Kendini Bulamayan Anlam
⭑ ◌ ⭑ ◌
Din dilinin doğası, mantıkî statüsü çerçevesinde yüce bir gücün varlığına inanarak hayatın zorluklarına karşı dayanak ve sığınak bulma ihtiyacının bir serüveni vardır. İnsan bilişsel ve fizyolojik yapısının bir suyun yolunu bulması gibi kendisini var eden ve kendisine ihtiyaç duyulan Yüce bir
“Deneyimlerini, öğrencilerini kendilerine benzetmek yerine, onlara kendi üsluplarına giden yollarda rehberlik etme doğrultusunda kullanan hocaların sayısı hep çok azdı."
Bir replikle başlamak istiyorum bu incelemeye.
Bir film sahnesinde kadın konuşmacıya şunu sorar:
—Tanrı’nın bir mesajı olsa, hepimiz için tek bir mesajı gönderse ve bu tek satırlık bir mesaj olsa sizce bu ne olurdu?
Konuşmacı:
Altı çizilmiş cümlelerle dolu olarak bitirdiğim bir kitap... Hem keyifle hem hüzünle okudum. Sık sık bahsedilen 90'lar şarkıları, 90'ların klişe lafları, esprileri nedeniyle o yılları hatırlayanların bazı kısımlarından daha keyif alacağını düşünüyorum.
Kitap Camino de Santiago rotasında yürüyüş yapan karakterimizin hem yolculuk sırasında yaşadıklarını hem de geçmişi ile yaptığı hesaplaşmayı anlatıyor. Camino de Santiago (İspanya) bir kültür rotası ve aynı zamanda Hıristiyanlar için bir hac yolu.
Kendini her zaman yalnız ve ait olduğu bir evi bulunmayan birisi olarak hisseden kahramanımıza, geçmişiyle hesaplaşabilmek için çıktığı bu yolda ona eşlik eden arkadaşıyla ve yolda karşılaştığı insanlarla ilişkisi rehberlik etmeye başlıyor. Ev nedir, neresidir diye sorgulatıyor. Şu an başımı soktuğum çatı mı, annemin-babamın sesinin asılı kaldığı duvarlar mı, hiçbir engel koymadan içimi dökebildiğim arkadaşımın yanı mı yoksa kendimi en özgür hissettiğim yer mi? Herkesin evi , ev tanımı ne kadar da farklı.
Bunun yanı sıra aile, arkadaşlık, aşk, geçmiş gibi kavramlar yol boyu okuyucuya eşlik ediyor. Bazen boğazınız düğüm düğüm olurken bazen de yüzünüzde bir gülümseme asılı kalıveriyor.