Thibault’lar serisinin üçüncü cildinde, ikinci ciltte başlayan yedinci bölümün (ki kitabın en güzel bölümüydü bana göre) devamı ve son bölüm yer alıyor. 1. Dünya Savaşı devam ederken Avrupa’da yaşananlar, savaşın ardındaki gerçekler, hem politikacılar ve hem de halk cephesinden anlatılıyor. Eser hakikaten okuru edebiyata doyuran çok güzel bir klasik roman olmasının yanı sıra okuduğum en kapsamlı, gerçekçi ve cesur savaş karşıtı metinlerden biri. Roger Martin du Gard, hem bireylerin psikolojik analizlerinde çok başarılı, her bir karakteri oya gibi işlemiş; hem de toplumsal ve siyasi konuları analizi muazzam. Tüm bunları güçlü bir kalemle aktarınca da ortaya böyle bir başyapıt çıkıyor. İlk iki ciltte büyüme sancılarına tanıklık ettiğimiz karakterlerin yetişkinliğini okuyoruz son ciltte. Serinin başında adeta bir bildungsroman tadında, çocukluk ve ergenlikte yaşanan psikolojik ve zihinsel çalkantıları sunan yazar, bu kez ilerleyen yaşlardaki sorgulamaları ve çıkarımları paylaşıyor ve çemberi tamamlıyor. Hayat, gençlik, büyümek ve yaşlanmakla ilgili tespitleri o kadar yerinde ve bunları paylaşma şekli de o kadar filtresiz, gerçekçi ve ders veren değil de içini döken bir tonda ki etkilenmemek mümkün değil. Bu kısımda özellikle, keşke daha önce, daha genç yaşlarımda okusaymışım, diye çok düşündüm. Mutlaka okunması gereken bir seri. Uzunluğu gözünüzü korkutmasın, benim gibi ertelemeyin.
Thibault’lar - 3Roger Martin du Gard · Yapı Kredi Yayınları · 201738 okunma
Kötülük ve budalalığı ezmek için, ezen her şey iyidir, kötülük ve budalalık bile! Eğer adâletsizlik gerekiyorsa, ben adâletsizim, acımasızlık gerekiyorsa ben acımasızım! Zaferi kazanmada bana yararlı oluyorsa her silâh iyidir benim için.
Nobelli yazarlar etkinliği kapsamında sırada bu ödülü en çok kazanan ulusun yazarları var.
Etkinliğe katılmak isteyen arkadaşlar adı geçen yazarlardan istedikleri kitapları okuyabilirler.
Etkinlik tarihi: 25 Temmuz - 30 Ağustos
1. Romain Rolland (1915)
- Jean Christophe Cilt 2
2. Anatole France (1921)
- Bay Bergeret Paris'te
3. Henri Bergson (1927)
- Gülme
4. Roger Martin du Gard (1937)
- Jean Barois
5. André Gide (1947)
- İsabelle
6. François Mauriac (1952)
- Gecenin Sonu
7. Albert Camus (1957)
- Caligula