“ Duymuyorum ben acılarımı. Ve yitirdim çoktan Yitirdim bütün karşıtlıkları. Ne umut Ne umutsuzluk ne hiçbir şey Kurtaramaz varlığımı benim. Ve yoğun bir anlamsızlığın içinde Sanki renksiz, boyutsuz Ve gökyüzü, zamansız bir evrende Tek çıkar yol yaşamaksa Lusin Yaşıyorum ben kaygısız Değişmez bir anlamsızlığı böylece.”
Duymuyorum ben acılarımı. Ve yitirdim çoktan Yitirdim bütün karşıtlıkları. Ne umut Ne umutsuzluk, ne hiçbir şey Kurtaramaz varlığımı benim. Ve yoğun bir anlamsızlığın içinde Sanki renksiz, boyutsuz Ve göksüz, zamansız bir evrende Tek çıkar yol yaşamaksa Lusin Yaşıyorum ben de kaygısız Değişmez bir anlamsızlığı böylece.
Tragedyalar·Kitabı okudu
Reklam
Mektupları açmada en etkili teknik, valiz büyüklüğünde suni sünger içine yerleştirilmiş ısıtıcıdan oluşan düz buhar masası. Isınan masanın üstüne nemli bir bez konulduktan sonra çıkan buhara tutulan mektuplar birkaç saniye içerisinde hemen açılabiliyor. Pamuk parçasıyla silip renksiz zamkla zarfı kapatınca da işlem tamamlanıyor. Basit bir belgenin ya da mektubun üzerine görünmeyen mürekkeple gizli bir mesaj yazma tekniğine «gizli yazı» adı verilir ve bunun için ıslak karbonlu ve «mikrofilm» diye adlandırılan üç ayrı sistem kullanılır. * Islak sistemde, suda eriyince renksiz bir 'mürekkep' haline gelen, hap biçiminde kimyasal maddeler kullanılır. Gizli mesaj, 'tercihan' iyi kaliteli bir kağıdın üzerine, ucu jiletle yontularak iyice sivriltilmiş ve biraz yumuşaması için 'mürekkebe' batırılmış bir çubukla yazılır. Mesajın yazılmasından önce ve sonra yazının kağıdın hamuruna işlemesi için yumuşak bir bezle kağıdın iki yüzü soldan sağa ve yukarıdan aşağı iyice ovulur. Sonra kağıt buhara tutularak kalın bir kitap içine konur ve kuruduktan sonra normal ışık ya da ultra-viyole ışınları altında incelenip gizli mesajın anlaşılmasına yol açacak bir iz kalmadığı görüldükten sonra üstüne basit bir mektup ya da önemsiz bir not yazılır.
Sayfa 125 - e Yayınları / Birinci Baskı: Eylül 1975·Kitabı okudu
Son sayfasından
Yol olmadıkça katiyen gül de olmaz... Hakikati olmayan bir adı hiç gördün mü; yahut kaf ve lam harflerinden gül topladın mı? Mademki ismi okudun; var, müsemmayı da ara. Ayı gökte bil derede değil. Addan ve harften geçmek istersen hemencecik kendini tamamı ile kendinden arıt (yok ol!) Demir gibi demirlikten çık, renksiz bir hale gel. Riyazatta tuzsuz passız bir ayna ol! Kendini kendi vasıflarından arıt ki asıl kendi saf, pak zatını göresin.
Aslında toplu halde, blok gibi, yuvasına su dökülmüş de Can hıraş dışarı koşan karınca sürüsü gibi. İnenler, çıkanlar. Yol soranlar. Yol soranları duymayanlar. Simitçiler, piyangocular, plastik şişede su satan çocuklar, dilenci kadınların kucağında hareket etmeyen, ağlamayan, susamayan, acıkmayan, uyuşuk bebekler. Bunları görmeden Can ceberi yüksek binalarında çalışanlar, servisle gelen ya da arabasından otoparkta inen, ayakkabıları parlak adamlar. Saçları fönlü, dirseğinden kırdı koluna astı kocaman çantalı kızlar. güneş görmeyen yüzleri renksiz bir gülü parmakları şeffaflaşmış gibi. yuvalarına sıkılmış karıncalar gibi asansörlerden fışkıran insan modeli. ... Geride kaldı. hayır, sen gittin. Biz gittik oralardan. Biz uzaklaştık. Çünkü... büyüdük.
Sayfa 48
Reklam
436 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.