rûberumeysa

Kalbini ve aklını aynı anda aynı frekansta kullanabilen insan çevresine duyarsız kalamaz, problemleri keşfeder ve duyguları ile o an için o sorunu hissetmeye başlar.
Sayfa 5 - abaküs yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Ağaçtan düşmek elma için varoluş sürecinin son noktası ve olgunlaşmanın en güçlü göstergesidir. O an, yani düşme anı zorlu ve kapsamlı bir sürecin en sonudur. İşte buna “fikir” denir
Sayfa 1 - abaküs yayınlarıKitabı okuyor
İyiliğin ve güzelliğin bir daha yeşermemek üzere hepten kuruduğuna kanaat getirmişçesine, Halil başını çevirip baktı onun arkasından.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir gün oğlu Süleyman'ı (Kanuni'yi) çok süslü görünce nükteli bir şekilde: "-Oğlum, o kadar süslenmişsin ki, annene giyecek bir şey bırakmamışsın!.." dedi.
Sayfa 168 - Yavuz Sultan Selim HanKitabı okudu
Yavuz'u, o korkunç Sina çölünde bir arslan; Mısır'a girişinde mütevazı, gözü yaşlı, şükreden bir mü'min; Üsküdar'da kendisini nefs muhasebesiyle yönlendiren ilahi ve deruni lezzetlere müstağrak bir derviş olarak görüyoruz.
Sayfa 169 - Yavuz Sultan Selim HanKitabı okudu
Reklam
Şeyh Edebali
"Sevgi davanın esası olmalıdır. Sevmek ise, sessizliktedir. Bağırarak sevilmez. Görünerek de sevilmez!.."
Şeyh Edebali
"En büyük zafer nefsini tanımaktır. Düşman, insanın kendisidir. Dost ise, nefsi tanıyanın ta kendisidir."
Şeyh Edebali
"Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir."
Zaten hep beklemiştim. Bir gün gelecek, beraberinde bir şey getirecekti ve ben artık beklemek duygusundan sıyrılacaktım.
İnsan bazen gitmek isterdi. Şu hayatta herkes en azından bir kere, her şeyi bırakıp gitmeyi düşünürdü. Başkası olmak ya da benliğine ulaşmak için illa bir yolculuğa çıkmam gerekli değildi belki de ama mutlak bir değişim için daha farklı bir çözüm de düşünemiyordum.
Reklam
Ben onun dünyasındaki yokluğumu kelimeler üzerinden fark ettim.
Sayfa 13 - profilkitapKitabı okudu
Hatıraların sadece birilerinin bize anlattıklarıyla değil, bizim de birilerine anlattıklarımızla inşa olduğunu fark ettiğimde, yaşadıklarımı anlatabileceğim hiç kimsenin olmadığını henüz bilmiyordum.
Sayfa 11 - profilkitapKitabı okudu
Kalbini bir kabir gibi hissetti o gün. Ama içine konulanı tüketen, yok eden, öğüten değil, her şeyin aslında bir başka biçimde var olmaya devam ettiği, gömdüğü şeyin geliştiği, büyüdüğü bir kabir gibiydi. Bütün kabirler öyle değil midir?
İnanın bu hüzün size çok yakışıyordu. Tam size layık, tam kalbinize göre.