Ne kadar insan olabildiğimizí sürekli izleyebilmemiz için güzel bir kıstas var: Uğradığımız yahut haberdar olduğumuz zulme karşı nasıl bir "ilk" duruş sergiliyoruz? Zulme karşı nasıl bir refleksler dizisine sahibiz? Ne kadar "insanca", ne kadar "beşerce" tepki üretiyoruz? Zulme karşı duruşumuz, ne kadar "insan"olduğumuzun en açık göstergelerinden birisidir.
Hepimiz kendimize özgü bir kişiliğe sahibiz. Ancak içinde büyüdüğümüz toplumun geçmişinden gelen eğilim, varsayım ve refleksler bu kişiliğin üzerinde yer almaktadır ve bu farklılıklar olağanüstü spesifiktir.
Sayfa 166Kitabı okudu
Reklam
Refleksler gibi
Bazen insanın vücudu daha hızlı hareket eder, bu yüzden insanı yöneten sadece beyin değildir..
Sayfa 240Kitabı okudu
"Ancak unutmayın, cesetler dahil herkes yalan söyleyebilir ama refleksler, asla yalan söylemez."
Sayfa 107 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Hatasız olma gayreti, mükemmeliyetçilik, hatadan korkma gibi refleksler insani ve toplumsal gelişimin önündeki en büyük engelleri oluşturur. Çünkü hata yapmamanın en garanti yolu, hiçbir şey yapmamak ve hiçbir tercihte bulunup risk almamaktır.
Sayfa 88 - Tuti KitapKitabı okudu
Her türlü askeri müdahaleciliği kınayan Lieuwen için "[ ... ] alt sınıf­lardan gelseler de bugünün subaylarının kuruma bağlılıkları o denli güç­ lüdür ki, bu durum sivil toplumsal gruplara her türlü bağlılığı ortadan kal­ dırır. Kurumsal refleksler, geleneksel yasa ve düzenin kutsallaştırılması ve toplumsal bir devrimin kurumlarını yerle bir edeceğine yönelik daimi ölümcül korku temelinde muhafazakar bir felsefede bir araya gelirler." Bu yüzden, reformcu askeri rejimlere ender rastlanır ve onlar da sağdan gelen bir karşı darbeyle son bulur. Lieuwen'e göre, askerlerin yönetimde başarısız olmalarının en önemli nedenlerinden biri ekonomiyi doğru dü­rüst yönetememeleridir; kamu harcamalarının ordu yararına kullanılması askeri seçkinlerin yolsuzlukları ekonomiyi bozar. Dolayısıyla, subayla­rın ideolojisini ve siyasal tavırlarını belirleyen şey, toplumsal kökendense onların sosyalleşme ve kurumsal çıkarlarını savunma biçimleridir.
Reklam
kayıtsızlığın ne başlangıcı vardır, ne de sonu; değişmez bir durumdur kayıtsızlık; bir ağırlık, hiçbir şeyin sarsamayacağı bir kıpırtısızlık, bir cansızlıktır. dış dünyanın mesajları hâlâ sinir merkezlerine ulaşıyor kuşkusuz, ama organizmanın bütününü tehlikeye atacak hiçbir toplu cevap özümlenir duruma gelebilecek gibi gözükmüyor. ayakta kalan tek şey temel refleksler sadece: kırmızı yandığında karşıdan karşıya geçmiyorsun, sigaranı yakmak için rüzgârdan korunuyorsun, kış sabahları daha sıkı giyiniyorsun, aşağı yukarı haftada bir kez kazağını, çoraplarını, donunu ve fanilanı, ayda iki kezden biraz daha kısa sürede de çarşaflarını değiştiriyorsun.
refleksler kuvvetli ;))
Biz anneleri bağırıp çağırmaya iten temel sebeplerden biri de yanlışı düzeltme refleksimizdir. Çocuğumuzu yağlı ellerini halıya sürerken, arkadaşının saçını çekerken, kardeşine vururken gördüğümüzde, anlık bir refleks olarak bağırmaya başlarız. Niyetimiz ne kadar iyi olsa da, davranışımızın tazyiki yüzünden genellikle istediğimiz sonucu alamayız.
Sayfa 26 - Hayy KitapKitabı okudu
“Açıktır ki, herhangi bir türden eğitim, terbiye ve disipline dayalı farklı alışkanlık türleri, uzun bir şartlı refleksler zincirinden başka bir şey değildir.”
Ivan Petroviç Pavlov
Ivan Petroviç Pavlov
Pavlov’un Köpeği Deneyi
Reklam
Eril, şartlanmış refleksler yumağından ibarettir, zihnen özgür karşılıklar vermekten âciz olduğundan, davranışları tamamen geçmiş tecrübeleriyle belirlenir. En eski tecrübeleri annesiyledir ve bütün hayatı boyunca ona bağlı kalır. Eril, annesinin bir parçası olmadığı, onun o, ötekinin de öteki olduğunu bir türlü anlayamaz.
Hepimiz kendimize özgü bir kişiliğe sahibiz. Ancak içinde büyüdüğümüz toplumun geçmişinden gelen eğilim, varsayım ve refleksler bu kişiliğin üzerinde yer almaktadır ve bu farklılıklar olağanüstü spesifiktir.
(...) ritim fikri, şiirsel düzenin iç yasasını belirtmekten çok, şiirsel düzenin bizi etkileme biçimini belirtir. Bir dizenin hecelerinin birbirini çağırması gibi, öğelerinin birbirini _kendilerini bize dayatarak_ çağırdığı kapalı bütünler, gerçeklikten çıkarak serbestleşmişlerdir. Fakat bu öğelerbize kendilerini, biz onları üstlenmeden
gündüzdüşü_ kendinden anonimliğe geçiş olarak müzikKitabı okuyor
Hepimiz kendimize özgü bir kişiliğe sahibiz. Ancak İçinde büyüdüğümüz toplumun geçmişinden gelen eğilim, varsayım ve refleksler bu kişiliğin üzerinde yer almaktadır ve bu farklılıklar olağanüstü spesifiktir.
Sayfa 166 - MediaCatKitabı okudu
Resim