Okul bizi çalınmaz, kaybolmaz bir servet olan ilimle süsleyecek ve fazilet yolunu gösterecek bir edep evidir. Okulun terbiye edemediğini dünya ve zaman terbiye eder. Zamanın terbiyesine kalmaksa pek büyük bir felaket ve talihsizliktir. Burada gördüğünüz tahsilin kadrini bilmek ve bize verilen emeğin hakkını ödemek ancak bu yüce okula layık bir öğrenci olduğumuzu göstermekle olur. Okul bir ilim ve edep dünyası olduğundan o dünyanın insanları arasında ne haset bulunmalıdır ne rekabet; o dünyanın yüceliği gibi o alemde bulunanların da hislerinin yüce olması gerekiyor.
Öğretmenlik görevi önemli bir meseledir. İnsan, görevinin önemli yönlerini tanıyamazsa onu iyi bir şekilde gerçekleştiremez.
Charlotte Brontë
Bundan yaklaşık bir yıl önce kadarı bu kitap bana hayatımda çok değer verdiğim 3-5 kişiden biri olan
Eda tarafından doğum günümde hediye edilmişti. Ben normalde Batı ve Rus edebiyatı çok seven biri değilim özellikle belli başlı yazarlar ve bazı merak ettiğim eserler dışında okumayı tercih etmem o yüzden de bu kitabı da
İstanbul'daki faaliyetlerinden ve özellikle Halife Abdülmecit Efend'ye gösterdikleri saygı ve iltifattan ( Refet Bele bu sıralarda biricik halifesine hediye etmek için fellik fellik güzel bir at aramaktadır) rahatsız olan Mustafa Kemal'in kendilerine bir mesaj gönderdiği bellidir. Vazgeçilmez değillerdir ve yeni sistemde var olmak istiyorlarsa kendisinin çizdiği çerçevede hareket etmek durumundadırlar.