"Elde Kur'an gibi bir mu'cize-i bâki varken başka bürhan aramak aklıma zâid görünür.
Elde Furkan gibi bir bürhan-ı hakikat varken münkirleri ilzam için gönlüme sıklet mi gelir?"
Sayfa 60 - Envâr NeşriyatKitabı okudu
"Ben derse, terbiyeye ve nefsimi ıslaha muhtacım..."
Hem dünyanın iki yüzü var belki üç yüzü var:
Biri: Cenab-ı Hakk’ın esmasının âyineleridir.
Diğeri: Âhirete bakar, âhiret tarlasıdır.
Diğeri: Fenaya, ademe bakar; bildiğimiz marzî-i İlahî olmayan ehl-i dalaletin dünyasıdır.
Evet, dağları, taşları, pamuk gibi dağıtacak, demir ve granitleri yağ gibi eritecek derecede olan bu kuvvet-i Kur’âniye dünyayı Nur ve saadete gark edecek. Bu Nur-u Kur’ân, imânların kurtuluşunda, dünyaya hâkim ve hükümran olacaktır.
Tahkiki imânı kazanan bir kimseyi, en dinsiz feylazoflar dahi, bir vesvese veya şüpheye düşüremez.
Kâinatta en yüksek hakikat imândır, imândan sonra namazdır.