"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Siz hiç, hayal kırıklığına uğrayacağınızı bile bile,
Her gece yüreğinizde yeşerttiğiniz binlerce umutla,
Birini, pencere kenarına oturup kırk yıl bekleyecek kadar sevdiniz mi?
.
İşte o benim Babamdı...!
(-Ben en çok,
babamın sabrından damıttığı merhametini sevdim.-)
.
Dünya’yı omzunda taşıyan bir bilge adam;
Gülünce yedi renk açardı yüzünde bahar,
Lunaparka benzerdi benim babam.
.
Tomurcuklandığım dalımdı,
Dağlara baş eğmeyen yanımdı,
Bir tek onun ceplerinde, umut hangi çocuğun kapısını çalacak şıngırtısı arardım.
Gerçi o inanmazdı benim çocukluk mucizelerime ama,
Mahalleli çocuklara en güzel lolipopu, onun ayçiçeği gülüşlerinden yapardım.
.
-Babasız, insan kendini yoksul hissediyor.-
.
-Babanız yoksa sırtınızı bir boşluğa dayamışsınız demektir.-
.
(-Ben en çok,
babamın gülen yüzünü özledim…!-)
Sizlere benim için son derece önemli, izlediğim zaman bende pek iz bırakan çok değerli, bazılarını çok da bilmediğinizi düşündüğüm, kimisini ders konusu olarak da işlediğimiz, üzerinde analiz yapa yapa ilerlediğimiz birbirinden değerli filmleri, yönetmenleri ile birlikte paylaşmak istiyorum.Ufak tefek fikirlerimi sizlerle paylaşıp, aktarımlar
Bediüzzaman Said Nursî de okuyun. Ateizm ve evrim kitapları da okuyun, fıkıh ve teizm kitapları da okuyun...
Kitap dünyası bir gökkuşağı gibidir. Nasıl ki gökkuşağından bir renk çıkardığımızda gökkuşağının anlamı kalmıyorsa edebiyat dünyası da böyledir benim için.
İnsanları ötekileştirmememizin elzem olduğu bu dünyada kitaplar da en az insanlar kadar ırkçılığa uğramaması gereken değerlerimizdir.
Şiirler nota gibidir.
Bir araya geldiklerinde kalbin orkestrasını oluştururlar.
Ne kadar okursan ve sorgularsan,
Hayatın içinde o kadar anlam ve renk bulursun.
Cümleler... Bazen bir kitabın ilk cümlesi bile tüm kitabı özetlemez mi? Öyle kitaplar vardır ki okuduğunda kalemi elinden bırakamazsın.
Biz de sizin okurken kaleminizi elinizden bıraktırmayan, renk renk post-itlerle haşir neşir olmanızı sağlayan kitapları merak ediyoruz. Fikirlerinizi bizimle paylaşırsanız çok mutlu oluruz.🤗
Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın,
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin,
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün,
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kâr sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan
KADIN 🌼
Kadının yeri hep ayrı olmuştur dünyada
Yaradanın gözünde.
Kadın biriciktir, tektir.
Papatya kokusundan farksız renk renk açan çiçektir.
Cennetten gelen huridir, incedir, zariftir, hoştur, güzeldir.
Hep bir esenlik içinde var olmuş, olacaktır da.
Günde sekiz saat mesai. Akşam eve gelmem saat yediyi buluyor. Tüm günüm, akşam yemeğini yedikten sonra içeceğim çayın hayalini kurmakla geçiyor. Eve bir geliyorum, öğretmen bizim oğlana beş sayfa ödev vermiş. Her gün beş sayfa ödev veriyor üstelik. Hani, bakan dememiş miydi eve ödev verilmeyecek diye?
Çay bardağını elime alır almaz oğlan elinde
Biz kadınlar,
Camdan büyük bir fanusun içindeyiz
Korseden sütyene mahpus yaşarız
Namus diye biri karar verir;
başımızı örtmemize,
eteğimizin uzunluğuna.
Pantolon yasaktır bize
Tahrik edermiş erkekleri.
" Keşke biri bana büyümek isteyip istemediğimi sorsaydı. " demiş yazar. Çok doğru söylemiş. Büyümek bana çok tecrübe getirdi. Bazen sorularla çıktığım yolda, cevaplarını bulduğum da soruların değiştiğini gördüm. Öyle ya da böyle büyüyoruz. O sorun değil ama bence önemli olan öğrenmeye ve çocuk kalabilmeye devam edebilmek. Ben de o kafadayım. Kağıt üstünde büyüyorum ama o çocuk enerjisini elimden geldiğince kaybetmemeye çalışıyorum. Size de bunu öneriyorum. Küçükken keşke büyüseydik derken, şimdi tam tersini diyoruz. Çünkü o masumiyet ve doğallığı elimizden alındıklarında kaybettiğimizi ve tekrar da bulamayacağızı anladık. Bundan adımız gibi eminiz. Herkes kabul etsin ki büyümek hiç iyi bir fikir değil.
1k benim hayatıma farklı bir renk kattı. Yeni arkadaşlar, yeni bakış açıları,okuma grubu, aynı frekansta dostlar kattı. Özellikle o güzel dostlara sonsuz teşekkürler ediyorum. Koskaca 3 sene 1k da. 2 sene de okuma grubunda. Öğrenmeye, büyümeye, çocuk kalmaya devam.
Ben hayallerimden ve hedeflerimden ilk bahsettiğim de bana söylenen ilk şey "orta okul mezunu bir kadının yazarak başarıya ulaşamayacağı" oldu. Bir kadının istediğinde neleri başarabileceğini, kadının kendi kendine yetebileceğini idealleri ve hedefleri olabileceğini önce kendi çevreme sonra da bu düşüncede olan herkese bu ödülü alarak kanıtladığımı düşünüyorum.
gazeteavrasya.com/yilin-en-iyi-ka...
"Mavi Huydur Bende....
Hayat hiç mavi yerinden vurmadı..çünkü ben maviyi beyazı koruyan masumiyet olarak tanırım,karanlığı görünür kılan bir renktir mavi,öyle bilirim..sürükleyendir,bitmeyendir... mavi olarak anlatmalıyım herşeyi...
kaldırın başınızı gökyüzüne,görmek istediğinizi değil gördüğünüzü söyleyin bana! yaşamın ta kendisidir mavi..belkide sadece bu yüzden ölmeye değil..yaşamaya mahkum
edilmiştir..
maviyi soruyordun, gözlerimden yüzüme yayılan maviyi mi
bir renk değildir mavi huydur bende
ve benim yetinmezliğimdir
ve herkesin yetinmezliğidir belki
denecektir ki bir süre
ve denenecektir
bir akşamüstünü düşünmek bir akşamüstünü düşünmekten başka nedir ki
gönül gözü görendedir,derinler mavidir..."
-Edip Cansever