GÜL GÜRLER

GÜL GÜRLER
@redrose
“Huzur mu istiyorsun? Az eşya, az insan!” Franz Kafka
123 okur puanı
Şubat 2015 tarihinde katıldı
656 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
SERİ MUHTEŞEM...TAVSİYE EDİLİR. Paullına SIMONS polisiye ve gerilim ile başladığı yazarlık serüveninde muhteşem bir kitapla zirveye oturmuştur. BRONZ ATLI ve TATYANA & ALEXANDER Serisi ile...
Tatyana ve Alexander
Tatyana ve AlexanderPaullina Simons · Pegasus Yayınları · 2017627 okunma
Reklam
824 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Paullına SIMONS polisiye ve gerilim ile başladığı yazarlık serüveninde muhteşem bir kitapla zirveye oturmuştur. BRONZ ATLI ve TATYANA & ALEXANDER Serisi ile... 2.dünya savaşı; bir Rus yazar tarafından savaş, dram, aşk, masumiyet, sadakat bir baş yapıt olarak çok güzel anlatılmıştır. Muhteşem bir seri. mutlaka okunmalı.
Bronz Atlı
Bronz AtlıPaullina Simons · Pegasus Yayınları · 20161,244 okunma
392 syf.
10/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Çinko Çocuklar serideki diğer kitaplar gibi konusu itibariyle okuması çok zor bir kitap. Kitabı okumak yürek istiyor... Konusu itibariyle; 1979 yılında Brejnev'in emriyle Afganistan'a giren Sovyet askerleri 10 yıllık savaş sonunda Gorbaçov'un emriyle geri çekilir. 500 bin Sovyet askerinin yolunun geçtiği ve 15 bin askerin de öldüğü savaşta 1,5 milyon Afgan hayatını kaybeder. Sovyet ekonomisini zora sokan savaşın bittiği tarih, bir yandan Sovyetler'in çöküşünü de ateşler. AFGANİSTAN Sovyet'lerin VİETNAM'I bana göre... Çok şey söyleyebilirim, yazabilirim ama Svetlana Aleksiyeviç ve ÇİNKO ÇOCUKLAR SAVAŞ'ın HİÇ'liğini direkt savaşın içindeki yaşayanlardan anlatıyor... Serinin tüm kitapları okunmalı....ÖLÜM ve YAŞAM arasındaki ince ve anlamsız çizgi. Cehenneme açılan kapı SAVAŞ.
Çinko Çocuklar
Çinko ÇocuklarSvetlana Aleksiyeviç · Kafka Kitap · 2018246 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
186 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Uyuyalım. İnsan uyudu mu her şeyi unutur." Sonunda okuyabildim şu meşhur Şeker Portakalı'nı. Dendiği kadar var mıymış? Evet varmış. Zeze adında minik bir çocuk ve onun hayatı tanıma öyküsü. Şeker portakalı fidanına duyduğu aşk ve en iyi dostu, Portugası'na beslediği sevgi. Kısaca konusu bu kitabın. Görüldüğü üzere öyle çok da
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022228,9bin okunma
160 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir distopya okuru olarak Ray Bradbury'nin başyapıtını bir de çizgi roman versiyonuyla okumak istedim. Ray Bradbury ve Tim Hamilton işbirliğinde hazırlanan, Epsilon Yayınevi'nden çıkan bu çizgi roman uzun zamandır ona dokunmamı ve gözlerimi üzerinde gezdirmemi hissetmeyi bekliyordu. Sonunda bu çağrısına kulak verdim ve bir çırpıda olmasa da, okuyup bitirdim. Bir çırpıda okuyamadım çünkü çizimlerini beğenmedim. Ve çizim unsuru da bir çizgi roman için çok önemlidir. Nasıl ki bir romana ısınamama sebebi yazarın dili, konunun yetersizliği gibi nedenler olabiliyorsa, bir çizgi romana ısınamama sebebi de pek tabii çizimleri olabilir. Tim Hamilton'ın çizimleri açıkçası biraz soğuttu beni. Bitirdikten sonra çıkardığım sonuç ise şuydu: Ray Bradbury ne kadar usta bir hikaye anlatıcısı ise, işte o kadar acemi bir çizgi romancıdır. Bu eserdeki tüm baloncukların sahibi olan Bradbury, kitabındaki o enfes havayı çizgi romana taşıyamamış ne yazık ki. Kitabını okurken adeta ürkmüştüm ve bitirdiğimde ise birden fazla konuda daha fazla bilinç sahibi olmuştum. Kitapları yakmak... Korkutucu. Böyle bir geleceğin gerçekleşmesinden korkan Bradbury'nin bizleri uyarmak için kaleme aldığı bu başyapıt okuru derinden sarsıyor. Fakat işte çizgi roman bunu pek başaramıyor... Sonuç olarak, kesinlikle zaman kaybı olmadığını belirtebilirim ve Bradbury okurlarının da okumalarını salık veririm.
Fahrenheit 451 (Çizgi Roman)
Fahrenheit 451 (Çizgi Roman)Ray Bradbury · Epsilon Yayınları · 2009194 okunma
Reklam
352 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kesinlikle Bin Dokuz Yüz Seksen Dört'ü eleştirmeyeceğim, aksine öveceğim: SAVAŞ BARIŞTIR. ÖZGÜRLÜK KÖLELİKTİR. CAHİLLİK GÜÇTÜR. Yukarıdaki üç çelişkili cümle üzerine kurulu tüm kitap. Biraz daha detaylıca değinmek gerekirse eğer: Orwell Hayvan Çiftliği'nde yaptığı şeyin bir benzerini ama daha detaylısını Bin Dokuz Yüz Sekse Dört'te yapmış.
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019164,9bin okunma
256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
ŞİMDİYE KADAR YAZILMIŞ EN İYİ BİLİM-KURGU ROMAN. KLASİK BİR KARŞI ÜTOPYA. Distopya denince Türkiye'de ilk akla gelen kitaplar; Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, Cesur Yeni Dünya, Fahrenheit 451, Hayvan Çiftliği vs. Peki tüm bu kitaplar henüz yazılmamışken, türün ilk örneği, Distopya'nın atası niteliğindeki Biz neden geri planda kalıyor? Mantıklı bir
Biz
BizYevgeni İvanoviç Zamyatin · İthaki Yayınları · 20209,2bin okunma
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
“İşte, istediğim kişi burada. Merhaba kişi! Beni işitmiyor. Belki somut ve bireysel bir biçimde, normal bir beynin sezebileceği bir şey olarak, gelecek var olsaydı, geçmiş böylesine akıl çelici olmazdı; geçmişin istekleri geleceğin istekleriyle dengelenirdi. O zaman kişiler, şu ya da bu nesneyi tartıp dökerlerken, tahterevallinin orta kısmında bacaklarını açıp dengede durabilirlerdi. Eğlenceli olabilirdi.” Bu cümlelerle başlayan Saydam Şeyler, okuduklarım içinde en zor Nabokov romanıydı. Karanlıkta Kahkaha, Maşenka, Cinnet ve Lujin Savunması’nda kendi gerçeklikleri içinde yaşayan karakterler yaratmıştı Nabokov. Saydam Şeyler’in Hugh Person’ı ise biraz daha uçlara gidiyor. Nabokov, zamanda seyahat için nesneleri, mekânları,insanları, koku ve tatları kısacası Saydam Şeyler’i kullanıyor. Hugh’nun zihni şimdiki zamanda geçmişi ya da geleceği yaşıyor. Bir de uyurgezer kahramanımızın rüyaları varki durumu tamamen içinden çıkılmaz yapıyor. Diğer romanlarında yaptığı gibi Nabokov burada da Freud’u alaycı bir şekilde eleştirmeyi ihmal etmiyor. (“Şarlatan olmadıkça kim düşleri tedavi edebilir?”) Şimdiki zamanı tanımayan zihin uyku sırasında düşle gerçeği ayırd edebilir mi? ya da ikisi arasında bir fark var mı? Zihin, zamandan ve mekandan böylesine bağımsızsa belki de; “İnanıyorum ki bu, bedensel ölümün verdiği eziyet değil, bir varlık durumundan diğerine geçmek için gerekli zihinsel manevranın benzersiz sıkıntılarıdır. Kitap başka bir mekana götürüyor okuyanı...
Saydam Şeyler
Saydam ŞeylerVladimir Nabokov · İletişim Yayınevi · 2010110 okunma
164 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Japonya'nın Beckett'ı, Kafka'sı olan Abe Kobo'nun iki kitabı Türkçeye çevrilmiş, birini bulmak çok zor. Özgün Adıyla Hako Otoko (Kutu Adam) Bir adam kutu içinde yaşamaya başladığı zaman görülemez, görülemediği müddetçe görenin kim olduğunu anlayamamaya başlar. Ellis'in Glamorama'daki düşünce biçimi geçerlidir: "Ne kadar iyi görülürsen o kadar iyi görürsün." Kutu adam için önemsiz şeyler. Zaten görüş açısı küçük. Kutu dışındaki halinden daha az gördüğü için düşünecek daha çok şey var. Kutu bir başka dünyaya açılan kapı olsa, o zaman görülen dünyaya bakıldığında bir bulantı yaşanacak. Var. Öyleyse geçen zaman duygusunun kaybı kayıp mıdır, değildir. Serserilerle karıştırılmak kayıp mıdır, evet, çünkü serseriler kutu adamları döver. Kutu adam dövüşemez, kolunu kaldırıp vücudunu sağa veya sola çevirerek darbe indirmeye çalışır. Bir kutu içinde yaşamak, fenomenlerden kurtulup saf bilince ulaşmanın yanından yer. Evreni reddetmektir, evren içindeki evreni kabullenip dışarıyla iletişimi en alt düzeye indirmektir. Evreni kabul etmektir çünkü kutu uzayda bir alan kaplar. Adam için aynı şey geçerli değildir. Bunların hepsi için lazım olanlar: - Boş bir karton kutu - Kenarları 50 cm. civarında, kare şeklinde yarı saydam bir plastik - İki metre demir tel - Su geçirmez yapışkan bant - çakı şeklinde açılıp kapanan bir bıçak - Ve, özel açık hava teçhizatı için üç büyük parça kullanılmış bez, bir çift kauçuk bot. Okumayanlar için, kesinlikle tavsiye edeceğim, bir başka bakış açısı sağlayan değerli bir eser.
Kutu Adam
Kutu AdamKobo Abe · Remzi Kitabevi · 1993213 okunma
496 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Edith Piaf, Paris aşığı, aşkın aşığı, hayatın aşığı ama en çok müzik aşığı bir kadın olarak 10 Ekim 1963 günü başka bir dünyaya gitmek üzere gözlerini kaparken, ona derin bir sevgiyle bağlı son eşi Théo Sarapo, onun için bir şiir okuyordu: “Üç zamanlı bir şarkı, Oldu onun hayatı. Acısı pek fazlaydı, Oysa fazla yaşamadı. Sen, gelip geçen ey
Kaldırım Serçesi - Edith Piaf
Kaldırım Serçesi - Edith PiafSimone Berteaut · Agora Kitaplığı · 200760 okunma
Reklam
208 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Çavdar Tarlasında Çocuklar ya da orijinal adıyla The Catcher in the Rye, birçok kişi tarafından bir modern zaman klasiği olarak gösteriliyor. 1951 basımı kitap, hemen hemen herkesin kalbine taht kurmuş durumda. Ülkemizde önce Gönülçelen, sonra Çavdar Tarlasında Çocuklar olarak basılan romanın, iki isminden birini, öyle ya da böyle mutlaka duymuşsunuzdur. Çavdar Tarlasında Çocuklar, Holden Caulfield'a; uyumsuz, biraz rahatsız başkarakterimize ve onun iç dünyasına odaklanıyor. Holden, birçok şeye nefret besleyen biri. Filmlerden, oyunculardan, havarilerden, gittiği (ve kovulduğu) okullardan, çevresindeki çoğu insandan ve tabii en önemlisi yapmacıklıktan hiç hoşlanmıyor. Kız kardeşi Phoebe ise sevgi gösterdiği sayılı kişiliklerden. Bir gün Holden Caulfield, gittiği okuldan, Pencey'den atılıyor ve böylece maceramız başlamış bulunuyor. Kitapta sizde heyecan duygusu uyandıran, içinizi gıcıklayan ögelerin hepsi Holden'ın fikirleri. Zor bulunan, ayrıcalıklı bir kişiliğe sahip kendisi. Belki de edebiyat tarihinin en baba karakterlerinden. Biraz farklı, üzerinde düşünülmüş, sürükleyici, size kendinizi sorgulatacak bir roman arıyorsanız, fazla uzağa gitmeyin derim. Çavdar Tarlasında Çocuklar, mutlaka içinde sizden de bir parça barındırıyordur. Kitap kısa olduğundan, yavaş yavaş, sindire sindire okumanız sizin için daha faydalı. Bana kalırsa biraz ilgi isteyen bir roman bu. Bitirdikten sonra, savuşturup bir tarafa atılacak tarzda değil.
Çavdar Tarlasında Çocuklar
Çavdar Tarlasında ÇocuklarJ. D. Salinger · Yapı Kredi Yayınları · 202158,9bin okunma
563 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap oldukça berrak ve akıcı bir dile sahip, okuyucuyu hiç sıkmıyor. Roux, gerektiği yerde ülkesi Fransa’nın ve Batı dünyasının yanlışlarını, hatalarını da açıkça ifade etmiş, objektif ve akademik dürüstlük örneği sergilemiştir. Türklerin Tarihi kitabı Önsöz, Giriş ve 15 Bölüm, Sonuç, Kaynakça, Kronoloji, Dizin, Soyağaçları ve Haritalar bölümlerinden ve toplam 562 sayfadan oluşmaktadır. Kitap kronolojik olarak düzenlenmiş olup, Türk Olgusu, Türklerin Ortaya Çıkışı’ndan 2000 yılına kadar dönemi kapsamaktadır. Kitabın içeriğine gelince; kitap siyasi tarih olmanın yanında ticaret ve ekonomi, bilim ve sanat tarihine de temas etmiş; oldukça objektif ve dürüst yaklaşım sergilenmiş. Türklerin ilişkili olduğu diğer milletler dolayısıyla, Çin, Rus, Hint, İran, Arap milletlerinin tarihi hakkında bilgi sahibi olunmaktadır. Kısacası, tarih kitabı böyle yazılır. Herkesin bu kitabı okumasını şiddetle tavsiye ediyorum. Kendimize bir de yabancıların gözünden bakmak çok faydalı olacaktır.
Türklerin Tarihi - Pasifik'ten Akdeniz'e 2000 Yıl
Türklerin Tarihi - Pasifik'ten Akdeniz'e 2000 YılJean Paul Roux · Kabalcı Yayınevi · 2007902 okunma
184 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Toynbee’den sonra, hiçbir olayın göründüğü gibi olmadığı, olayların bilindiği gibi gelişmediği, her saha uygulaması için; bir üst tasarıma ihtiyaç olduğu, Bu üst tasarımın güneş batmayan İmparatorluğun varlığının devamlılığını düşünürken Dünyanın karanlık tarafının da dizaynı konusunda Yükselen ve Alçalan Medeniyetler teorisinde vaziyet alması gerekliliğinin mucidi, fikir babası işte bu olup; Sonuçta: Medeniyetin banisi Büyük Türk Milleti’ne ‘Tiran’ diyecek kadar, insanlıktan nasipsiz bir kan emici, kazıklı voyvoda artığı, iğrenç bir yok edici. Hocanın tavsiye edeceğim kitabı...Okunmalı...
Tiran
TiranYalçın Koçak · Wizart Yayınları · 202046 okunma
110 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
VELİLİKLE DELİLİK ARASINDA BİR HİÇ: NEYZEN TEVFİK Akıl Hastanesi’nde bir Deli, Meyhane’de bir Veli, Mezhepte Bektaşi, Dergahta Mevlevi, Abdülhamit’e karşı bir küfürbaz, Atatürk’ün sofrasında bir Diyojen. Sokaklarda kimsesiz bir çocuk, Han odasında bir derbeder. Crotona’da Pisagor, Kahire’de Kaygusuz Abdal. Pir yolunda talip Zor yolunda anarşist… Özdemir Asaf’ın deyimiyle “Bütün metrelerin ve santimlerin, bütün kiloların ve gramların, bütün rakıların ürktüğü adam” Hiç, Hiççilik felsefesi, Melametilik, Kalenderilik geleneği Neyzen Tevfik’in yaşamına, eserlerine damgasını vuran en belirgin özelliktir. Üzerinde “Hiç” yazan kolyeyi sürekli boynunda taşırken Ney’i dudağından, Mey’i elinden düşürmedi. Hiç’leşmeye doğru yürürken uğradığı duraklarda Ney ve Mey vardı. Görünmeyen yanımızın ermişi ve bir Kent Dervişi. Şair, besteci, tiyatrocu, oyuncu. Her şey ve Hiç: Neyzen Tevfik
Hiç
HiçNeyzen Tevfik · Kapı Yayınları · 2013286 okunma
218 syf.
8/10 puan verdi
Eserin en ilginç yönü, anlattığı aşk değil, hayal dünyasında yaşayan, yalnız ve kendini sosyal hayattan soyutlamış gencin, bu aşk ile kaçırdıklarını fark etmesi, gerçek hayat-hayal dünyası karşılaştırması yaparak, bilinçli olarak tercih ettiği hayal dünyasının tahlilini yapmış olmasıdır. Bu tahlilde kahramanımız şunları der: “…şimdiye kadar
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202073,5bin okunma
705 syf.
10/10 puan verdi
Suç ve Ceza Dostoyevski’ nin en güzel eserlerinden biridir. Romandaki ana düşünce, başkalarına yapılan suçun cezası mutlaka çekilir esasına dayanmaktadır. Rusya’ nın büyük şehirlerinden birindeki yoksul halkın hayatı dile getirilmektedir. Bu romanını paraya duyduğu ihtiyaç nedeniyle yazdı. Eseri yazmaya başladığı zaman karısı ağır hastaydı.Karısının başucunda beklerken bu şaheserini yarattı. İlk kez, 1886 yılında yayımlandı. Romanın kahramanı Rodion Raskolnikov’ un Rus Faust’ u olduğunu söyleyenler var .Ortak yönleri ikiisnin de yoksul öğrenci ; gururlu ve ihtiraslı olmalarıdır. Her ikisi de üstün zekalarından ötürü duydukları gururla suç işlerler.Kendilerine bağlı bir kadının aşkı ile doğru yolu bulurlar. Hatta bununla ilgili bir de rivayet vardır; SUÇ VE CEZA yayınladıktan sonra, Petersburg savcısı yazar hakkında dava açar. Gerekçesi ise şöyledir: " Bir caninin ruhsal durumunu bu kadar gerçekçi ve ayrıntılı anlatan bir kişinin geçmişinde kesinlikle bir cinayet saklıdır. " Fransız yazar ve filozof Albert Camus; " Suç ve Ceza'yı okuduktan sonra, ilk kez yeteneğim hakkında bir kuşku duydum. Ciddi olarak, bu işten vazgeçme ihtimalimi ölçüp tarttım " der. SUÇ VE CEZA ; bana göre, insan dehasının yaratığı en yüce yapıtlardan birisidir.
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022158,6bin okunma
Reklam
680 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Torunları, Sultan Vahideddin’e Şahbaba derlerdi. Murat Bardakçı Osmanlı Hanedanı mensuplarının ellerinde bulunan ve kimseye gösterilmeyen özel arşiv, belge, mektup, hatırat ve fotoğrafları inceleyerek hem Vahideddin'in hem de aile ve yakın çevresinin hikayesini yazmış. Bardakçı, kitabında 75 yıldır tartışılan Vahideddin hakkında tarafsız
Şahbaba
ŞahbabaMurat Bardakçı · İnkılâp Kitabevi · 2018387 okunma
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
PUSLU KITALAR ATLASI, tarihi ve fantastik ögeleri bir arada barındıran felsefi bir eser. Çizgi Romanı da İlban Ertem'in çizimleriyle muhteşem olmuş. İhsan Oktay Anar kitabını bir de Çizgi Roman formatında okuyunuz ve payınıza düşeni alınız. Büyüklere masallar tadında, Görseller harika... İlban Ertem'in emeğine sağlık....
Puslu Kıtalar Atlası (Çizgi Roman)
Puslu Kıtalar Atlası (Çizgi Roman)İhsan Oktay Anar · İletişim Yayıncılık · 20151,304 okunma
752 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
ŞU ÇILGIN TÜRKLER... Bir milletin romanını yazmak zor olmuş olsa gerek. Bu, kütüphanelerimizin baş köşesinde durması gereken, Türklerin yeniden kurtuluşunun romanı. Yirminci yüzyılda yeni bir Türk Destanı yaratarak bağımsız bir devlet kuran Türkler ' in romanı... Kitaba başladığınız andan itibaren siz de bir şekilde bu romanın içerisinde yer
Şu Çılgın Türkler
Şu Çılgın TürklerTurgut Özakman · Bilgi Yayınları · 202321,6bin okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
Bir başucu ve başvuru kaynağıdır Göğü Delen Adam. Yaşadığımız saçma sapan hayatlara eleştiridir Göğü Delen Adam. Doğru sandığımız tüm yanlışlara, önem verdiğimiz tüm değerlere ve zenginlik sandığımız tüm rezilliklere tokattır Göğü Delen Adam. Bence herkesin okuması gereken bir kitaptır Göğü Delen Adam. Günümüz modernizmine, çağdaşlığımıza sözde insanlığımıza, Şef Tuiavi’nin bakış açısını ile bakmanız için bizlere sunulmuş bir fırsat olan bu kitabı mutlaka okumalısınız. Kitap, aslında bir kabile şefinin halkına yazdığı bir mektuptan ibarettir. Genel olarak, Avrupa'nın yaşam biçimine olumsuz bir eleştiri niteliğindedir.
Göğü Delen Adam
Göğü Delen AdamErich Scheurmann · Ayrıntı Yayınları · 202013,8bin okunma
495 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
KATOLİK HRİSTİYAN YAHUDİ SAVAŞINDA DA " DA VİNCİ ŞİFRESİ " KİTABI Ne oldu ise Dan Brown'ın " Da Vinci Şifresi " adlı kitabı ile oldu. Savaş birden Katolik Hristiyan - Yahudi savaşına dönüşüverdi. Dan Brown cin gibi bir Yahudi asıllı İngiliz ve de Amerikalı yazar. Brown eşiyle birlikte ABD'de, New England'da
Da Vinci Şifresi
Da Vinci ŞifresiDan Brown · Altın Kitaplar · 200345,6bin okunma
336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kendi içimizde ve etrafımızda neler olup bittiğini görmeden ve de göremeden; hayat denen merdivenler hızlı hızlı çıkarken, zamanı akıp giderken, sona gelmeden önce, o basamaklarda bir durup düşünmek için, bir nefes arasında, " Yüreğinle Yaşa " yı okuyalım. Basamaklardan geri gidemeyiz, ama önümüzdeki basamakları biraz daha nefesimizi zorlamadan çıkmamızı sağlar. Bize sunulan hayat denen zaman içinde; böyle güzel okunası kitaplarla ara molalar verelim.... Murat Tunalı'nın kalemine sağlık....
Yüreğinle Yaşa
Yüreğinle YaşaMurat Tunalı · Yediveren Yayınları · 201350 okunma
Reklam
596 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
EVANJELİZM; İlk cümleden son cümleye kadar bu derece can acıtan, bu derece gerçekleri doğrulanabilir bir eser. Ancak ve ancak yüreği sağlam, sinirleri harap olmamış okuyuculara göre bir kitap. Her biri satırını, atlamadan çizerek okudum. Döndüm tekrar tekrar okudum. Tüylerim diken diken oldu. Kitabı okuduğumdan beri uykularım kaçtı. Veee, bu kitaptan yapacağım çok ama çok alıntı var. Bu eseri bizlere kazandıran; Sayın Dr. Ramazan Kurtoğlu'na sonsuz saygı ve hürmetlerimi sunuyorum. Evanjelizm kitabını (Güncelleştirilmiş 6.Baskı - ORION Yayınlarından çıkan) ; Ben solcuyum, ben sağcıyım, ben Türkçüyüm, ben İslamcıyım diyen, bir vakit, beş vakit, hiç vakit namaz kılan, dedelerinin kim olduğu ve nereden geldiğine kafayı takmayan, bu vatan benim, ben Türk'üm diyen herkesin vakit kaybetmeden okuması gerekmektedir. Her ne okuyorsanız, bırakın, bu kitabı okuyun.... Tek ama tek gerçeği görmek istiyorsanız; hemen şimdi kitabı alın ve başlayın. Bizlerin ve yarınlarda evlatlarımızın başına gelecekleri görünüz, anlayınız, idrak ediniz, sorgulayınız ve bakalım gözünüze uyku girecek mi? Hangi cehenneme doğru olabildiğince hızla itildiğimizi aklınızı ve gözlerinizi dört açarak görünüz...
Evanjelizm
EvanjelizmRamazan Kurtoğlu · Orion Kitabevi · 2013472 okunma
323 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Jacques Attalı; " Bir yaşlı insan öldüğünde bir kütüphane yok olur. Bir çocuk öldüğünde hayata veda eden, bir okurdur. Her ikisi öldüğünde ise kaybolan bir uygarlıktır. " diyen ve yaşayan en büyük düşünürlerdendir. Geleceği en iyi tahmin etmenin yolu, kuşku yok ki bugünü iyi anlamaktan geçiyor.. 21.Yüzyıl Sözlüğü, bu anlamıyla çok yetkin ve uzak görüşlü kalemden çıkmış bir sözlük... Konunun meraklısı okurlara, siyaset bilimci, ekonomistlere şiddetle tavsiye edeceğim bir yazardır.
21.Yüzyıl Sözlüğü
21.Yüzyıl SözlüğüJacques Attali · Güncel Yayıncılık · 19984 okunma
332 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yılmaz Özdil’in uzun zamandır üzerinde çalıştığı kitabı olan Beraber Yürüttük Biz Bu Yollarda yakın zamanda yaşanan 17 Aralık Yolsuzluk Davasında yaşananları gün ve gün tüm gelişmeler ile okurlarına kitap olarak aktarıyor. Yılmaz Özdil’in 17 Aralık ile başlayan ve sonrasında yaşananları özetleyerek oluşturduğu kitap bir anlamda o zamanda yaşananları daha net görmemizi sağlıyor. Tarafsız bir biçimde; her kesim ve düşünceden okurların okumasını tavsiye ederim. Çok çarpıcı. Üzüntüm şu ki; yolsuzlukların, üç kağıtçılığın, ahlaksızlığın v..b. Ülkemizin tarihinde hiç olmadığı kadar , kanser gibi derinden yayılmasıdır. Acı olansa; günümüz Türkiye' sinde sayılarında hızla artış görünen " Din Bezirganlarının " hızla çoğalmasıdır. Sayelerinde, bilinsin ki, gelen nesil dindar bir nesil değildir. Tam tersine dinden nefret eden bir nesil yetişmektedir.
Beraber Yürüttük Biz Bu Yollarda
Beraber Yürüttük Biz Bu YollardaYılmaz Özdil · Kırmızı Kedi · 20151,499 okunma