İnfak prensibi ge- reği evin görünen bir köşesinde küçük bir sadaka kutusu bulunur. Çocuklar harçlıklarından, anneler masraflarından, babalar kazançlarından artırdıklarını bu sadaka kutusunda biriktirir. Mahalledeki ve akrabalar arasındaki yetimler ve ihtiyaç sahipleri bu ailenin infakıyla nasiplenirler.
Müslüman kadın, kendi evini sıradan bir yuva değil İslam'ı bir nizam haline dönüştürecek büyük potansiyeli ve enerjiyi taşıyan, İslam devletinin tohumu ve çekirdeği olarak görür. İnandığı değerleri önce kendi şahsında ve evinde tatbik etmek onun en büyük özelliğidir...
Evde ana kalmayınca anaokulları açtık, huzur kalmayınca huzur evleri açtık. Ancak hiçbir suni tedbir bu bozgunun önüne geçemedi. Kreşlerin, bakıcıların ve bakımevlerinin bağrında yetişen nesillerimiz avuçlarımızdan kayıp gitti
Allah'ımızın kendisine ve peygamberine savaş ilanı saydığı faizin hemen hemen her eve girdiği, kumarın millîleşip millî piyango, toto, loto, kazı kazan adı altından nesillerimize pazarlandığı, Efendimiz'in (s.a.s) bütün kötülüklerin anası olarak saydığı içkinin bakkallarda bile satıldığı, uyuşturucu satıcılarının çocuklarımızı okulların kapılarında beklediği bir zamanda çocuk yetiştirmeye gayret eden ahir zaman anne ve babalarına Allah yardım etsin...
Kavimleri helak eden bütün günahların toplu halde işlendiği, resmileştiği, kurumsallaştığı, vergiye tabi olduğu, reklamının yapıldığı bir zamanda çocuk yetiştirmeye gayret eden ahir zaman anne ve babalarına Allah yardım etsin...
Evlatlarımıza yedirdiklerimizin helalden mi, haramdan mı, kul hakkından mı, faizden mi geldiğine dair bilincimizin ve teyakkuz
halimizinneredeysesıfırlandığıbirzamanda
imtihan oluyoruz...
"Hayatla ölüm arasında son bir kez çır- pındım ve içimde olanları tekrar gözden geçirmeye başladım. Birdenbire ancak Allah' a inandığım zaman- larda yaşadığımı fark ettim. Sırf O'nu düşünmekle bile, hayatın dalgaları kabarıyordu benliğimde. Çevremde her şey canlanıyor, her şey bir anlam kazanıyordu. Hâlbuki O'nu unuttuğumda ve O'ndan uzaklaştığımda yaşamla olan bağlantım kesiliyor, hayat duruveriyordu. 'Öyleyse, ne arıyorsun daha?' diye haykırdı içimde bir ses... O gün bugün, bu ışık hiç bırakmadı beni."