Çalıkuşu; küçük yaşta anne ve babasını kaybeden, Istanbul'da teyzesinin yanında büyüyen Feride'nin hikayesini konu alır. Feride, Fransız Mektebinde yaptığı yaramazlıklar nedeniyle “Çalıkuşu” ismini alır. Genç bir kız olmasına rağmen, içi içine sığmayan küçük bir çocuktan farksızdır. Yıllar geçsede o içindeki çocuk hiç büyümez. :)
Yabancı bir kadından duydukları ise Feride’nin hayatını baştan başa değiştirmesine neden olur. İstanbullu bu genç kız, Anadolu’nun en ücra köşelerine gidip, kendi ayakları üzerinde durmak zorunda kalır. Karşısına çıkan zorluklara rağmen hayatta kalma mücadelesi verir…
Teyzesinin oğlu Kâmran'la olan aşkı, Anadolu'da çeşitli yerlerde yaptığı öğretmenlik maceraları kesinlikle okunmaya değer. Kitabın sizi kendine çeken bir akışı var. Özellikle Feride ile Kâmran'ın olduğu bölümleri okumak çok keyifliydi. İkinci kez okumama rağmen aynı heyecanla bitirdim, çok güzeldi.
Atatürk'ün bir gecede harp çadırında bitirdiği ve uzun uzun düşüncelere daldığı Çalıkuşu mutlaka okunmalı diye düşünüyorum.