·
Puan vermedi
Marquez... Roman türünü 21. yy'a taşıyan adamlardan biri olarak görüyorum. 20. yy'ın aforizmatik yazarları, teknik eğilimleri ve bunalımlı üslubu edebiyatı eksiltili bir hale getiriyor, toplumların derinliğini yitirmesi ve paranın egemenliğiyse sanatı insandan koparıyordu. Belki de Marquez, Vasconcelos, Saramago gibi adamlar olmasa bugün hala roman türü yaşıyor diyemeyecektik. Etrafımızı polisiye, fantastik öğelerle dolu; yaşamdan ve büyük ölçüde hissiyattan kopuk kitaplar saracaktı. Kolera Günlerinde Aşk, üslubu, kurgusu ve Marquez'in en çok sevdiğim yönü olan ara cümlelerindeki ustalık ile kalbimde derin bir yer edindi. Florentino Ariza isimli karakterin, sevdiği kadının imgesini barındıran bir aynayı aldığı kısım aklımdan ömrüm boyunca çıkmayacak. Yazarın çok, çok derin ruhu var. Ve bu direkt olarak edebiyatına yansımış.
Kolera Günlerinde Aşk
Kolera Günlerinde AşkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20208,8bin okunma
124 syf.
2/10 puan verdi
Bu kitabı pek gerçekçi bulamamıştım. Risale-i Nur'daki fikirlerin sunuşu ve buna bağlı olarak yaşlı ateistimizin aydınlanması ve imana ermesi(!) basit, kasıtlı ve avam buluyorum. Daha derinlikli, daha içe inen, sebepleri sorgulamaya dönük bir anlatım kitabı daha iyi yapabilirdi. Kısaca hem Risale'nin içindeki fikirlerin sunuşu hem de roman sanatı açısından eksik. Çok satanların arasında bir fiyasko daha...
Kendini Arayan Adam
Kendini Arayan AdamHalit Ertuğrul · Nesil Yayınları · 201810,4bin okunma
Reklam
150 syf.
·
Puan vermedi
İlginç sorularla karşımıza çıkıyor yine Milan Kundera. Teknoloji ile değişen algımızdan söz ediyor. Günümüz politikacılarını, bilim insanlarını, "dansçıları". başkalarınca görülmeden varolamayan insanları anlatıyor. Romanın sonunda farklı yüzyıllarda yaşayan roman kişilerini karşılaştırması ve hatta anlatıcıyla eşinin de onları görmesiyle bir kurgu evreninde olduğumuz hatırlatır yazar. Ya da romanın bir bölümde dediği gibi: " Her şey düzenlenmiş, ayarlanmış, yapay, her şey bir oyun, hiçbir şey içten değil ya da başka bir değişle her şey sanat. Öyleyse: geciktirme, kesintiizliği uzatma sanatı, daha iyisi esrime, coşku durumunda olabildiğince uzun kalma sanatı."
Yavaşlık
YavaşlıkMilan Kundera · Can Yayınları · 20181,254 okunma
160 syf.
7/10 puan verdi
'' eğer romanın gerçekten ortadan kalkması gerekiyorsa , bu onun gücünün tükenmesi yüzünden değil , kendisine ait olmayan bir dünyada bulunması yüzündendir '' gibi beni benden alan bi kaç paragrafa sahip bi kitap. bu bi kaç paragraf için okumaya değer mi ? seçim sizin :)
Roman Sanatı
Roman SanatıMilan Kundera · Can Yayınları · 2014274 okunma
"Bütün sanatlar gibi roman sanatı da bir gelenek üzerine kurulur. Bu gelenek yalnız roman geleneği değildir; toplumun kültür geleneğini yaratan bütün davranışların tarihidir. Sanıyorum Kemal Tahir Türk tarihine eğilirken, zengin kültür geleneğimizden esaslı bir biçimde yararlanmanın gereğini duyan ilk romancımızdır... Belki de bunu gerçek anlamıyla kavrayan tek romancımızdı."
368 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Roman ikinci dünya savaşı sırasında Paris`te yahudiler için saklanma yerleri tasarlayan mimar Lucien Bernard`ın hayat hikayesini anlatıyor. Önceleri para için bu içi yapsa da daha sonra karşılıksız insanların hayatını kurtarmak için ölümü göze alıyor. Savaşın insanları acımasız hale getirdiği bir dönemde tpolum içnde vicdanı ile hareket edenlerin, insan olmayı insan kalmayı başaranların olduğunu göstermiş yazar. Aynı zamanda ikinci dünya savaşı yıllarındakı Fransa`nın durumuna işık tutmuş, tarihle sanatı iç içe vererek dönemin mimarisi, modası hakkındaa bir çok bilgi vermişdir.
Paris Mimarı
Paris MimarıCharles Belfoure · Yabancı Yayınevi · 2015127 okunma
Reklam
320 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Türk bir yazarın elinden çıkmış fantastik bir roman, kurgusu, konusu, anlatım tarzı , insanı hikayenin içine çekme sanatı başarılı bir şekilde işlenmiş...1 gece de bitirdiğim nadir kitaplardandır. tavsiye ederim efenim...
Tılsım-ı Kudret
Tılsım-ı KudretGöktuğ Canbaba · Laika Yayıncılık · 201060 okunma
%60 (332/552)
8/10 puan verdi
Tek tek karakterlerin ağzından anlatılan hikayeleri severim. Benim Adım Kırmızı'nın da anlatımı böyle ve anlatıcı ağzından anlatılsa bu kadar güzel olmazdı diye düşünüyorum. Romanın konusu aslında çok da aşina olduğumuz bir konu değil, ortalama bir okurun o dönemin resim sanatı ve nakkaşları hakkında ne kadar bilgisi olabilir ki dedim.. Ayrıca dönem de çok okunan bir dönem değil sanırım ki dönemin tarihinden çok ayrı bir boyutu, sanatı anlatılıyor. Konu böyle olunca anlatım da çok yoğun. Bu biraz yoruyor insanı. Yani bir oturuşta 100 sayfa kadar okumak pek mümkün olmayacak sanırım. ağır ağır ve sindire sindire okunması gereken bir roman. Yarım bırakmama gelince; * Hikayeyi götüren ana karakterlerin dışında anlatılan yan hikayeciklerde çok fazla isim geçiyor. *Nakkaş-nakşeylemek kelimeleri çok fazla kullanıldığı için kulağımda yankılanan seste rahatsız edici bir yan var (hani başkası da okuyormuş ve siz duyuyormuşssunuz gibi bir ses vardır ya...) * Konu zaten ağır bir de betimlemeler fazla olunca daha da ağırlaştı. Bu sebeplerden beni çok yordu. ve kitabın %30una gelmişken, kitabın kalınlığının ve hep böyle gidecek olmasının korkusuyla kitabı sanırım yarıda bırakıyorum. oysa çok umutluydum.
Benim Adım Kırmızı
Benim Adım KırmızıOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202316,1bin okunma
304 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
William Morris in ütopyası mutlu bir toplum için komünizmi şart koşmakta,insanların tümüyle eşit şartlarda yaşabilecekleri bir topluma nasıl erişebileceğini sorgulamaktadır.Doğayla bütünleşik ,eşitlikçi,devletsiz bir toplum tasavvur edilmiştir.Sanayileşmenin yerini toplumsal zanaat ekonomisinin aldığı özgürlükçü sosyalist bir topluma ilişkin ikna edici bir vizyon sunmaktadır. Yaşanılan dönem " Hayatın Eşitliği"dönemidir.Burası hiçbir şeyin israf ve berbat edilmediği bir bahçedir. Emeğin karşılığı hayat ve yaradılış bir ödüldür.Fabrikalara 'Toplu Çalışma Grupları ' denmekte ve buralarda birlikte çalışmak isteyen insanlar toplanmaktadır . 1 Mayıs günü "Sefaletin Yok Edilmesi Günü' olarak kutlanmaktadır.Özel mülkiyet kutsallığının artık geçerli olmadığı bir dönemden bahsetmektedir.Eğitim -Öğretim bilgi edinme sanatı olarak değerlendirilmektedir.İnsanların o kadar akıllıca sözünü ettiği ve o kadar da aptalca uyguladığı cezalar ,kendi korkularının dışa vurumundan başka neydi ? günümüz ceza sistemini bir özeti şeklindedir.Merak uyandıran ve mutlaka okunması gereken bir roman.
Hiçbir Yerden Haberler
Hiçbir Yerden HaberlerWilliam Morris · Fabula Yayınları · 2015212 okunma
432 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Kitabın türü konusunda okurken karar veremedim. Çünkü kitap, felsefi içerikli, roman tadında ,otobiyografik, tanımadığım bir ülkenin topraklarında gezi rehberi kısaca hepsini barındırıyordu.Değerlerin sorgulaması yapılıyor ve bu durum sizi içsel bir sorgulamaya götürüyor.Çok hızlı okunan bir kitap değil ve tekrar tekrar okunması gereken bir kitap.
Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı
Zen ve Motosiklet Bakım SanatıRobert M. Pirsig · Ayrıntı Yayınları · 20221,185 okunma
Reklam
Çünkü edebiyat bir laf ebeliği değil, insan ruhunun derinliklerine ulaşma sanatı. Bunu yapmak için gevezeliğe, süslemelere, halkın küçük görmekte haklı olduğu biçimde “edebiyat yapmaya” hiç gerek yok. Bu olsa olsa “ucuz roman” (pulp fiction) türünün bir özelliğidir. Edebiyat Mutluluktur, Zülfü Livaneli
Hermann Broch
Bir romanın tek var olma nedeni, ancak bir romanın keşfedebileceği şeyi keşfetmektir.
Sayfa 17 - CanKitabı okudu
Güç
Gücün saldırganlığı hiçbir çıkar tanımaz; sebebi yoktur; o sadece iradesini ister; o tam anlamıyla katıksız akıldışılıktır.
Sayfa 22 - CanKitabı okudu
İnsanlık
İnsanın sadece ruhundaki canavarlara karşı mücadele ettiği son huzurlu zamanlar, Joyce ve Proust'un zamanları artık geride kalmıştır.
Sayfa 23 - CanKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.