öldü; insanlara duyduğu merhamet yüzünden öldü tanrı."
Sayfa 85
" Yalnız kişiyi öldürmek isteyen duygular vardır; öldürmeyi başaramazlarsa eğer, onların ölmesi gerekir! Peki gücün yetiyor mu katil olmaya? "
Sayfa 58

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Zerdüşt'ün gözleri bir delikanlının kendisinden kaçındığını görmüştü. Ve bir akşam, "Alaca inek" denilen şehri çevreleyen dağlarda bir başına gezmeye çıktığında: o da ne, gezinirken bu delikanlıyı bir ağaca yaslanıp oturmuş ve yorgun bakışlarla vadiyi seyrederken görmesin mi? Zerdüşt delikanlının yaslandığın ağacı tuttu ve şunları söyledi: "Bu ağacı ellerimle sallamak isteseydim gücüm yetmezdi buna. Oysa gözümüzle görmediğimiz rüzgar ona istediği gibi eziyet ediyor, onu eğip büküyor. Görünmez ellerdir bize en kötü eziyetleri çektirenler, bizi eğip bükenler." Bunun üzerine delikanlı şaşkınlık içinde ayağa kalktı ve "Zerdüşt'ün sesini duyuyorum, tam da onu düşündüğüm sırada," dedi. Zerdüşt delikanlıya şöyle yanıt verdi: "Bu yüzden niye dehşete kapılıyorsun ki? Oysa insanlar da ağaç gibidir. Ne kadar yükseğe ve aydınlığa çıkmak isterse, o kadar kuvvetle toprağın altına inmek ister kökleri, karanlığa, derinliğe, kötülüğe."
Sayfa 36 - iş kültür
Bakın, üstinsanı öğretiyorum size:işte bu denizdir o, büyük aşağılamanız batıp gidebilir içinde. Nedir yaşayabildiğiniz en büyük şey? Büyük aşağılamanın saatidir. Mutluluğunuzdan bile tiksindiğiniz saat, aynı şekilde aklınızdan ve erdeminizden. " Ne önemi var ki benim mutluluğumun? Yoksulluktan, pislikten ve sefil bir huzurdan ibarettir o. Oysa benim mutluluğum, varoluşun kendisini haklı çıkarmalı." dediğiniz vakit. " Ne önemi var ki benim aklımın? Bir aslanın yiyeceğini araması gibi arıyor mu ki bilgiyi? Yoksulluktan, pislikten sefil bir huzurdan başka bir şey değildir o. " dediğiniz vakit." Ne önemi var ki benim erdemimin? Henüz öfkelendirmedi beni. Ne kadar usandım kendi iyimden ve kötümden. Yoksulluktan, pislikten, sefil bir huzurdan başka bir şey değildir bütün bunlar. "dediğiniz vakit." Ne önemi var ki benim adaletimin? Bakıyorumda, Ne közüm ben, ne de kömür. Oysa köz ve kömürdür adil olan. "dediğiniz vakit." Ne önemi var ki benim merhametimin! Merhamet, insanları sevenin gerileceği çarmıh değil midir? Oysa benim merhametim çarmıha germe değildir. " dediğiniz vakit. Hiç böyle konuştunuz mu? Hiç böyle haykırdınız mı? Ah, bir kez duysaydım böyle haykırdığınızı!
Sayfa 7 - iş kültür yayın evi
Reklam
Reklam
37 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.