"Bizler, hepimiz hayatlarımızı halat çekme oyunundaki halat gibi yaşıyoruz. Bir yandan asla değiştiremeyeceğimiz geçmişimizin ağırlığı çekiyor, diğer yandan da bilinmeyenlerle dolu geleceğimiz. Şanslıysak dengeyi bulabiliyoruz. Ama şanssızsak (ve bence hepimiz, bir süreliğine de olsa bu sınıfta yer alıyoruz) iki uçtan birine doğru çekilerek yere seriliyoruz. Zelda'yı çeken taraf geçmişiydi ama sonunda onu öldüren şeyin gelecek ol duğunu düşünüyorum. Tıpkı Sahra Çölü'nün ortasında dursa göreceği manzara gibi: Her yöne doğru uzanan gelecek. No doy mas. Ya basta. Still life. Değişim mucizevi etkisini yitirdiğinde, geride uğruna yaşanacak hiçbir şey kalmıyor. İşte bu yüzden yeni bir mantram var artık. Değişmeye devam et. "
"Mükemmel olmayan üzüntü denebilirdi belki buna, içinde minnacık bir mutluluk kırıntısı bulunan türden bir üzüntü. En azından ona bu kadarını verebilmiştim. Ve sonra, köprüden atladı."