TEVAFUK UĞRUNA İŞLENEN BİD'AT
Selef-i salihin, Kur'an konusunda devamlı takva üzere hareket etmiş, bu konudaki her yeni yaklaşımı çekince ile değerlendirmiş, ihtiyatla karşılamışlardır. Öyle ki, bu endişe, hayırlı ve ümmete faydalı işlerde dahi onlardan ayrılmamıştır. Vahiy kâtiplerinden biri olan Zeyd b. Sabit el-Ensari (ra) şöyle demiştir: "Ebu Bekir, Yemame
Sayfa 79 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Said Nursî yazdıklarının Kur'an'ın levh-i mahfuzdaki gibi olduğunu da söylemiştir: "....(Kur'an'ın) Asr-ı Saadetten beri böyle hârika bir sûrette mu'cizeli olarak yazılmasına hiç kimse kadir olmadığı halde Risale-i Nur'un kahraman bir kâtibi olan Hüsrev'e "yaz!" emir buyurulmasıyle, Levh-i Mahfuzdaki yazılan Kur'an gibi yazılması..."(Âsâ-yı Mûsa, 85.) Cenab-ı Hak buyurmuştur ki: "Hayır, o şerefli bir Kur'an'dır. Levh-i mahfuzdadır." (Burûc, 85/21-22) Said Nursî tarafından gayba bir taş daha atılmıştır. Mahiyetini Allah'tan başka kimsenin bilemeyeceği levh-i mahfuzdaki gibi Kur'an yazdıklarını ileri sürenlerin bu iddiası da saçma bir iddiadır.
Sayfa 71 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Reklam
Said Nursi'nin her suale cevabı varmış(mış).
HER SUALE CEVAP VERMEK, HİÇ KİMSEYE SORU SORMAMAK Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi. Bilmez ki sorsun, bilse sorardı. Atasözü "Herhangi ilme sorulan suale bila-tereddüd derhal cevap verirdi."(1) "Sorulacak suallere cevap vermeye hazır bulunduğu gibi kimseye sual sormayacağını da beyan ederek bu kararda yirmi sene sebat
Sayfa 56 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Yaşar Kutluay, Mezhepler Tarihi Yönünden Said Nursî ve Nurculuk başlıklı makalesinde Said Nursî'ye izafe edilen özellikleri sıralayıp bu özelliklerin benzerlerini İslâm Mezhepleri Tarihi'nde aramış ve demiştir ki: Bazı gerçeklere "hakke'l-yakin", "ayne'l-yakin" derecelerinde ilhamla vakıf olması özelliği de Said Nursî'ye mahsus kalmamakta, bu konuda bütün malûm imamlarla yani Şii imamları ve onlar dışında bilhassa Muhtar es-Sakafi ile birleşmektedir. İstikbalde olacak olayları şahıslar, zümreler, milletler çapında- vuku bulmalarından önce haber verme konusunda da yine Muhtar'a çok benzemektedir... Yaşar Kutluay, Mezhepler Tarihi Yönünden Said Nursî ve Nurculuk, İslam Tetkikleri Enstitüsü Dergisi, cild III, cüz 3-4, 1959-1960, 221.
Sayfa 53 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Onlar iyi bilsinler ve titresinler ki gürültüye pabuç bırakmıyoruz. Zira Risale-i Nur eserlerinde hak ve hakikati görmüş, öğrenmiş ve inanmışız. Türk gençliği uyumuyor.Bu kahraman İslâm Türk milleti başka bir devletin boyunduruğu altına giremez. Fedakâr Müslüman gençliği, sahip olduğu tahkikî iman kuvvetiyle vatanını sattırmaz. Dindar, cengâver Türk milleti ve imanlı, cesur Türk gençliği korkmaz. Onun içindir ki bizi insanlık seviye ve seciyesinde en yüksek mertebelere çıkaran ve her sahadaki terakkiyatımızı sağlayan ve biz gençlere din, vatan ve millet aşkını aşılayarak uğrunda bütün mevcudiyetimizi feda ettirecek hakiki bir dinperver olarak bizleri yetiştiren Risale-i Nur eserlerini okuyoruz ve okuyacağız. Zübeyir Gündüzalp
Şualar
Şualar
📍Ermenek
Cennet-Cehennem, şecere-i hilkatten ebed tarafına uzanıp eğilerek giden dalının iki meyvesidir ve şu silsile-i kâinatın iki neticesidir ve şu seyl-i şuunatın iki mahzenidir ve ebede karşı cereyan eden ve dalgalanan mevcudatın iki havzıdır ve lütuf ve kahrın iki tecelligâhıdır.
Sayfa 131Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.