İnsan bütün geçmişini, düşünme ve çağrışım alışkanlıklarını bir kaç kilometrede atamıyor Olric.
Sayfa 571
Başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım: mürekkeple yazmışlar oysa. Ben, kurşun kalem silgisiydim. Azaldığımla kaldım.
Reklam
"Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım 10 yıl bu evde? Ben ne yaptım kimse uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım."
İLETİŞİM YAYINEVİ
Roman yazmış olduğunu bilmeyenler, belki ona cahilin biri gözüyle bakabilirlerdi: fakat, maddi ve manevi evlilikler olduğunu çok iyi biliyordu. Her şeye aklı yatıyordu. Bir örnek vermesi gerekirse, üniversiteyle evliliğin elbette manevi evlilik olduğunun farkındaydı. Önce manevi evlilikleri yapacaktı.
Sayfa 211 - İletişim Sinan Yayınları Dördüncü Bölüm
Galiba yalnız ben yoruldum. Ve bu yorgunluğumu yaşamak zorundayım.
Reklam
724 syf.
·
Puan vermedi
Türk Entelijansiyası’nın Kuran’ı
Askerde okuduğum ve beni en çok yoran kitaplardan biridir. Okuması çok zor bir kitaptı. Özümseyenleri geçtim, bitirebilenin kalçasından öpüleceği kitaptır. Kesinlikle herkesin sevebileceği bir kitap değil. Kanmayın popüler mecrada herkesin Selim gibi takıldığına, ilk yayımlandığında gerçek bir ilgisizlikle karşılanmış bu roman. Günümüzdeyse tam
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,4bin okunma
Bunu okurken günlüğüm geldi aklıma
Defterin yapraklarını karıştırdı: ne aptalca notlar tutmuşum. Beni değerlendirmek için bu deftere başvursalar...
Birbirlerine benzeyen günler, yaşarken nasıl geçtiği anlaşılmayan günler, tarih düşürülmesi imkânsız günler. Günler birbirini kovaladı. Pazartesi oldu, sonra pazar, sonra gene pazartesi, Sonra gene pazar oldu. Yakalamaya, yetişmeye imkân yoktu; sonra gene pazar oldu. Geç kalkıldı. Kahvaltı, büyük kahvaltı, geç yapıldı.
724 syf.
·
Puan vermedi
Hayata bir türlü tutunamamak...
Kimlik krizi yaşayan Selim'in intiharı üzerine onun en yakın arkadaşı olan Turgut Özben'in bu konuyu yani en yakınının neden hayata "tutunamadığını" öğrenmeye çalıştığını anlatan 724 sayfalık, dört dile çevrilmiş, çokça betimlemeye boğulmak istenircesine yazılmış Oğuz Atay'ın en bilindik romanlarından birisi. Öyle ki
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,4bin okunma
Reklam
Şu Dickens’ı alalım. Dostoyevski’yi çok etkilediği söyleniyor. Bir dedikodudur gidiyor, değil mi Selimciğim? Franz Kafka’yı alalım Olric: bir tereddütün romanı. Böyle bir roman vardı galiba, bizim eskilerden birinin yazdığı. Eskilerimizi de unutmayalım. İnsandan bahsediyorlar ne de olsa. Fakirlerin, kütle romanından haberleri olmadığı için, ne yapsınlar, insandan, tek insandan bahsetmek gibi modası geçmiş bir yola sapmışlar.
Sayfa 51 - İletişim Sinan Yayınları Dördüncü Bölüm
bu evde senden başka varlıkların yaşadığını hiç düşündün mü ben bir kitap okurken ne okuyorsun diye bir soru sordun mu beni elimden tutup bir gün parka götürdün mü sadece o soğuk mantığınla tenkit ettin elektriği açık bırakmışsınız pencereyi kapatmamışsınız radyoyu kapatın başım ağrıyor roman okuyup gözlerinizi yormayın boşuna elektrik yanıyor okuduklarınızın hepsi yalan senin bana isyan etmene bu kitaplar sebep oluyor
Sayfa 100 - İletişim Sinan Yayınları Üçüncü Bölüm
baba ben artık bu evde yaşamak istemiyorum yıllardır ruhumuzu öldürdün bu evde hayatında bir roman okumadın bir sinemaya gidip heyecanlanmadın beni ve annemi bu çirkin eşyanın içine hapsettin
Sayfa 100 - İletişim Sinan Yayınları Üçüncü Bölüm
Kötülüğe kayıtsız kaldım; ona içimde yer vermedim. Kara ekmeği yemek zorundaydım; ama kötü şiiri okumadan da yaşayabilirdim.
Bazen dayanamayarak, yalan olduğunu söylerdim bunların. Selim gene inanmaya devam ederdi. "İnsanı düşünmekten kurtarıyorsun," derdi: "Bir kısmının uydurma olmasından ne çıkar?" Bu hikayelere inanıp inanmadığını düşünmek istemezdi. "Her gün yaşadığım olaylar daha uydurma geliyor bana," derdi.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.