Kendi portreme şaşırmadım: kahramanın kılıcı karşısında yelkenleri suya indiren, diz çöküp merhamet dilenen gururlu cadı. Kadınlara haddini bildirmek ozanların en sevdiği vakit geçirme biçimi gibi geliyordu bana. Yerlerde sürünüp ağlamazsak gerçek bir hikaye olamazmış gibi.
Bütün o süre boyunca kabuğumu kırmayı beklediğimi söylemek isterdim ama korkarım zamanın sonuna dek bütün o kör acılardan başka bir şey olmayacağına inanarak akıntıyla sürüklenip durdum…
Sevilmek, âşık olmak… bu sözcükler hem kaba hem de saçmaydı ve gerçekten sizi tatmin etse de, oldukça ciddi bir şekilde söylenmiş olsa da bir kısmını bile duyduğumda melankoli tapınağımın çökmesine ve dümdüz olmasına neden oluyor.