"Hiçbir şey bedava değildir.
Sadece yiyeceği, seyahati, ya da sırtınızdaki kıyafeti kast etmiyordu. Saygıdan bahsediyordu. Güvenlikten. Korumadan. Kimse sana bunları borçlu değildi.
Öyle ya da böyle, karşılığını her daim öderdin."
"Rüzgar hızlandı ve yumuşak sabah havasını sıcak bir bıçağın donyağını kestiği gibi kesti... Ne kadar kana susamış olabileceğini gördüğümden, denizin bu uykulu halini görmek sinirimi bozuyordu."
Bu kitap serinin 4. kitabı olmasına rağmen benim seriden okuduğum ilk kitap oldu.
Serideki kitapların konusunu şöyle bir okumuştum, hepsi birbirinden bağımsızdı ve en dikkat çekici olanı buydu o yüzden bunu okumaya karar vermiştim.
Instagram'da herkesin hikayesinde gördüğüm bir kitap olduğu için şans vermek istedim, kitaba büyük beklentiyle ya da düşük umutlarla başlamadım.
Kitap klişeleri barındırıyor. Kötü adam, iyi kız. Tatlı romantik sahneler, tatiller, sevişmeler vs. İkilinin arasındaki ilişkiyi yavaş ama tatmin edici olaylar silsilesi ile okuyup, yanına eklenen küçük gizemlerin sonuca ulaşmasını bekliyoruz.
Ben kitabı sevdim.
Klişe olmasına rağmen kötü bir kitap değildi. Ama yazarın tasvirleri karakteri resmetmekten ara ara yoksun olduğu için baş karakter Stella'yı 200 sayfa boyunca sarışın diye hayal edip sonra siyah kıvırcığa adapte etmem zaman aldı. Ve söylemek gerekirse, gizemlerin ne olduğunu hiç mi hiç merak etmedim. Aradaki romantik ilişkiyi okumak güzeldi, gizemler merakı uyanık tuttu ama öğrendiğimde de wow olmadım yani, beklenen şeylerdi.
Böyle kafa dağıtmalık tatlı bir kitap okumak isterseniz tavsiye ederim.