Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem düşmana karşı şöyle dua ederdi:
Ey kitab'ı (Kur'an'ı) indiren, bulutları gökyüzünde gezdiren ve düşman saflarını darmadağın eden Allah'ım, şu düşmanı perişan et ve bizi onlara karşı
muzaffer kıl!
Resulullah (s.a.v.) şöyle dua ederdi: “Allahım senden hidâyet, takva, dürüstlük ve muhtaç olmamayı istiyorum.”
Bundan dolayı bizlere de kıldığımız namazların her rek’atında Allah’tan hidâyet dilemekle emredilmiştir.
Hz. Peygamber (s.a.v)'ın huzurunda bir zat, orada bulunan diğer kişiyi övmeye kalkışınca Resulullah (s.a.v): "Kardeşinin boynunu bıçaksız vurdun." buyurmuştur.
Hz. Ebu Bekir (r.a) kendisi övüldüğü zaman, utancından ve Allah korkusundan dolayı el açıp şöyle dua ederdi:
"Ey Rabbim! Sen beni benden daha iyi bilirsin. Ben de kendimi başkalarından daha iyi bilirim. Ey Âlemlerin Rabbı! Halkın bende zannettiği iyilik ve faziletleri bana nasip et ve bende olup halkın bilmedikleri günahlarımı affet! Söyledikleri güzel özellikler karşılığında beni, kendini beğenmişlik ve gurur gibi şeylerden koru!"
Allah'ım, ne güzel dua. Öyle güzel ki yedi kat gökleri, bin yılları aşmış da hâlâ yorulmamış, hâlâ yoluna devam ediyor.
Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre, Resulullah (s.a.s) şöyle dua ederdi :
"Allah'ım ! Bozgunculuktan , münafıklıktan ve kötü ahlaktan sana sığınırım."
(D1546,Ebu Davud, Vitr,32)
Resulullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle duâ ederdi:
“Allahım imanı bize sevdir. Kalblerimizi imanla süsle. Küfrü, fıskı ve isyânı bize çirkin göster. Bizi doğruyu bulanlardan kıl!”
(İbn-i Hanbel)
Hz. Aişe bir rivayetinde diyor ki: "Resulullah çoğu zaman şöyle dua ederdi; 'Ey kalpleri (istediği yöne) çeviren (Allah'ım), kalbimi kendi dinin üzere sağlam laştır.' 'Ey Allah'ın elçisi bu duayı ne de çok yapıyorsun' dedim. Her kalp, Rahman'ın parmaklarından iki parmak arasındadır. O kalbi doğrultmayı dilerse doğrultur, saptırmak isterse saptırır' buyurdu.