Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Tann fikri konusunda son derece kuşkuluydum, ama hayat, evren ve her şey için onun yerine koyabileceğim herhangi bir açıklamanın işe yarar bir modelini oluşturabilecek kadar bilgi sahibi değildim henüz. Ama yılmadım, okumaya ve düşünmeye devam ettim. Otuzlarımda bir ara evrim biyolojisine takıldım, özellikle de Richard Dawkins'in kitaplarına: Önce the Gen Bencildir, ardından Kör Saatçi ve birden (sanırım Gen Bencildir'i ikinci okuyuşumda) her şey yerli yerine oturdu. Bu çok şaşırtıcı sadelikte bir kavramdı, ama doğal olarak, yaşamın sonsuz ve aldatıcı karmaşıklığına yol açmıştı. İnsanlaın dinsel deneyimlerini anlatırken söz ettikleri huşu duygusu, bu farkındalığın benim içimde uyandırdıklarının yanında, samimi söylüyorum aptalca kalıyordu. Her zaman için algılamanın uyandırdığı saygı duygusunu, cehaletin uyandırdığına tercih ederim.
Yırtıcılar, kurbanlarını yakalamak için çok güzel 'tasarlanmış' gibi görünürken, avlar da kaçabilmek için eşit şekilde güzel 'tasarlanmış' gibi görünür. Peki Tanrı kimin tarafındadır?
Sayfa 179 - Kuzey YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Her durumda, bu kitap Darwinciligin genel avukatlığını yapmak için yazılmadı. Bunun yerine evrim teorisinin ortaya çıkardığı sonuçlardan belli bir tanesini araştıracak. Yanı amacım bencilliğin ve özgeciliğin biyolojisini incelemek.
Kuzey Yayınları 7. Baskı, Ocak 2023Kitabı okuyor
Günümüzde Dünya'nın Güneş etrafında dönüyor olduğu teorisi ne kadar şüpheye açıksa, evrim teorisi de o kadar şüpheye açıktır.
Kuzey Yayınları 7. Baskı, Ocak 2023Kitabı okuyor
Adil olmak gerekirse, diğerlerinin de gerçeğe dair sezileri vardı ans neden var oldugumuzun açıklamasını mantıklı ve tutarlı bir şekilde ilk olarak bir araya toplayan Darwin'di.
Kuzey Yayınları 7. Baskı, Ocak 2023Kitabı okuyor
Canli organizmalar üç milyar yoldan daha uzun bir süre boyunca niye olduğunu hiç bilmeden dünyada var oldular ve sonunda gerçek içlerinden birinde doğdu. Bu birinin ismi Charles Darwin'di.
Kuzey Yayınları 7. Baskı, Ocak 2023Kitabı okuyor
Reklam
Bizler hayatta kalma makineleriyiz, gen olarak bilinen bencil molekülleri körü korint korumak için programlanmış robot araçlarız.
Kuzey Yayınları 7. Baskı, Ocak 2023Kitabı okuyor
Darwin'den önce, yusufçuk böceği kanadı ya da kartal gözü gibi apaçık biçimde tasarlanmış görünen bir şeyin gerçekte rastlantısal olmayan, aksine katışıksız doğal sebeplerin uzun bir sürenin son ürünü olduğunu kim tahmin edebilirdi?
Sayfa 156 - Kuzey YayınlarıKitabı okudu
Bilim, alışık olduğumuz olasılık tayfını gördüğümüz dar pencereyi zorlayarak hızla genişletir. Bilim, bir zamanlar sınırın dışında veya ejderhaların diyarı olarak görünen olasılık bölgelerine hesaplama ve kanıt ile girmemizi sağlayarak bizi özgürleştirir.
Kör Saatçi adlı kitabımda ve başka yerlerde yarasaların kulaklarıyla renkleri görebilecekleri spekülasyonunu yapmıştım. Yarasanın ihtiyaç duyduğu dünya modeli böcekleri yakalamak için üç boyutlu dünyada dolaşmak için olmalıdır. Kesinlikle büyük oranda benzeyen görevleri gerçekleştirmek için bir kırlangıcın ihtiyaç duyduğu modele benzer olmalıdır.
Reklam
Net olarak hatırladığınız bir şey, görebildiğiniz bir şey, hissettiğiniz, hatta belki kokusunu duyduğunuz, sanki gerçekten ordaymışsınız gibi. Her şeyin ötesinde, siz aslında gerçekten ordaydınız değil mi? Başka türlü nasıl hatırlardınız? Fakat işte bomba: Orada değildiniz. Şu anda vücudunuzda bulunan tek bir atom bile, bu olay olduğunda orada değildi... Madde bir yerden bir yere akar ve anlık olarak sizi oluşturmak için bir araya gelir. Bu yüzden, ne olursanız olun, artık yapıldığınız madde değilsiniz. Eğer bu ensenizdeki kılları dimdik yapmıyorsa, yapana kadar tekrar tekrar okuyun, çünkü bu çok önemli.
Bu hikâye gerçektir. 1983 yazı. Tümgeneral Albert Stubblebine III, Virginia Arlington'da bulunan ofisinde, masasının arkasında, sandalyesinde oturuyor ve sayısız ödülü asılı olan duvara bakıyordu. Ödüller, uzun ve seçkin bir kariyerin detaylarıydılar. Emrindeki on altı bin askerle, Amerikan ordusunda istihbarat teşkilatının başındaydı... Bakarken geçmiş ödüllerden çok, duvarın kendisini inceliyordu. Düşüncesi korkutmasına rağmen, yapması gereken bir şey olduğunu hissediyordu. Yapılması gereken seçim hakkında düşünüyordu. Ofisinde kalabilir veya bir sonraki ofise gidebilirdi. Ve kararını verdi. Bir sonraki ofise gidiyordu... Ayağa kalktı, masasının arkasından ayrıldı ve yürümeye başladı. Düşünüyordu, zaten atom büyük oranda neden oluşmuştur? Boşluk! Adımlarını hızlandırdı. Ben büyük oranda neden oluşuyorum? Düşündü. Atomlar! Neredeyse koşuyordu. Duvar büyük oranda neden oluşur? Düşündü. Atomlar! Yapmam gereken tek şey boşlukları kaynaştırmak... Ardından General Stubblebine'in burnu, ofisinin duvarına büyük bir gürültüyle vurdu. Kahretsin, diye düşündü. Duvarından geçmeye çalışırken sürekli başarısızlığa uğraması yüzünden şaşkına dönmüştü.¹
Beyinlerimizin içinde evrimleştiği sınırlı dünyada küçük nesnelerin hareket etmesi, hareketin arka planı gibi gözüken büyük nesnelerin hareket etmesinden daha olasıdır. Yakınımızda olduğu için bize büyük görünen cisimler (dağlar, ağaçlar, binalar ve yer), güneş ve yıldız gibi gökyüzündeki cisimle re görece, Dünya dönerken birbirleriyle ve gözlemciyle tam bir eşzamanlılıkla hareket ederler. Evrimleşmiş beyinlerimiz, ön plandaki dağlar ve ağaçlar yerine, onların üzerine bir hareket yanılsaması yansıtır.
Büyük yirminci yüzyıl filozofu Ludwig Wittgenstein bir keresinde arkadaşına “Söyle bana” diye sordu, "niye herkes daima bir kişi için Dünyanın döndüğünü sanmak yerine Güneşin Dünya etrafında döndüğünü sanmanın daha doğal olduğunu söyler?" Arkadaşı cevapladı, “Nedeni apaçık bir şekilde Güneşin Dünya etrafında dönüyor gibi gözükmesidir." Wittgenstein yanıtladı, "Peki kendisi dönüyormuş gibi gözükmesi için Dünya'nın nasıl dönmesi gerekir?" Bazen, Wittgenstein'ın bu diyalogunu, konferanslarda dinleyicileri güldürmek için anlatırdım. Aksine sersemlemiş görünür, sessizliğe gömülürlerdi.
Bunu bir düşünün. Gezegenlerden birinde, ve muhtemelen bütün evrendeki gezegenlerin sadece birinde, normalde bir yığın kayadan daha karmaşık bir şey oluşturamayan moleküller, kendilerini kaya büyüklüğünde hayret verici karmaşıklıkta, koşabilen, zıplayabilen, yüzebilen, uçabilen, görebilen, duyabilen ve diğer hareketli karmaşık yığınları yakalayıp yiyebilen bir şeyde bir araya getiriyorlar; bunlar bazı durumlarda düşünebiliyor ve hissediyorlar, ayrıca diğer karmaşık madde yığınlarına âşık da oluyorlar. Olayın aslında nasıl olduğunu anlıyoruz, ama sadece 1859'dan beri. 1859'dan önce her şey gerçekten çok çok garip görünüyor olmalıydı. Artık Darwin sayesinde her şey sadece çok garip. Işıldayan asaleti, insan ruhunu yükseltme gücü muhtemelen benzersiz (dünyanın evrenin merkezi olmadığını fark eden Kopernik hariç) olan Darwin burkanın penceresini kavradı ve çekip açarak, kavrayışın içeri sel gibi girmesini sağladı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.