Okumaya sevdalıyız
Kitaplarla birlikte bazen Müzik okunur Gökyüzü okunur Güneş okunur Deniz okunur İnsan okunur Yeter ki okumak olsun Güzel şair
Abdurrahim Karakoç
Abdurrahim Karakoç
dediği gibi birazda;;
Bonsoir :)
Mutluluğun resmini çizebilir misin Abidin... Nazım’dan okuyalım: Saman Sarısı Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin? İşin kolayına kaçmadan ama, Gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil, Ne de ak örtüde elmaların, Ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolanan kırmızı balığınkini, Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin Abidin Dino mutluluğun resmini yapmış mıdır bilinmez. Ama benim 17 yaşındaki oğlum tavaya bir resim yapmış ki, yürüyüş dönüşü gördüğümüzde tam olarak aklıma Nazım Hikmet - Abidin Dino düetini getirdi. Yağlı bir tavaya gülen yüz çizmek de mutluluğa, sevdaya dahil olmalı. Ve aklıma benimki hariç, en iyi mutluluk tanımı geldi: "Mutluluk, elin erişebileceği çiçeklerden bir demet yapma sanatıdır." Bob Goddard İyi haftalar dilerim 🤍 🎶 Feeling Good - Michael Bublé lnkd.in/dtTh-P-h
Reklam
Vincent Van Gogh... "Namıdiğer kulağını kesen ressam " Bir insan kulağını neden keser? Söylentilere göre iki farklı sebep var. İlki ;arkadaşı Gauguin'le yaptığı tartışmada sinir krizi geçirdi ve kulağını kesti . İkincisi; sokakta resim yaparken birden atak geçirdi ve kulağını kesti.. Sebebi ne olursa olsun otuz beş yaşında hâlâ
AHMED ARİF
Uğruna ölümlere gidip geldiğim, Zulamdaki mahzun resim, Haberin var mı? youtu.be/tDszSq3lumY
Ahmed Arif
Ahmed Arif
Hasretinden Prangalar Eskittim
Hasretinden Prangalar Eskittim
-peki sen bu resmin neresinde yer alıyorsun? + ben çerçeveyim. Kırılıp resim düşün ceye kadar fark edilmem.
Siyah beyaz bir adamdı Hayalimdeki resim Kadehimi fırlattım yüzüne Kızgınım hiç gelmeyişini Bilmeyişini hissetmeyişini sen orda yoksun çağırdığımda, susuzluĝumda açlığımda sen orda yoksun
Reklam
Şairin Tasarım Dünyası Nedir?
Şairin tasarım dünyasına baktığımızda tetikleyici unsurun işaret fişeğini yakmasıyla zihindeki imge karnavalının harekete geçmesi her şeyi başlatıyor. Gelen o ilk mısra, şiirin tıpkı bir bina gibi kat kat çıkarak kurulmasına neden oluyor. Harekete geçen imge karnavalı, tıpkı bir makine gibi mısraları örmeye başlıyor ve ortaya sesle görüntü üstünden kurulmuş bir şiir ortaya çıkıyor. Bundandır ki şiirin öykü ve romandan çok resim ve müziğe yakın olduğunu anlayabiliyoruz. Öykücü genellikle metnini günlerce, belki de aylarca zihninde tasarlarken şairlerde bunun böyle işlemediğini görüyoruz. Daha saf, daha içeriden bir akışla şiirin oluştuğuna tanık oluyoruz. Tabii ki tıpkı öykü ve romanda olduğu gibi şiirde de yazıldıktan sonra bir dize çalışması yapıldığını, kimi şairlerde bunun kısa sürdüğünü, kimilerindeyse çok daha uzun bir zamana yayıldığını biliyoruz. Bu konuyu detaylıca anlattığım videoyu izlemek için: youtu.be/sUd-QFY9CG8
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.